Hukuk Dairesi'nin 27/11/2017 tarihli, 2015/15280 Esas 2017/15601 Karar sayılı kararı ile temyiz sebebi olarak ileri sürülen hususların ilama aykırılık şikayeti olduğu, süresiz şikayete tabii olduğu, dolayısıyla fazla faiz ve alacak talebinde bulunduğu iddiasının esasa girilerek incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporuna göre karar verildiği, karara karşı borçlu vekilinin ilama aykırı alacak ve faiz talebinde bulunulduğu, yapılan ödemelerin dikkate alınmadığı ve bilirkişinin hatalı rapor tanzim ettiğini beyanla kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasını talep etmiştir. Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Boşanma davası içerisinde TMK'nun 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....
Kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabilir. Mevcut ilamlı takipte ise kat maliklerine, İİK.nun 89. maddesi hükmü uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilerek aidatlarını icra dosya hesabına yatırmaları da istenebilir. Bunun dışında ilamın yargılamasında yer almayan, takip konusu borcun doğduğu dönemde kat maliki olup olmadıkları ilamdan net bir şekilde anlaşılamayan kişilere ilamlı takibin yöneltilmesi ve icra emri gönderilmesi, ilamlı takip hükümlerine uygun değildir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte ilama aykırılığa dayalı şikayetin süreye tabi olmadığı halde Mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. “İlamlı icraya başvurma hakkı, ilam lehine olan (yani; ilama göre alacaklı olan) kimseye, bu kimse ölmüş veya alacağını başkasına temlik etmişse, mirasçılarına veya alacağı devralana aittir. İlamlı icrada borçlu, ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu durumunda olan kimsedir; bu kimse ölmüş ise, ilam mirasçılarına karşı icraya konur…” ( KURU, B./ ARSLAN, R./ YILMAZ, E. İcra ve İflas Hukuku “Ders Kitabı”, 27. Baskı, 2013, s: 392 ) İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak, icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 15.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
Bu durumda Mahkemece, borçlunun dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı yönündeki şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde temyiz edene iadesine 01.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
KARAR Borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, 14.08.2014 tarihli muhtıra ve eki hesap tablosunun ilama aykırı olduğunu, taraflarınca ilama uygun olarak yapılan hesaba göre fazladan talep edilen 4259,00 TL yönünden muhtıranın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda 29.05.2012 tarihli icra emrindeki 55509,51 TL toplam alacağın 3960,09 TL'lik kısmının iptaline ve takibin 51544,46 TL yönünden devamına karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. İİK'nun 17/1. maddesinde "Şikayet, icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir" hükmü yer almaktadır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dosyadaki bilgi belgelere göre; alacaklı tarafından, taşınmazında alacaklı/davalı lehine ipotek tesis eden şikayetçi borçlu aleyhine, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış; borçlu tarafından İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurulmuştur. Mahkemece; şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz aşaması olmadığından haczedilemezlik şikayetinde bulunulması mümkün değildir. O halde mahkemece aynı doğrultuda gerekçe ile şikayetin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibe itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K AR A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından .....Aile Mahkemesi'nin 2004/725 Esas - 2005/445 Karar sayılı boşanma ilamında müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda takipte istenilen miktarın ödendiğini, müşterek çocukların 2012 yılı Ağustos ayından itibaren velayet hakkı sahibi anne yanında kalmadığını, vekil edeni borçlunun yanında kaldığını, çocukların tüm okul, tatil,...
Ltd. şirketi aleyhinde limit ipoteği ve hesap katı ihtarına dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış, örnek 6 numaralı icra emri borçlu şirkete 19.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal 7 günlük süreyi geçirerek 27.07.2012 tarihinde İcra Mahkemesine şikayete gelmiştir. İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33.maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, limit aşımı şikayeti dışındaki şikayetler yedi günlük hak düşürücü süreye tabidir. O halde Mahkemece, borçlunun, ipotek limiti aşıldığına dair bir şikayetinin bulunmadığı ve diğer şikayetinin icra emrinin tebliğine göre yedi günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığı nazara alınarak, istemin süreden reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....