WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. O halde, Bölge Adliye Mahkemesi’nce alacaklının istinaf başvurusunun, şikayetçinin bu şikayette aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru değil ise de; sonuçta alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile şikayetin reddine hükmedildiğinden, sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....

    Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir....

    Davacı istinaf dilekçesinde özetle; 103 davet kağıdı olduğu iddia edilen tebligatın kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, hacizden haberdar olmadığını, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığını, meskeniyet şikayeti yönünden verilen davanın reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

    Hukuk Dairesi'nin 2021/1352 esas ve 2021/1836 karar numaralı kararında '' ...Buna göre somut olayda; davacının haczedilmezlik şikayeti kısmen kabul edilmesine rağmen şikayetin kabulüne şeklinde hüküm kurulması hatalıdır.'' şeklindeki gerekçe ile dosyanın yerel mahkemeye geri gönderilmesi için hükmü kurulduğunu, fakat yerel mahkemenin 2021/575 esas ve 2022/353 karar sayılı kararında yeniden aynı şekilde haczedilmezlik şikayetinin kabulüne şeklinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Sakarya BAM 8....

    Mahkemece, borçlunun süresinde satış istenmediğinden haczin düştüğü iddiası ve tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin, 10/07/2015 tarihinde, 2015/37 Esas – 157 Karar sayılı dosyası ile reddedildiği, ancak aynı kararda meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek, iş bu temyiz incelemesine esas kararın verildiği 2015/169 Esasına kaydedildiği esastan incelenmek suretiyle meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir. Dairemizce 2015/37 Esas-2015/157 Karar sayılı dosya getirtilerek incelenmiş olmakla kararın taraf vekillerine tefhim edildiği halde temyiz edilmediği tespit edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluya şikayete konu taşınmaz haczini bildiren tebligat, 14/03/2013 tarihinde yapılmıştır....

      İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle, İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerekir. Dava tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. İİK'nın 106., 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediği belirlenirken sürenin başlangıç tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır....

      Uyarınca haline münasip evin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile müvekkilinin evi üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczin öğrenilme tarihi itibariyle davanın süresinde açılmadığını, öte yandan dava konusu evin davacının haline münasip evi sayılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " Mahkememizce yapılan değerlendirmede ; her ne kadar şikayetçi tarafından Erzincan İli Merkez İlçesi 1717 ada 16 parsel Nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın haline münasip ev olduğu ve bu nedenle İ.İ.K'nun 82/12 maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ise de ; İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. (Yargıtay 12....

      O halde mahkemece haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı aynı doğrultudadır. Ancak davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; haczedilmezlik şikayetinin yanında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince Dairemizin 2020/1655- 2021/1132 E.K.sayılı kaldırma kararından önce verilen 2020/92- 280 E.K.sayılı kararında sadece haczedilmezlik şikayetinin incelendiği ve hüküm kurulduğu, taşkın haciz şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm kurulmadığı, Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada da bu kez taşkın haciz şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu, ancak haczedilmezlik şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, verilen hükmün HMK 297/2 maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

      Dava İİK'nun 5393 Kanunun 15.maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesine göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan bu yöndeki düzenlemelerinde dar yorumlanması gerekir. Buna göre 5393 sayılı kanunun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir....

      Mahkemece;" Davacının haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu