Borçlu aleyhine söz konusu fatura bedelinin tahsili için ------------- sayılı dosyası ile yapmış olduğumuz icra takibine borçlu haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmiştir.Yapmış olduğumuz takip durmuştur.Borçlu itirazında kötü niyetlidir. İcra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz etmiştir. Davamızın kabulüyle borçlunun itirazının iptaline takibin ----------- dosyası üzerinden devamına borçlunun borca itirazının iptaline takibin devamına haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Taraflara usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlandığı görüldü. Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan ------- tarihli cevap dilekçesinde; Davacı tarafından müvekkilim aleyhine------------- dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine müvekkilimin itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır....
Davacı, eldeki davada takibe konu senetlerin davalıya sattığı patates karşılığında kendisine verildiğini, satış bedeli ödenmediği için ilamsız takibe koyduğunu bu nedenle zamanaşımına uğramadığını ileri sürmüş, davalı da takibe itirazında ve yargılama aşamasındaki beyanında; bonoların vade tarihleri ve icra takip tarihi itirabiyle zamanaşımı süresinin dolduğunu; borcu da bulunmadığını savunmuştur. Davacı ve davalının bu şekildeki açıklamalarından, davacının aralarındaki temel borç ilişkisine dayalı olarak alacağının ödetilmesi için, giriştiği icra takibine davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Değişik bir anlatımla, elinde bulunan ve zamanaşımına uğrayan bonolarda yazılı miktar kadar davalının satım ilişkisi nedeni ile kendisine borçlu olduğunu ve bu borcu ödemediğini öne sürmektedir....
Davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyası incelendiğinde, davacı vekilinin kısmi davada belirlenen bakiye alacağının tahsili amacı ile 16.04.2007 tarihinde takibe geçtiği, ödeme emrinin davalıya 17.04.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının aynı gün vekili aracılığı ile itirazda bulunduğu, takibe itiraz dilekçesinin davacıya tebliğine dair bir delile rastlanmadığı, icra müdürlüğünce 25.04.2007 tarihinde itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasının takip edilmemesi nedeni ile 30.11.2008 tarihinde işlemden kaldırıldığı, bu davanın ise 14.08.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin davacı alacaklının itirazı öğrendiği tarih esas alınarak belirlenmesi gerekir. Kısaca itiraz dilekçesi tebliğ olunmadıkça hak düşürücü süre başlamayacağı gibi dosyanın icra müdürlüğünce işlemden kaldırılması da bu süreyi etkilemeyecektir....
Abonenin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır" şeklinde yetki şartının bulunduğu, ayrıca taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, sözleşmelerde yetkili icra dairesinin, sözleşmenin ifa yeri olduğu görülmektedir. (yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılması itirazın iptali davasında özel dava şartıdır.) İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyeceği, borca itiraz eden davalı ... Şirketi adresinin ... Mah. ... Cd. ... /KONYA olduğu, davalı borçlu ... Şirketi tarafından Konya . İcra Dairesi'ne verilen dilekçe ile borca ve takip ile faize itiraz ettiğini, takibin ilamsız takip olduğunu ve itirazın süresinde yapıldığını, Yargıtay üyesi ......
Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. 28.12.2003 tarihinde Kırıkkale/Keskin’de meydana gelen trafik kazasında davacı Kurum sigortalısı ......yaralanmış, Kurumca sigortalıya yapılan masrafların tahsili amacıyla davalı ile dava dışı.....ı icra takibi yapılmış, bu takibe karşı davalı borçlu vekili; borçlunun adresinin ..... olduğunu, dolayısıyla icra takibine yetkili icra dairelerinin .... dairesi olup, ...... icra dairesinin yetkili olmadığını ifade ederek, yetkiye ve ayrıca borca itiraz etmiş ve bu itiraz nedeniyle takip durmuştur. İlamsız takipte borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında, bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için yasada iki yol tanınmıştır....
Noterliği'nin ... tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile borçlulara bu hususun ihtar edildiğini, 1 aylık süre içerisinde itiraz etmediğinden davalı hakkındaki hesap özetinin kesinleştiğini, ihtara rağmen ödeme yapmayan borçlu aleyhine Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyadan takibe geçildiğini, davalı tarafın icra dosyasına ... tarihinde ... TL borcu olduğunu, bakiye talebi kabul etmediğini bildirdirdiğini, bunun üzerine icra takibi kısmen durdurulduğunu, davalının itirazlarında sadece kısmi olarak borca itiraz etmiş olup, faize ve diğer ferilerine itiraz etmediğini, bu nedenle itirazın iptali taleplerinin borçlunun itiraz ettiği kısmi anapara talebine ilişkin olduğu, davalının haksız ve mesnetsiz olarak sırf takibi durdurmak için kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazların iptali ile takibin devamına %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verrilmesini talep ve dava etmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus takibe yönelik itiraz ve şikayetlerde icra mahkemesi; varsa, önce borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı, ardından senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı ya da alacaklının yetkili hamil olmadığı iddiasına dayalı İİK'nın 170/a maddesinde yazılı şikayeti, ardından imzaya itirazı ve son olarak da borca itirazı değerlendirmek suretiyle sonuca gitmelidir. Somut olayda; davacının talepleri içerisinde yukarıda sayılanlardan yetki ve imza itirazı bulunmamaktadır....
Davanın taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu görülmüş olup, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davalıların ve davacının yerleşim yerlerinin hiç birisinin yargı çevremizde bulunmadığı, icra dairesinin yetkili olmasını gerektiren herhangi bir kuralın somut olayda bulunmadığı, davalının----- İcra Müdürlüğü'nün yetkisine yönelttiği itiraz yerinde olup icra takip dosyasının yetkili İcra Müdürlüğüne gönderilerek oradan ödeme emri tebliğ işlemi yapılmamış olması nedeniyle dava şartı gerçekleşmediği görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/7529 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu senetlerin 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, alacağını talep edemeyeceğini ayrıca davacı tarafa borçları olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kambiyo senedi niteliğindeki bonolara dayanılarak kambiyo senedine özgü takip yapılabilmesi için 3 yıllık zamanaşımı süresi mevcut olduğu ancak bu süre geçtikten sonra, alacaklı tarafın bu senetlere dayanarak normal takip yapmasına engel bir usul hükmünün bulunmadığı, davalı tarafından senetlerdeki imzalara itiraz edilmediği ve borcun ödendiğine dair bir delil de sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2008/1722 esas sayılı dosyası ile başlatmış, borçlu 07.04.2008 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. 27.06.2008 tarihinde alacaklı vekili yetki itirazını kabul ederek icra dosyasının yetkili ... İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istemiş ve davaya konu 2008/10889 esas sayılı icra takip dosyası üzerinden yeni ödeme emrini borçluya göndermiş ve borçlu 23.07.2008 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş, takip durmuştur. Bu itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş, alacaklı itirazı 01.12.2010 tarihli icra zaptındaki beyanı ile tebellüğ etmiş ve 30.11.2011 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali davasını açmıştır. Dava açıklanan tarihler gözetildiğinde süresinde açılmış olup, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir....