İcra Müdürlüğü'nün 2016/1776 Esas sayılı dosyasına yönelik zamanaşımı itirazında bulunulduğu halde, mahkemece, itiraz konusu yapılmayan ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5465 Esas sayılı dosyası esas alınmak suretiyle yanlış icra dosyası üzerinden sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2016/1776 Esas sayılı dosyasına konu icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme yönelik zamanaşımı itirazının, İİK'nun 169/a maddesine göre incelenerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; İİK'nun 71. maddesinde, borçlunun isteminin kabulü veya reddi durumunda tazminata hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı halde, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
KARAR Davacı, davalıya verdiği borç para karşılığı davalının 25.6.2002 ve 5.07.2002 keşide tarihli 2 adet çek verdiğini, çek bedelini ödemediğini, alacağının tahsili için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, takip konusu çeklerin TTK.nun 661/1 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacının, dava dilekçesi ve yargılamadaki açıklamalarından, aralarındaki temel borç ilişkisine dayalı olarak alacağının odetilmesi için, giristigi irca takibine davalının itirazı uzerıne bu iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır....
Davalının Ankara icra dairesinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin kendi seçimine göre de Samsun icra dairesi olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. Şu halde, mahkemece, Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ortada geçerli bir takip varmışçasına davanın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. " denildiği görülmüştür....
İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile İİK'nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin borçluya 05.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde itirazı üzerine icra müdürlüğünce 09.05.2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, akabinde 28.12.2017 tarihli icra müdürlük kararı ile dosya üzerinde son bir yıl içerisinde bir işlem yapılmamış olduğu görülmekle İİK’nun 78,106 ve 110 maddeleri gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
takibi başlatıldığını, İlgili icra takibine ilişkin gönderilen ödeme emri müvekkil şirketin kapalı olduğu bir saatte ilgili posta memuru tarafından muhtara tebliğ edildiğini, müvekkil şirket icra takibinden --- tarihindeki haciz sırasında haberdar olduğunu,, usulsüz tebligat nedeni ile ---- dava açılmışsa da ilgili mahkeme tarafından davanın reddedilmesi ile icra takibine konu alacak cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalındığını, İcra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan alacağa ilişkin faturanın asıl sorumlusu olan gönderici-davalı şirkete müracaat edilmiş, ancak olumlu netice alınamaması nedeni davalı şirket aleyhine ----dosyası ile icra takibi başlatıldığını icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, itirazın iptali için ---- Karar sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin bu kararı nedeni ile takipten sonra ve davadan önce ödenen miktar için---- ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinde...
Öte yandan; 6102 sayılı TTK’nun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmış ve aynı Kanun'un 751/2. maddesinde de, zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımının işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Dayanak belge bono niteliğinde olduğu halde, icra müdürü tarafından borçluya genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine mahsus örnek (7) ödeme emri gönderilse dahi zamanaşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Yine dayanak belgenin, anılan niteliği haiz olmaması halinde de, takip yoluna bakılmaksızın bu kez senedin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacaktır....
Davalı yan, icra takibine itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olması gerektiğinden bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 sayılı kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, önce, bu itiraz incelenip sonuçlandırılmalıdır. Zira yetki itirazı karara bağlanmadıkça ortada hukuken geçerli bir takip olduğu söylenemez. Bu kapsamda, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK'nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17....
Dosyada mevcut icra takip dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin 13.6.2008 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 20.6.2008 tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu ve İcra Memuru tarafından alınan 27.6.2008 tarihli karar ile takibin durdurulmasına ve keyfiyetin alacaklıya tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır. İcra Memuru tarafından alınan 27.6.2008 tarihli bu karardan itibaren davacı alacaklının haciz istemine ilişkin 21.12.2009 tarihli istemine değin geçen bir yılı aşkın sürede zamanaşımını kesen bir takip işlemi bulunmamaktadır. İcra takibinin itiraz üzerine durması halinde, alacaklının kesilen ve yeniden başlayan zamanaşımı süresinin tekrar kesilmesini ve yeni bir sürenin başlamasını teminen yapabileceği tek işlem, itirazın iptalini veya kaldırılmasını dava etmekten ibarettir....
Yapılan hesaplamalar sonucunda: 20.04.2018 Takip Tarihi itibariyle 233.544.99-TL Asıl alacak 24.730.50-TL İşlemiş akdi/temerrüt faizi 656.24-TL Faizin % 5 gider vergisi 505.98-TL İhtar Masrafı 259.437.71-TL Toplam Banka alacağından davalı ...'in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğu belirlenmiştir. İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında her ne kadar davalının icra takibine bir itirazının bulunmadığı belirtilmiş ise de; davacı vekilince davalı borçlunun icra takibine itiraz dilekçe fotokobisi eklenerek davalı borçlunun itiraz dilekçesinin aslını araştırılması istenilmiş, davacı vekilince davalının icra takibine itiraz dilekçesi aslı dilekçe üzerinde icra katibi ve icra müdür yardımcısının havalesi bulunur şekilde dosyaya ibraz edilmiş ve davalının itiraz dilekçesi aslı icra dosyasına eklenmiştir. Davalının itirazı davacı tarafa tebliğ edilmediğinden itirazın iptali davası süresinde açılmıştır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin adresi itibariyle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkilinin icra dosyasına itirazının haklı olduğu, öyle bir borç olmadığını, uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, takip dayanağı olarak gösterilen 15.08.2012 düzenleme tarihli bonoların kambiyo vasfını kaybettiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, TTK 661. Maddede ifade edildiği üzere kambiyo evrakı vade tarihinden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, bu sebeple açılan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu olmadığını belirterek, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, zamanaşımı itirazının kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli şekilde müvekkili aleyhine takip yapılması sebebiyle davacı-alacaklının takip miktarının %20'si oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....