"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma yolu ile idareye devredilen ancak, davalı tarafından imar planları değiştirilerek kamulaştırma amacı dışında tasarruflara konu edilen taşınmazlarla ilgili olarak uğranılan zararın tazmini davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 24.03.2015 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırma yolu ile idareye devredilen ancak, davalı tarafından imar planları değiştirilerek kamulaştırma amacı dışında tasarruflara konu edilen taşınmazlarla ilgili olarak uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma yolu ile idareye devredilen ancak, davalı tarafından imar planları değiştirilerek dava dışı üçüncü şahıslara satılan taşınmazla uğranılan zararın, davacılara ödenen kamulaştırma bedeli düşüldükten sonra taşınmazın gerçek değerinin hesaplanılarak davacılara ödenmesi suretiyle tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırma yolu ile idareye devredilen ancak, davalı tarafından imar planları değiştirilerek dava dışı üçüncü şahıslara satılan taşınmazla uğranılan zararın, davacılara ödenen kamulaştırma bedeli düşüldükten sonra taşınmazın gerçek değerinin hesaplanılarak davacılara...
Öte yandan, idare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararı ifade eder. Dolayısıyla henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale gelmemiş muhtemel zararların idarenin tazmin yükümlülüğünü doğurmayacağı açıktır....
Kadastro Mahkemesince davacının zararın giderilmesi talebi yönünden dava tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmiş olup, eldeki davanın davalının haksız müdahalesi nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu ve bu haliyle haksız fiile dayalı uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca çözümleneceğinin anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ...Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kadastro Mahkemesince taşınmazın tapuya tescili ile ilgili talep yönünden yargılamaya devam edilmekle davacının zararın giderilmesi talebi yönünden dava tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmiş olup, eldeki davanın davalının haksız müdahalesi nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25. maddesi uyarınca bu hususun Kadastro Mahkemelerinin görev alanına giren uyuşmazlıklardan olmadığı ve bu haliyle haksız fiile dayalı uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca çözümleneceğinin anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Karadeniz Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; bakılan davanın, Çan Belediye Encümeni'nin ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile işlem sebebiyle uğranılan zararların tazmini istemiyle açıldığı, davacı tarafından işlem sebebiyle oluştuğu iddia edilen zararların tazmini maksadıyla yapılan ilk başvurunun tarihi olan 17/05/2018 tarihinin zararın öğrenildiği tarih olarak kabulü gerektiği, bu tarihinden itibaren ya 11. madde kapsamında bir başvuru yapılması ya da altmış günlük dava açma süresi içerisinde iptal ve tam yargı davası açılması gerektiği hâlde, süresi içerisinde başvuru yapılmadığı gibi dava da açılmadığı, 16/07/2018 tarihinde son bulan dava açma süresini ihya etmeyen 21/09/2018 tarihli başvurunun reddi üzerine 20/12/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı, süre aşımı bulunması sebebiyle, işin esasının incelenmesine ise hukûken imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince, davacının tazminini istediği zararların, 5233 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sayılan ve anılan Kanun kapsamında tazmini gereken zararlardan olmadığı gerekçesinin yanı sıra bu zararların muhtemel zarar niteliğinde olduğu gerekçesine yer verilerek davanın reddine karar verilmişse de, talep edilen zararlardan ticari kar ve kazanç kayıpları ile sabit giderlerinin, yalnızca 5233 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sayılan zarar kalemleri arasında bulunmaması sebebiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanamayacağı gerekçesiyle bu zararın tazmini isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, dava konusu işlemin davacının sabit giderleri ile kar ve kazanç kaybı zararının tazmini isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmadığından temyize konu kararın bu kısmının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği sonucuna varılmaktadır....
Buna göre; sokağa çıkma yasağı kapsamında meydana gelen maddi zararların, davacının iş yerini açamaması, ticari faaliyette bulunamaması sebebiyle harcamak zorunda kaldığı kira, işçi ve iş yeri giderleri gibi sabit giderleri ile bozulan ürünler, zarara uğrayan eşyalara ilişkin somut, kanıtlanabilir zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gerekmektedir. Bununla birlikte; davacının gerçek, kanıtlanabilir ticari kar kayıplarının, elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararların, zorunlu sabit giderlerin de 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gerekmektedir....
Kurumu tarafından reddedilmesinde davalı idarenin yürüttüğü hizmetin zamanında ve gerekli hızda yapılmaması nedeniyle meydana geldiği ileri sürülerek uğranılan zararların tazmini istenilmiş ise de, davalı idare tarafından başvuru hakkında işlemlerin makul süreler içerisinde gerçekleştirildiği, kaldı ki davacı tarafından talep edilen zararın somut ve kesin bir zarar olmadığı görülmekte olup, lisans tadil talebinin reddedilmesinde davalı idareye bir kusur atfedilemeyeceğinden ve talep edilen zararın kesin ve somut olmaması nedeniyle maddi ve manevi zararların tazmini isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....