"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı borca ve yetkiye yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyizine gelince; Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli ilamsız icra takibi sırasında, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca birlikte itiraz etmesi nedeniyle borca ve yetkiye yönelik itirazın iptali için genel mahkemede dava açılmıştır....
- K A R A R - Davacı şirket temsilcisi, davalının mal aldığını ancak kısmi ödemede bulunduğunu bunun üzerine bakiye alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı ile ticari ilişkilerinin bulunduğu, bakiye alacak için davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca itiraz ederek takibin durduğu takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.360,01 TL asıl alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davacı borçlu vekili, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; icra takibine dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve bu durumun ilk bakıldığında bile hemen fark edildiğini, yapılan icra takibine konu senet gerçek olamayacak kadar çok yüksek bir meblağ içerdiğini, senette lehtar olarak görülen Ümit Balaban’a bu miktarda borçlanmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davalı alacaklının da lehtar Ümit Balaban’dan bu kadar yüksek meblağda alacaklı olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirtmek suretiyle imzaya ve borca itiraz ederek; icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davanın kabulü ile davalının takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, su alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; borçlu, hakkında başlatılan ilamsız icra takibine itiraz dilekçesinde, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtirazın iptali için açılan iş bu davada da, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur. Yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir....
DELİLLER: Osmancık İcra Müdürlüğü'nün 2021/692 E sayılı dosyasına ait uyap kayıtları. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;1- Davacı borçlunun İcra Müdürlüğü'nün 2021/692 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu borca ve ferilerin itirazının REDDİNE, 2- Alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; icra takibine borca, faize ve ferilerine itiraz davasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, itirazın iptali davasında bir yıllık hak düşürücü sürenin borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağını, hak sahibinin sahip olduğu hakka yönelik saldırıları durdurma ve önleme yetkisine rağmen pasif kalarak bu yetkisini uzun süre kullanmaması veya bu yetkisini kullanmayacağına ilişkin aktif bir davranış gösterdikten ve karşı tarafta da hakkın kullanılmasına karşı çıkılmayacağına ilişkin güven ve haklı beklenti oluşturulduktan sonra, kendisine duyulan güveni ihlal edecek ve karşı tarafı zor durumda bırakacak şekilde sahip olduğu haktan kaynaklanan yetkisini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olup, çelişkili davranış teşkil edeceği, davalının icra takibinde borca itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesi davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmemiş ise de, dosyanın iki defa yenilendiği, davacı alacaklı vekili tarafından takip dosyasında pek çok kez işlem yapıldığı, davanın borca itirazın üzerinden uzunca bir süre...
Mahkemece dava açıldıktan sonra icra takibine konu yapılan ve itiraz edilen takip konusu borç kredi kartının lehtarı asıl borçlu tarafından ödenmiş olmakla, dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kefil olup kefalet imzasına ve borca itiraz etmiş olması ve dava açılmasına neden olması ve açılan davada da icra takibine konu yapılan miktarda davacı bankanın alacaklı olduğu anlaşılmış olmasına göre icra takibine yapılan itirazın haksızlığı da kanıtlanmış olduğundan %40'ı icra inkar tazminatının (585.84 YTL) davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlığın ... harcamalarından kaynaklandığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. ... ile ilgili ikinci sözleşmede davalının kefaleti bulunmamaktadır. O halde anılan sözleşme uyarınca verilmiş olan ... borcundan davalının sorumluluğu bulunmamaktadır....
Uyuşmazlık, alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesinin geçerli olup olmadığına yöneliktir. Davacı/borçlunun, İstanbul 29. İcra Dairesi'nin 2021/1394 esas sayılı dosyasında takip borçlusu olduğu, kendisine bu dosyadan ödeme emri gönderildiği ve borçlu vekilinin UYAP üzerinden doğru dosyayı seçerek borca itiraz dilekçesini ve vekaletnamesini yasal 7 günlük süre içerisinde doğru icra müdürlüğüne gönderdiği, iradesinin bu takip dosyasına yönelik itirazda bulunmak olduğu tereddütsüzdür. Bu durumda borca itiraz dilekçesi içeriğinde icra müdürlüğünün ve dosya numarasının maddi hata sonucu yanlış yazılması, süresinde UYAP üzerinden doğru dosyaya yapılan itirazın geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Kaldı ki Dairemizce, borca itiraz dilekçesine maddi hata sonucu yazılan İstanbul 13....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçlunun kısmi itirazında hangi miktar için itiraz edildiği bildirilmediği gerekçesi ile icra müdürlüğünce verilen itiraz edilmemiş sayılması kararı üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacı 23.10.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde, 2009 yılı Kasım ayından 2014 yılı Ekim ayına kadar;( 2010 yılı 10. ayına kadar aylık 270-TL, 2013 yılı 11. ayına kadar aylık 300-TL den, 2014 yılı 10. ayına kadar ise aylık 400-TL den) birikmiş kira alacağı olan toplamda 18.136,02-TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
nun 169. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu kuşkusuz olup, borca itirazın ise; aynı kanunun 168/1-5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapılması zorunludur. Ne var ki, borçlular ... ve ...'a ödeme emri 22.7.2014, borçlu ...'ye ise 01.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde mirasın reddi kararına dayalı olarak 08.8.2014 tarihinde icra takibine itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz, İİK'nun 168/1-5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, adı geçen borçlular hakkındaki takip kesinleşmiş bulunmaktadır. Belirtilen durum karşısında, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddine ilişkin mahkeme kararını icra mahkemesine sunmak suretiyle takibin iptalini isteyemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....