Davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden; 25/12/2018 tarihli arabuluculuk faaliyetinin başlamasına ilişkin ilk oturum tutanağının ve 25/12/2018 tarihli İhtiyari Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine ilişkin son oturum tutanağının sunulduğu ve 27/12/2018 tarihli taraflar arasında imzalı İhtiyari Arabuluculuk Faaliyetinin Sona Ermesine İlişkin Son Oturum Tutanağında; arabuluculuk sürecinin anlaşmama şeklinde sona erdiğinin ve kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı, fazla mesai ücret alacağı, genel tatil ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, ulusal bayram genel tatil ücret alacağı, işe iade ve işe iade talebinin kabul görmemesine ilişkin tazminat hakları, yıllık izin ücreti alacağı, ücret alacağı, ek ödemeler ve sair diğer tüm maddi hususlarda tarafların anlaşamadığının tutanak altına alındığı görülmüştür....
İş Mahkemesi'nin 2016/398 esas ve 2020/945 karar sayılı ilamına dayanak takip başlatıldığını, alacaklı vekilinin söz konusu alacağı borçlu adına İİK'nın 120/2 maddesi gereğince düzenlenmiş yetki belgesi ile takip edildiğini, yetki belgesinin 20/01/2020 tarihinde müdürlüğe verildiğini, yetki belgesinin usulsüz olduğunu, takibe konu edilen borcun ödendiğini, bu nedenle yetki belgesinin iptalini talep ettiklerini, müdürlükçe taleplerinin İİK'nın 16 maddesi gerekçe gösterilerek reddedildiğini, ilamdan kaynaklanan tüm alacakların ihtiyari arabuluculuk süreci ile ödendiğini, İstanbul Arabuluculuk Bürosu'nun 2021/11345 sayılı ihtiyari arabuluculuk dosyasında 15/01/2021 tarihli tutanakta tarafların anlaştıkları hususunun sabit olduğunu, borcun gerçek tarafı ile müvekkilinin anlaştığını, gerek İİK'nın 33 gerekse İİK'nın 71 maddesi gereği takibin iptalinin gerektiğini, anılan arabuluculuk anlaşma belgesinde ödemenin miktarı ve şeklinin belirlendiğini, dosya alacaklısı davacı Sinan Gülkaş'ın ilgili...
Mahkemece, arabulucu önünde yapılan anlaşmanın ibra niteliğinde olduğu, ibraya ilişkin hükmün emredici nitelikte bulunduğu ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununn 1. maddesi uyarınca tarafların ancak üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konuda arabulucuya gidebilecekleri hususun düzenlendiği, ibra niteliğinde belge üzerinde tarafların serbestçe tasarruf edebilecekleri bir durum söz konusu olmadığı, gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Aksi kabulde arabulucu önünde tarafların anlaşması imkansız hale gelir. Nitekim 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı öngörülmüş olup, buna göre ibraya ilişkin düzenlemelerden hareketle arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerliliği değerlendirilemez....
Bu nedenle, mahkemece, ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin telefonla ayrı ayrı mı yoksa telekonferans yoluyla eş zamanlı katılımıyla mı gerçekleştirildiği konusunda ihtiyari arabuluculuk görüşmesini yürüten arabulucudan açıklama istenmeli; ihtiyari arabuluculuk aşaması hakkında davacı isticvap edilmeli; tanıklar yeniden dinlenerek, davacı tarafın ihtiyari arabuluculuk aşamasıyla ilgili iddiaları ve davacının yaptığı iş ve ücretinin ne olduğu tanıklara sorulmalı ve gerekirse bildirilen diğer davacı tanıkları da dinlenmek suretiyle ihtiyari arabuluculuk ve gerekirse emsal ücret araştırması da yapılarak ücret konusundaki uyuşmazlık aydınlatılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Öte yandan, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda brüt ücrete eklenecek miktar 150,00 Euro veya 200,00 USD olarak esas alınmalıdır....
Dava, arabuluculuk anlaşma tutanağının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle iptali talebine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Arabuluculuk tutanağında sürelerin yanlış yazıldığını, davacının tarafına çıkarttığı vekaletnamenin 22/01/2019 tarihli olduğunu, vekaletname olmadan arabuluculuk müessesesine başvuru yapamayacaklarının açık olduğunu, arabuluculuk tutanağında vekaletnamenin çıkarılmasından önceki bir tarihte başvuru yapılmış olduğunun görüleceğini, arabulucunun davalı ile konferans görüşme yapılmasına karar verip daha sonra tutanakların imzalanması için davalının İstanbul adresine tutanakları gönderdiğini ve imzalı haldeki tutanaklar ellerine ulaştıktan 1 gün sonra dava açıldığını, yerel mahkemenin arabuluculuk tutanaklarının İstanbul’daki davacı tarafından imzalanıp arabulucuya ulaşma tarihini araştırmadığını, kargo şirketinden yaptırılacak sorgu ile arabuluculuk tutanağının davalı ISS Proser tarafından arabulucuya gönderme tarihinin ortaya çıkacağını, taraflarca imzalanmış arabuluculuk tutanağının dava şartı olduğunu, yerel mahkemenin...
Taraflar arasında, ihtiyari arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı ve bağlayıcılığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1.maddesinde "kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. İşçilik alacaklarından kaynaklanan davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin olması, tarafların ihtiyari olarak arabulucuya gitmelerine engel değildir. Bu nedenle dosyada yapılan ihtiyari arabuluculuk süreci yasal olarak mümkündür. Dosyada yer alan arabuluculuk anlaşma belgesinde uyuşmazlık konusu, “ işçi-işveren uyuşmazlığı ” şeklinde gösterilmiştir....
Taraflar arasında, ihtiyari arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı ve bağlayıcılığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1.maddesinde "kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. İşçilik alacaklarından kaynaklanan davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin olması, tarafların ihtiyari olarak arabulucuya gitmelerine engel değildir. Bu nedenle dosyada yapılan ihtiyari arabuluculuk süreci yasal olarak mümkündür. Dosyada yer alan arabuluculuk anlaşma belgesinde uyuşmazlık konusu, “ işçi-işveren uyuşmazlığı ” şeklinde gösterilmiştir....
Sigorta A.Ş'ye .... tarihinde ve...Sigorta A.Ş'ye ise .... tarihinde başvuruda bulunduğu görülmekle, davalı sigorta şirketlerinin bu tarihlerden itibaren 8 iş günü sonrası temerrütlerinin oluştuğu anlaşılmış ise de, davacılar vekilinin dava dilekçesinde daha ileri tarih olan arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği ...tarihinden itibaren faizin başlatılması talebinde bulunulmuş olmakla, taleple bağlılık kuralı gereğince her üç davalı sigorta şirketi yönünden arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği . tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmiş olmakla, mahkememizin ... tarihli duruşma tutanağının hüküm kısmında davalı sigorta şirketlerinin faiz başlangıç tarihleri sehven yazılmamış olduğundan ve karar yazılırken bu eksikliğin fark edilmesi üzerine hak kaybının oluşmaması adına işbu gerekçeli kararın hüküm kısmında davalı sigorta şirketlerinin faiz başlangıç tarihleri yazılarak eksiklik giderilmiştir....
Dosyamızda; Yerel Mahkeme tarafından arabuluculuk son tutanağının aslının veya onaylanmış suretinin sunulmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, , ancak arabuluculuk son tutanağının aslının taranarak UYAP ta kayıtlı olduğu, arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği, anlaşılmaktadır Yerel Mahkeme tarafından davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacının istinaf itirazı yerindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece karar vermeye elverişli tüm deliller toplanmadan ve bu deliller değerlendirilmeden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmakla HMK'nın 353/1- a/4 ve a/6 maddeleri ile HMK'nın 355....