Bu itibarla, esasen arabuluculuk son tutanağının dava açma aşamasında, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğu ve davalı sigorta şirketi yönünden zorunlu arabuluculuk işleminin gerçekleştirildiği anlaşıldığından, yerel mahkemece esasa girilerek bir karar verilmesi gerekirken gerek olmadığı halde davacı tarafa kesin süre verilerek "anlaşmazlık tutanağının getirilmesinin" istenmesi ve davalı sigorta şirketi yönünden terfik kararı verilmek suretiyle arabuluculuk son tutanağının kesin sürede sunulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesinin doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK'nın 353/1-a/4. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Belirtilen bu haller hiç birinin iş bu davada bulunmadığı anlaşılmış, sarf davacının arabuluculuk tutanağını" yasal haklarım saklıdır" ibaresi ile imzalamış olmasının ilgili arabuluculuk tutanağının geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı anlaşılmış davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleriyle karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Noterliğinin 05667 yevmiye nolu 07/07/2021 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmesine feshettiğini, dava konusu arabuluculuk tutanağının kanuna uygun düzenlenmediği, arabuluculuk süresinin usulüne uygnu olmadığı, işçinin talebi olmadan iş akdi devam edersen düzenlenmesinin yargı kararlarına aykırı olduğunu, iş ilişkisi sona erdikten ve en az 1 aylık süre geçtikten sonra tutulması gerektiği, bu nedenle 2020/173708 nolu arabuluculuk tutanağının iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, arabuluculuk sürecinin anlaşma ile sonuçlandığını, davacının kendi iradesi ile imza altına aldığını, tutanağının iptali talebinin kötü niyetli olduğunu, davacının bir odaya alınarak zorla tutanak imzalatılması iddiasının gerçeği yansıtmadığını, arabulculuk sürecinin işletildiği ve tutanağın imzalandığı dönemde davalı şirketin avukatının Barış EREN olduğunu...
hile ve ikrah ile iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin geçersiz olduğunu belirterek arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali ile iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespit ile davalı şirket açısından işe iadesine , boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin brüt ücreti ile diğer hakları ile işe iade kararının uygulanmaması halinde 8 aya kadar brüt ücreti tutarında tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesini talep ve dava etmiştir....
, hile ve ikrah ile iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin geçersiz olduğunu belirterek arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali ile iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespit ile 1 nolu işveren açısından işe iadesine, boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin brüt ücreti ile diğer hakları ile işe iade kararının uygulanmaması halinde 8 aya kadar brüt ücreti tutarında tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
, hile ve ikrah ile iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin geçersiz olduğunu belirterek arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali ile iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespit ile 1 nolu işveren açısından işe iadesine, boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin brüt ücreti ile diğer hakları ile işe iade kararının uygulanmaması halinde 8 aya kadar brüt ücreti tutarında tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir....
, hile ve ikrah ile iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin geçersiz olduğunu belirterek arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali ile iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespit ile davalı şirket açısından işe iadesine , boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin brüt ücreti ile diğer hakları ile işe iade kararının uygulanmaması halinde 8 aya kadar brüt ücreti tutarında tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesini talep ve dava etmiştir....
yapılmadığını, hile ve ikrah ile iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin geçersiz olduğunu belirterek arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali ile iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespit ile 1 nolu işveren açısından işe iadesine, boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin brüt ücreti ile diğer hakları ile işe iade kararının uygulanmaması halinde 8 aya kadar brüt ücreti tutarında tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde davacı ile müvekkil şirket arasında “Hukuk Uyuşmazlıklarında İhtiyari Arabuluculuk Anlaşma Tutanağı” düzenlendiğini, anlaşma tutanağının kanundaki düzenlemeye uygun olarak arabulucu, davacı ve müvekkil şirket yetkilisi tarafından imzalandığını savunarak ilgili hukuk uyuşmazlıklarında ihtiyari arabuluculuk tutanağını ibraz etmiştir. Mahkemece gerekçeli kararında , ibraz edilen bu ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağından hiç söz edilmediği gibi bu tutanağa niçin itibar edilmediği yönünde de bir gerekçenin olmadığı, ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı yönünden hiçbir delil değerlendirmesi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesinin istinafa tabi kararı, ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağına itibar edilmesi veya edilmemesi yönünden Anayasa ve yasanın aradığı anlamda bir gerekçe içermemektedir. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılama hakkının ihlalidir....
Dosyada bulunan "ihtiyari arabuluculukta arabuluculuk anlaşma belgesi-tutanağı" ve "ihtiyari arabuluculukta son tutanak" başlıklı belgelerin incelenmesinde, arabulucunun arabuluculuk faaliyetinin başında tarafları; arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve arabuluculuk anlaşma tutanağının niteliği ve hukuki sonuçları hakkında taraflara gerekli açıklamaları yapmadığı görülmektedir. Aynı zamanda "ihtiyari arabuluculukta arabuluculuk anlaşma belgesi-tutanağı" ve "ihtiyari arabuluculukta son tutanak" başlıklı belgelerde çelişkili ifadelerin bulunduğu görülmektedir. Bu hâlde arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken geçerli bir anlaşma belgesi bulunduğu ve anlaşılan konularda dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1....