Davacının iş sözleşmesinin feshi üzerine davacı dava şartı arabuluculuk için başvurduğunda davalı taraf 27.02.2019 tarihli hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk anlaşma belgesi ibraz etmiştir. Bu belgede işe iade davası açmayacağı belirtilmiştir. Davacı işe iade davası ile birlikte ihtiyari arabulucu tutanağının iptali istemiyle Ankara 11. İş Mahkemesi’nin 2019/1265 esas sırasında dava açmıştır. Mahkemece her iki davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali istemiyle açılan davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir. Bu dosya davacı tarafından istinaf edilmiş olup Ankara BAM 7. Hukuk Dairesinin 2020/2700 esas sırasında inceleme beklemektedir. Mahkemece bu davanın kesinleşmesi beklenmeden davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler; kanun hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, davalı işverenlik çalışanı ve tanığı olan Hüseyin Güç'ün davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının İstanbul merkez ofiste imzalatıldığını beyan ettiğini, tutanakta ise tarafların Cezayir'de olmaları nedeni ile toplantının telekonferans yolu ile yapıldığının yazıldığını, arabuluculuk tutanağının bizzat arabulucu tarafından hazırlanıp imzalatılması gerektiğini, ihtiyari arabulculuk görüşmelerinin kanuna uygun yapılmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak diğer belgelerin içerisinde bilgisi dışında imzalatıldığını, ihtiyari arabulculuk tutanağının TBK 420. maddesi yönünden de hukuken geçerli bir belge olmadığını, gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapılmış bir ihtiyari arabuluculuk başvurusu da bulunmadığını...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler; kanun hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, davalı işverenlik çalışanı ve tanığı olan Hüseyin Güç'ün davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının İstanbul merkez ofiste imzalatıldığını beyan ettiğini, tutanakta ise tarafların Cezayir'de olmaları nedeni ile toplantının telekonferans yolu ile yapıldığının yazıldığını, arabuluculuk tutanağının bizzat arabulucu tarafından hazırlanıp imzalatılması gerektiğini, ihtiyari arabulculuk görüşmelerinin kanuna uygun yapılmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak diğer belgelerin içerisinde bilgisi dışında imzalatıldığını, ihtiyari arabulculuk tutanağının TBK 420. maddesi yönünden de hukuken geçerli bir belge olmadığını, gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapılmış bir ihtiyari arabuluculuk başvurusu da bulunmadığını...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler; kanun hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, davalı işverenlik çalışanı ve tanığı olan Hüseyin Güç'ün davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının İstanbul merkez ofiste imzalatıldığını beyan ettiğini, tutanakta ise tarafların Cezayir'de olmaları nedeni ile toplantının telekonferans yolu ile yapıldığının yazıldığını, arabuluculuk tutanağının bizzat arabulucu tarafından hazırlanıp imzalatılması gerektiğini, ihtiyari arabulculuk görüşmelerinin kanuna uygun yapılmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak diğer belgelerin içerisinde bilgisi dışında imzalatıldığını, ihtiyari arabulculuk tutanağının TBK 420. maddesi yönünden de hukuken geçerli bir belge olmadığını, gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapılmış bir ihtiyari arabuluculuk başvurusu da bulunmadığını...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler; kanun hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, davalı işverenlik çalışanı ve tanığı olan Hüseyin Güç'ün davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının İstanbul merkez ofiste imzalatıldığını beyan ettiğini, tutanakta ise tarafların Cezayir'de olmaları nedeni ile toplantının telekonferans yolu ile yapıldığının yazıldığını, arabuluculuk tutanağının bizzat arabulucu tarafından hazırlanıp imzalatılması gerektiğini, ihtiyari arabulculuk görüşmelerinin kanuna uygun yapılmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak diğer belgelerin içerisinde bilgisi dışında imzalatıldığını, ihtiyari arabulculuk tutanağının TBK 420. maddesi yönünden de hukuken geçerli bir belge olmadığını, gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapılmış bir ihtiyari arabuluculuk başvurusu da bulunmadığını...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler; kanun hükümlerine ve kanun koyucunun arabuluculuk müessesesini düzenleme amacına uygun olarak yapılmış geçerli bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve faaliyeti bulunmadığını, davalı işverenlik çalışanı ve tanığı olan Hüseyin Güç'ün davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının İstanbul merkez ofiste imzalatıldığını beyan ettiğini, tutanakta ise tarafların Cezayir'de olmaları nedeni ile toplantının telekonferans yolu ile yapıldığının yazıldığını, arabuluculuk tutanağının bizzat arabulucu tarafından hazırlanıp imzalatılması gerektiğini, ihtiyari arabulculuk görüşmelerinin kanuna uygun yapılmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak diğer belgelerin içerisinde bilgisi dışında imzalatıldığını, ihtiyari arabulculuk tutanağının TBK 420. maddesi yönünden de hukuken geçerli bir belge olmadığını, gabin nedeni ile de geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapılmış bir ihtiyari arabuluculuk başvurusu da bulunmadığını...
Dosyanın incelenmesi neticesinde, mahkemece, taraflar arasında imzalanan ve anlaşma ile sonuçlanan ihtiyari arabuluculuk tutanağının mevcut olduğu ve anlaşılan hususlar hakkında dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, dava öncesinde ihtiyari arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı ve bağlayıcılığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1.maddesinde "kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. İşçilik alacaklarından kaynaklanan davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin olması, tarafların ihtiyari olarak arabulucuya gitmelerine engel değildir....
01.12.2020 tarihli, 2020/173709 numaralı ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili yargılama sırasında, davacının ihtiyari arabuluculuk sürecini başlatmadığını, cevap dilekçesi ile sunulan tutanaklarla durumdan haberdar olduğunu, 08.04.2020 tarihinde işveren yetkilisinin davacıyı arayarak pandemi sebebi ile iş sözleşmesini sona erdireceklerini, pandemi geçince tekrar çalıştıracaklarını, ancak evrakları imzalaması gerektiğini belirttiği, arabuluculuk tunağını düzeneyen Mehmet Cengiz’in de davacıyı arayarak dava açarsa alacaklarını alamayacağını bildirdiği, baskı altında belgeleri imzaladığı, pandemi nedeni ile işten çıkarmalar yasaklanmadan önce, apar topar davacıya okuma imkanı tanınmadan bu belgelerin imzalatıldığı, arabulucunun tarafsız davranmadığını, hatta davacının bu vekilin arabulucu olduğunu da bilmediğini belirterek 08.04.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliğine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili; asıl dava dosyasının ihtiyari arabuluculuk tutanağın tutulduğu tarihte henüz bilirkişiden gelmediğini, bu dosyadaki alacak kalemleri ile ihtiyari arabuluculuk tutanağı içerisinde yer alan miktarlar arasında fahiş fark olduğunu, iradenin fesada uğratıldığını, beyan hatası yapıldığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağına istinaden yapılan ödemelerin banka dekontunda da yer aldığı üzere sadece kıdem ve ihbar tazminatına yönelik olduğu, ayrıca karşılıklı maillerden de anlaşılacağı üzere konuşulanın ve anlaşılanın sadece kıdem tazminatı olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek asıl ve birleşen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....