Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulaması sonucu 2. kez kesilen Düzenleme Ortaklık Payı nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın yargı yolu nedeniyle reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı ile davalılardan Melikgazi Belediye Başkanlığı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı ile davalılardan ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulaması sonucu 2. kez kesilen Düzenleme Ortaklık Payı nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Davalı T6 Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumet nedeniyle usulden reddine, usuli itirazın kabul edilmemesi halinde davaya konu taşınmazın DOP ve KOP kesintilerinden oluştuğu gözönüne alınarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür. Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakma görevinin İdare Mahkemelerine ait olduğu hususu gözönüne alınarak görev yönünden ayrıca davaya konu taşınmazın yer aldığı yolun T6 Başkanlığının görev ve yetki alanında kalması nedeniyle husumet yönünden ve zamanaşımı yönünden davanın usulden reddine, usuli itirazın kabul edilmemesi halinde davaya konu taşınmazın parselasyon planı gereğince DOP olarak ayrıldığı gözönüne alınarak davacının mesnetsiz talebini içeren davanın esastan reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür....
Belirtilen kural karşısında; yargı yerlerince aynı tespitlere göre kesilen özel usulsüzlük cezasının tespitin yetersizliği nedeniyle kaldırılmış olması hali dışında, belge kullanmama veya bulundurmama eyleminin üç kez tespit edilmesinin işyeri kapatma cezası uygulanmasına yeterli olduğu, bu tutanaklara dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilip edilmemesinin, işyeri kapatma cezasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla aynı eylemler nedeniyle yükümlüler adına özel usulsüzlük cezaları kesilmiş olup da bu cezaların dava konusu edilmediği veya açılan davaların reddedildiği durumlarda, işyeri kapatma cezasına karşı açılan davaların, eylemlerin saptandığı tutanakların bu cezaya dayanak yapılabilecek nitelik taşıyıp taşımadıklarının incelenmesinden sonra sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava konusu taşınmazların imar uygulamasına ilişkin Belediye işleminin İdare mahkemesinin kesinleşen kararı ile iptal edildiği, ancak bu taşınmazların olduğu bölgenin T1nce Kentsel dönüşüm alanı ilan edildiği ve Encümen kararı ile imar uygulaması neticesinde davalı taşınmazların imar durumları değiştiğinden geri dönüşüm işlemi yapılamadığı anlaşılmakla davalının ikinci DOP kesintisi nedeniyle kendisine ait taşınmazlardan 640,54 m2 lik fazla kesinti yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak görevli ve yetkili mahkemede tazminat davası açabileceğinden istinaf itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
kesilmişse, bu oranın ilave edilmesinde bir yanlışlık olmamakla birlikte, ekleme yönteminin, dava konusu taşınmazın DOP oranının tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranın dava konusu taşınmazın emsal uygulanmasından sonra bulunan m² bedeline bölünerek yapılması gerekirken, dava konusu taşınmazın DOP payına tam bir sayı (1) eklenerek, bulunan rakamla çarpmak suretiyle dava konusu taşınmazın m² bedelini hesaplayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, (örnek: dava konusu taşınmazdan kesilen DOP oranı %30 ise, dava konusu taşınmazın emsal uygulamasıyla bulunan m² bedelinin 0,70'e bölünmesi gerekir) Doğru görülmemiştir....
kesilmişse, bu oranın ilave edilmesinde bir yanlışlık olmamakla birlikte, ekleme yönteminin, dava konusu taşınmazın DOP oranının tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranın dava konusu taşınmazın emsal uygulanmasından sonra bulunan m² bedeline bölünerek yapılması gerekirken, dava konusu taşınmazın DOP payına tam bir sayı (1) eklenerek, bulunan rakamla çarpmak suretiyle dava konusu taşınmazın m² bedelini hesaplayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, (örnek: dava konusu taşınmazdan kesilen DOP oranı %30 ise, dava konusu taşınmazın emsal uygulamasıyla bulunan m² bedelinin 0,70'e bölünmesi gerekir) Doğru görülmemiştir....
indirimi ile m2 bedelinin 308,35 TL/m2 bulunup, -173,58491 % şerefiye farkının ilavesi ile taşınmazın dava tarihi itibarı m2 birim fiyatının 843,61 TL bulunup, bu m2 bedeli üzerinden davacıların hisselerine göre tazminat hesaplayan rapora göre hüküm tesisinin yerinde olmadığı, zira, arsaların m2 bedeli bulunurken şerefiye farkının ilavesinin yerinde olmadığı gibi dava konusu taşınmazın kadastro parseli emsal taşınmazın ise Dop indirimi yapılmış imar parseli olması nedeniyle, yapılacak DOP indiriminin taşınmazın bulunduğu bölgede ne kadar olduğunun ilgili belediyeden sorularak sonucuna göre yapılması gerekirken, dava tarihi itibarı ile % 40 DOP indirimi yapılarak dava konusu taşınmazın değerinin hesaplanmasının yerinde olmadığı, emsal belgelerinin de dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, taşınmazın arsa vasfında olması nedeniyle, taraflara taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içerisinde satışı yapılan benzer ölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde...
HMK 355. maddedeki düzenleme gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İstinaf incelemesine konu dava kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, aşağıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı ve ayrıca ilk derece mahkemesi kararında bu sayılan sebeplere ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmadığı, bir başka anlatımla sayılan sebeplere ilişkin hiç bir gerekçe bulunmadığı görülmüştür. Şöyle ki; 1- )Dairemizin daha önceki geri çevirme kararında dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede başka taşınmazlardan kesilen DOP oranları sorulmuş olup, dosyaya gelen cevabi yazılarda bu oranın %39 DOP kesintisi yapıldığı bilgisi bulunmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazdan %40 oranında DOP kesintisi yapılmasının hatalı olduğunu, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan imar uygulamasında kesilen DOP oranının araştırılması gerektiğini, bedelin rayiçten düşük belirlendiğini ileri sürmüştür. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar uygulaması görmemiş kadastral parsel olduğu için yasal değişiklik uyarınca %45 oranında DOP kesilmesi imkanı bulunduğundan el atılan kısmın DOP alanı içinde kabul edilmesi gerektiğini, bölgede yapılaşma tamamlandığından objektif değer azalışı hesaplanması gerektiğini, el atma tarihinin 1983 yılı öncesinde olduğunu, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür. GEREKÇE: Taraf vekillerinin istinaf itirazları ve HMK’nın 355. maddesi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
/13534 Esas, 2019/18528 Karar sayılı ilamında da taşınmazın imar parseli olduğu özellikle belirtildiğini, değerlendirmede emsal olarak gösterdikleri bu dosyanın nazara alınmaması ve nazara alınmama sebebinin belirtilmemiş olması eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil ettiği gibi adil yargılanma hakkının da ihlali olduğunu, dolayısıyla dava konusu taşınmazın imar parseli olarak değerlendirilmesi sonucu tazminata esas birim bedel 980,00 TL/m² olmalı iken bu bedelden DOP düşülerek tazminata esas birim değerin 585,00 TL/m² olarak kabulünde isabetsizliğin mevcut olduğunu, kabul olmamakla birlikte; dava konusu taşınmazın kadastro parseli niteliğinde olduğunun düşünülmesi sonucuna göre belirlenen brüt değerden DOP düşülmesinin gerekli bulunması durumunda düşülecek DOP oranı 3194 Sayılı Yasa'nın 18/6. maddesindeki dava tarihi itibariyle geçerli olan DOP oranı olan %40 değil; ana taşınmazdan kesilen DOP oranı olan %34,99998 olması gerektiğini, (Aynı yönde Kayseri BAM 3.HD'nin 2021/1264...