e sattıktan yaklaşık bir ay sonra da tarlayı devraldığı, sanığın katılanlara verdiği senet bedelini de ödemediği ve katılanların senet için yaptıkları icra takibinde senetteki imzaya itiraz ettiği iddia edilen olayda; sanığın taşınmaz bedelinin bir kısmını peşin bir kısmını senet olarak verdiği sonrasında verdiği senetteki imzaya itiraz ettiği şeklindeki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde kaldığı ve dolandırıcılık suçunun hile unsurunun oluşmadığına dair mahkemenin beraatine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurunun oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sanığın suçu işlediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraatine ilişkin hükmün ONANMASINA, 10/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun 168. maddesinin .... ve .... bentlerine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu ...’e ödeme emrinin ....04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, ....04.2016 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, itiraz süresinde olduğundan, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
- K A R A R - Davacı vekili asıl davada, keşidecisi olduğu bonodaki imzaya itiraz ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davacı vekili birleşen davada, avalisti olduğu bonodaki imzaya itiraz ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar 11/03/2015 tarihli celseyi takip etmediklerinden dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen dava yenilenmediğinden asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dava davacıları tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak, bonodaki imzaya itiraz ettikleri, mahkemece, imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca; imzaya itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda; yetkili ... İcra Dairesince çıkartılan örnek 10 ödeme emirlerinin borçlulara 09.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya itirazın ise yasal beş günlük süreden sonra 20.07.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, itirazın, süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verdiği görülmüştür. İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun açtığı imzaya itiraz davasına ilişkindir. Davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında Sinanpaşa İcra Müdürlüğünün 2019/31 Esas sayılı dosyasıyla 21.000,00 TL bedelli, 04/08/2018 tanzim, 04/12/2018 vade tarihli bonoya dayanılarak kambiyo takibi başlatılmıştır. Davacı tarafından yasal 5 günlük süre içinde imzaya itiraz davası açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan; ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesince düzenlenen 27/11/2020 tarihli raporda "imzaların kuvvetle muhtemel T1 eli ürünü olduğu " şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür. Bu haliyle alınan bilirkişi raporunun, imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığına yönelik kesin kanaat içermediği açıktır....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu senetlerin her iki takip borçluları tarafından müvekkilinin huzurunda imzalandığını, davacının haksız yere imzaya itiraz ederek borçtan kurtulmaya çalıştığını, asıl borçlunun imzaya itirazı yokken davacının imzaya itiraz etmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna itibarla senetler üzerindeki davacıya atfen atılı imzaların davacının eli ürünü olduğu, davalının lehdar sıfatını taşıdığı, imzanın kefile ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu, bu nedenle takipte ağır kusurlu bulunduğu gerekçesi ile davacının imzaya itirazının kabulüne, takibin davacı/borçlu yönünden durdurulmasına, takibe konu asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibe konu asıl alacağın %10'u oranında para cezasının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına karar vermiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: imzaya itiraz nedeniyle imza imzalamasının yapılabilmesi için gerekli olan 500,00 TL delil avansının yatırılması için ispat yükü altındaki alacaklıya iki haftalık ihtarlı kesin süre verildiği, alacaklının kesin süre içerisinde avansı yatırmadığı HMK'nun 324.maddesine göre takibe konulan bonodaki imzaya yönelik itirazı alacaklının kabul etmiş sayıldığı, imza incelemesi yapılmadığından borçlu lehine tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle imzaya itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına yasal şartlar oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....
Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda açıkça imzaya itiraz ettiğinin belirtildiği ve mahkemece imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı konusunda herhangi bir inceleme yapmadığı tespit edildiği halde, borçlunun istinaf başvurusunda imza itiazı ile ilgili bir istinaf sebebi ileri sürülmediği ve kamu düzenine ilişkin olmayan bir hususta dairemizce değerlendirme yapılamayacağı gerekçeleri ile HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinde istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir. Bölge Adliye mahkemesinin bu kararı borçlu vekilince temyiz edilmiş, temyiz dilekçesinde bölge adliye mahkemesinin bu gerekçesinin gerçeğe aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu istinaf dilekçesinde defalarca itiraz edildiği dilekçenin hem konu hem de neticesi talep kısmında imzaya ve borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirtmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu, davacının imzaya itirazını da kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....