İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı - davalı erkek tarafından kaldırılan yoksulluk nafakası hariç tutularak hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. GEREKÇE: Asıl erkek davası yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakası talebi, kadına ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması ve velayeti annede olan çocuk için ödenen iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkindir. Birleşen kadının davası ise, yoksulluk nafakasının arttırılması ve velayeti kendisinde olan çocuk için ödenen iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkindir. Tarafların 2003 yılında evlendikleri, evlilikte 2006 ve 2011 doğumlu 2 çocukları bulunduğu, taraflarca açılıp İzmir 6....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dava tarihi itibariyle boşanma dosyasının henüz kesinleşmediği, Mahkemenin 2011/192 esas sayılı dosyası incelendiğinde, 24/04/2013 tarihinde davacı ve davalı tarafın 2 yıl süreyle ayrılıklarına, ayrılık süresince çocuğun velayetinin davacıda bırakılmasına, ayrılık nedeniyle 100,00 TL yoksulluk nafakası, 150,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği ve hükmün 10/07/2013 tarihinde kesinleştiği, 2014/132 esas sayılı dosyasında ise 100,00 TL yoksulluk nafakasının 250,00 TL'ye, 150,00 TL iştirak nafakasının 250,00 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, söz konusu kararın 14/12/2015 tarihinde kesinleştiği, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının evliliğin boşanma kararı ile bitmesi neticesinde verilebilecek nafakalardan olduğu, ayrılık davasında verilen tedbir nafakasının ayrılık için tayin edilen süre sonunda kendiliğinden sona erdiğini, dolayısıyla daha önce verilip devam eden bir yoksulluk ve iştirak nafakası olmadığı...
nün uğraştığını, kendisinin bu işlerden herhangi bir kazancı olmadığını belirterek davanın reddi ile nafakanın artırılmamasını ayrıca şu an ödemekte olduğu nafakanın da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü ile Davacıya Konya Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/09/2011 tarih, 2011/280 E, 2011/333 K sayılı kararı ile bağlanan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının 150,00 TL artırılarak 350,00 TL'ye çıkartılmasına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, müşterek çocuk için Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/105 E, 2009/364 K sayılı ilamı ile takdir edilen 150,00 TL iştirak nafakasının 150,00 TL artırılarak 300,00 TL'ye çıkartılmasına, bu miktarın dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak çocuğa velayeten davacı anneye verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Dava iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir....
gerekçesi ile; "Davacı-karşı davalının davasının KISMEN KABULÜ ile, Davalı-karşı davacının davasının REDDİNE, Davacı-karşı davalı yararına daha önce Mahkememizin 2019/178 Esas, 2019/228 Karar sayılı ilamı ile takdir edilen aylık 2.000,00 TL. yoksulluk nafakasının aylık 1.000,00 TL. daha artırılarak aylık 3.000,00 TL.ye çıkartılmasına, Müşterek çocuklar yönünden nafakanın artırılması talebinin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ karşı davalı kadın vekili hükmün; reddedilen iştirak nafakası talebi ve lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren başlaması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ karşı davacı erkek vekili hükmün; asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi olmak üzere hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Mahkemece; davacının yoksulluk halinin ortadan kalktığı, müşterek çocuk ...’in ise yargılama sırasında ergin olduğu gerekçe gösterilerek; yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine, iştirak nafakasının artırılması isteminin ise kısmen kabulü ile nafakanın 225 TL ye yükseltilerek müşterek çocuk ...’in ergin olduğu 25.08.2011 tarihine kadar devamına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Türk Usul Hukukuna göre, her dava açıldığı tarihteki maddi ve usuli esaslar çerçevesinde hükme bağlanır. Buna göre, dava açıldığı tarihte var olan alacakların hüküm altına alınması istenebilir; dava tarihinden sonra doğacak haklar için (o davada) karar verilmesi mümkün değildir (Prof. Baki Kuru, Hukuk Usulü, Cilt 2, İstanbul 2001, sh.1678 vd., Prof....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, özellikle de ekonomik göstergelerdeki değişim ve ...’in yayınladığı ÜFE oranı ve davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında arttırılan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları az olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasındaki “... 40 TL olan yoksulluk nafakasının 60 TL arttırılarak aylık 100 TL yoksulluk nafakasının... 35 TL olan iştirak nafakasının 65 TL arttırılarak 100 TL iştirak nafakasının..." rakam ve ifadelerinin çıkartılarak yerine “...40 TL yoksulluk nafakasının 95 TL arttırılarak aylık 135 TL yoksulluk nafakasının...35 TL olan iştirak nafakasının 100 TL artırılarak aylık 135 TL iştirak nafakasının" rakam ve ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle...
Bu açıklama ışığında davacı tarafın yoksulluk nafakasının aylık 450 TL'ye (450 TL - 370,29 TL x 12 ay =956,52 TL), iştirak nafakasının aylık 650 TL'ye (650 TL - 288,81 TL x 12 ay =4.334,28 TL) çıkarılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, dava tarihi itibariyle artırılması talep edilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yıllık toplamının karar tarihi itibariyle HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince davacının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Gebze 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması- iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla...
İştirak ve yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakaların hiç olmazsa TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir. ÜFE oranında yapılacak artışın yeterli bulunmaması durumunda iştirak nafakası yönünden bu artış oranı ile bağlı kalınması da zorunlu değildir. O halde; nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları ve ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayımladığı ÜFE artış oranı değerlendirildiğinde, mahkemece, müşterek çocuk ve kadın lehine hükmedilen nafakaların da uygun miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yeterli olmayacak miktarda artırıma karar verilmesi TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür....
Ancak davacı/karşı davalının aldığı 200TL nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün değildir. Aldığı nafaka ile gelirinin toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....