A.Ş. hesabına yatırılmıştır.Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı ödeme dışında kalan borca ve takibe itiraz ediyoruz. " şeklinde borca itiraz edildiğini, itirazını itfa olgusuna dayandırdığını, böylece borcu doğuran hukuki ilişkiyi ve dolayısıyla borcu kabul ettiğinin görüldüğünü, dolayısıyla ödeme yapılan kısım bakımından da icra müdürlüğünce takibinin tamamının durdurulduğunu, icra müdürlüğünce yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu, borçlu tarafından yapılan ödemenin dosya borcundan mahsubunun talep edildiğini, borçlu tarafından borca itiraz dilekçesinde takibinin durdurulmasının talep edildiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02.11.2016 tarih, 2016/543 E. - 716 K. sayılı kararı ile borca itirazın reddedildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2016 tarih ve 2016/240 E.-248 K. sayılı kararı ile HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür. Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2022/23059 Esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya örnek 10 ödeme emri ve dayanak belgelerinin tebliğ edildiği, borçlu tarafından borca itiraz edilerek iş bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu borca ve borca itirazın yanı sıra "benim imzalamış olduğum senet bu değildir, senet benim tarafımdan doldurulmamıştır" şeklinde itirazda bulunmuş ise de İİK'nın 168/4 maddesi uyarınca kambiyo senedindeki imzanın ayrıca ve açıkça kendisine ait olmadığına ilişkin bir itirazının bulunmadığı bu nedenle imza incelemesinin yapılmasına gerek olmadığı, senedin kendisi tarafından doldurulmadığına ilişkin iddianın ise anlaşmaya aykırı olarak doldurulan senedin yazılı belge ile ispat edilmesi gerekmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2022 NUMARASI : 2019/512 ESAS - 2022/98 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya,Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, takip konusu senette bulunan imzaların müvekkili şirket yetkili Ali Erhan Kut'a ait olmadığını, müvekkilinin merkez adresi Maltepe'de olduğundan Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, borca da itiraz ettiklerini belirterek takibin durdurulmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı borçluların dava dilekçesinde; borca itirazlarını hesap kat ihtarına cevaplarında belirtmiş olduklarını beyan ederek borca itiraz ettikleri, faize ayrıca ve açıkça itiraz etmedikleri görülmektedir. İhtarnameye süresi içinde itiraz edilmesi borçlulara icra emri gönderilmesine engel teşkil etmez ise de Bölge Adliye Mahkemesi'nce öncelikle, ... 48. Noterliğinin 05.07.2017 tarih ve 66896 yevmiye numaralı kat ihtarının ve ihtarın borçluya ve ipotekli taşınmaz malikine tebliğine ilişkin tebliğ şerhinin dosyaya getirtilip, süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilip edilmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz K A R A R İnceleme konusu karar “Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu takipte borca itiraz” istemine ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece görevsizlik kararı verilmekle dosyanın inceleneceği görevli Dairenin belirlenmesi için Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen karar ve gerekçesinin yerinde olmadığını, şikâyet ile itiraz arasında hukuki mahiyet açısından önemli farklar olduğunu, yerel mahkeme huzurunda açmış oldukları borca itiraz davası ile maddi hukuk hükümlerine dayanarak alacağa karşı olan itirazlarının dile getirildiğini, borca itiraz davası ile; takibe konu edilen alacağın kendisine ilişkin itirazlarda bulunulduğunu, ayrıca, dava dilekçelerinde de imza itirazı da yapıldığını, işbu imza itirazının şikâyet yolu ile dile getirilmesinin mümkün olmadığını, şikâyet davası ile ise; ödeme emrinin ekinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin mirası reddettikleri ve bu sebeple borçlu sıfatı bulunmamalarına rağmen haklarında takip başlatıldığını, işbu hususların İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiğini, bu sebeplerle söz konusu takibin iptalinin gerektiğinin belirtildiğini, dolayısı ile borca itiraz davası ile takibe konu edilen alacağın...
Borçluların, icra dosyasına sundukları itiraz dilekçelerinin giriş ve sonuç kısmında, takibe kısmi itiraz edildiği belirtilmesine rağmen, dilekçenin açıklamalar bölümünde takibin tamamına itiraz edildiği yönünde açıklamalar bulunduğu, bu şekilde borca itiraz ettikleri, borçluların kullandıkları bu ifade şeklinin itirazın kısmi olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, itiraz dilekçesi bütün olarak değerlendirildiğinde, kısmi itiraz edildiği şeklinde yorumlanmasını gerektiren bir irade açıklamasının mevcut olmadığı, dolayısıyla borcun tamamına itiraz edildiği, kısmi itirazın söz konusu olmadığı açıktır. Bu şekilde, borçlular tarafından açıkça borca itiraz edildiğinden, davacı tarafın, borçluların geçerli bir itirazı olmadığına ilişkin ileri sürdüğü iddia yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....
A- Davalı borçlu vekili tarafından borca itirazın kısmen kaldırılması kararı aleyhine yapılan istinaf başvurusuna yönelik inceleme: İİK'nun 269/d maddesi yollamasıyla haciz ve tahliye talepli takiplerde de uygulanması gereken İİK'nun 62/4 maddesi gereğince, Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısman cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır. Somut olayda, borçlunun icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde "benim icra takibinde belirtildiği miktarda borcum bulunmamaktadır. Bu sebeple borca kısmi olarak ve tüm ferilerine itiraz etmekteyim" demek suretiyle borca kısmi itiraz ettiğini bildirdiği, ancak itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını belirtmediği anlaşıldığından İİK'nun 62/4 maddesi gereğince itiraz geçersizdir. Borca kısmi itiraz geçersiz olduğundan mahkemece verilen "itirazın kısmen kaldırılması kararını" istinaf etmekte borçlunun hukuki yararı bulunmamaktadır....
yapılmadan, tüm borca itiraz edilmesi hasıl olan dosyalara gönderilmesi gibi sonuçlar doğurabileceğini, böyle durumlarda iradeye ayrıca dikkat edilmesi gerektiğini, hem dosya numarasının farklı olması hem alacaklı tarafın farklı olması hem de takiplerin konularının farklılığı doğrultusunda gönderilen borca itiraz dilekçesinin profesyonel olarak çalışan bir avukat tarafından yazıldığı gözetildiğinde sevhen ve maddi hata değerlendirilmesi bu doğrultuda hukuka uygun olmayacağını bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....