Limited Şirketi’ne söz edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, doğmamış ve mevcut bulunmayan hak ve alacaklar üzerine haciz konulamayacağından doğmamış hak ve alacak haczi yönünden itirazda bulunduklarını, belirtilen nedenlerle tüm haciz ihbarnamelerine itiraz ettiklerini, gönderilen tüm haciz ihbarnamelerinde belirtilen borç miktarlarının farklı yazıldığını, belirtilen nedenle ihbarnamelerin geçersiz olduğunu, haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davalı tarafın posta memurlarının hukuku bilmemesinden faydalandığını ve usulsüz tebligatlara rağmen davacı hakkında işlem yapmaya devam ettiğini, 89/1 Birinci haciz ve 89/2 İkinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ mazbatalarından da görüleceği gibi posta memurunun bina yöneticisi, bina görevlisi ya da komşularına sormadan şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün sağlayacak şekilde gerekli araştırmayı yapmadan doğrudan muhtara tebliğ edildiğini, yapılan tebliğlerin usulsüz olması nedeniyle tebligatların iptalinin gerektiğini...
Davalı vekili 06/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hukuka aykırı iddiaları kabul etmediklerini, davacının ihalenin feshi davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu, herhangi bir yasal dayanağı bulunmayan iddialarına da itibar edilmesinin olmadığını, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olmasıgerektiğini, şikayetçinin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemeyeceğini, beyan ederek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine,davacı taraf aleyhine...
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin, satış ilanında KDV oranının yanlış gösterilmesinin İİK 134 ve Borçlar Kanunu 126 maddesine göre ihalenin feshi nedeni olarak kabul etmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkillere yapılan satış ilanı tebligatlarının usule aykırı olduğunu, İhale tarihinden önce yapılan kıymet takdir raporuna ilişkin itirazları hususunda henüz bir karar verilmeden, ve itirazın kesinleşmesi beklenmeden satış yapılmasının usul ve yasaya aykırı olup ihalenin feshi sebebi olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından yapılan araştırma neticesinde, kıymet takdir raporları tebligatlarının usulsüz olduğu ispat edilmiş olmasına rağmen, gerekçeli karar da bu konuda bir değerlendirme yapılmadan, sadece gelen yazı cevapları incelenerek dosya arasına konulduğunun belirtilerek herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, taraflarınca açılan dava kıymet takdirine itiraz davası olup, bu dava ile tebligatların usulsüzlüğü nedeniyle öğrenme tarihi bildirilmiş...
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nın 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz (Yargıtay 12.HD 2016/24064 E, 2017/14989 K; Yargıtay 12.HD 2016/11587 E, 2017/2700 K; Yargıtay 12.HD 2015/13537 E, 2015/26759 K). Bu durumda icra müdürlüğünce 29/09/2020 tarihli işleme tebligat usulsüzlüğünü dayanak olarak göstermesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine, borçlunun malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2022 Tarihli kararı ile şikayet edilen alacaklının istinaf başvurusunun süresinde olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin İİK.'nun 363/1. maddesinin son cümlesi ve HMK.'nun 352/1- c maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun İİK.'nun 363/1. maddesinin son cümlesi ve HMK.'...
Petrol Ltd.Şti.aleyhine giriştiği takip dosyasında müvekkiline İİK’nun 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, müvekkilinin itiraz ettiğini buna rağmen İİK 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ardından hiçbir hukuki ve maddi dayanağı olmayan 3.haciz ihbarnamesi gönderildiğini belirterek İİK’nun 89.maddesi gereğince müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, haciz ihbarnamelerinin hukuka aykırılığının icra mahkemesinde şikayet olarak ileri sürülebileceğini bildirerek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, İcra Hukuk Mahkemesince, 2.ve 3.haciz ihbarnamelerine yönelik müdürlük işleminin iptaline karar verildiği, İİK 89/3.maddesinde belirtilen dava açma şartları gerçekleşmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı en geç satış ilanının tebliğinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içerisinde kıymet taktirine itiraz etmediğine göre, gelinen aşamada kıymet taktirine yönelik itirazlar ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez.Davacı vekili, borçlu ve taşınmaz malikine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de bu hususta şikayet hakkının ilgililere ait olduğu,davacı tarafından bu hususun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, KDV oranının %1 olarak ilanların hazırlandığı buna ilişkin şikayetin satış ilanının tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekirken ihaleden sonra bunun ileri sürülmesinin hukuken yerinde olmadığı,takibe ilişkin iddiaların ihalenin feshi nedeni olarak bu aşamada ileri sürülemeyeceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ihaleye fesat karıştırıldığı hususuna ilişkin soyut beyanlarının ihalenin feshi nedeni olmayacağı anlaşıldığından ihalenin feshine yönelik şikayetin reddine, İİK nun 134/2 maddesi gereğince feshi istenilen ihale bedelinin...
Söz konusu tebligatta, şikayetçinin nüfus kaydına göre evli olmadığı anlaşıldığından geçersizdir.89/1 haciz ihbarnamesi tebligatı usulsüz olduğundan daha sonra çıkarılan 89/2 haciz ihbarnamesi de yok hükmündedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ve 05/06/1991 günlü kararında da belirtildiği üzere 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinde, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" hükmüne yer verilmiştir.Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın, tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek, tebliğin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi, muhatabın bildirdiği "öğrenme tarihi"dir....
Davanın İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK 89. maddesi uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine 7 gün içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi İİK 89/3. maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük süre içinde menfi tespit davası açtığı takdirde bu davada üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispata mecbur olduğu, İİK.89/1 haciz ihbarnamesinin 05.02.2020 tarihinde, İİK.89/2 haciz ihbarnamesinin 13.03.2020 tarihinde, İİK.89/3 haciz ihbarnamesinin davacının iki ayrı adresine 17.08.2020 ve 20.08.2020 tarihlerinde davacıya tebliğ edildiği, davacının tebliğlerin usulsuz olduğu yönünde Diyarbakır 1.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/877 Esas - 2020/931 Karar sayılı dosyası ile açtığı davanın reddedildiği ve hükmün istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, işbu davanın 11/03/2021 tarihinde açıldığı ve buna göre davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığı anlaşıldığından; ilk derece...