İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır" şeklinde düzenleme olup, aynı maddenin son fıkrasında borçlunun müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczin kendiliğinden icrai hacze dönüşeceği belirtilmiştir. Ancak söz konusu düzenlemeler genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin olup, İİK'nun 62. maddesi uyarınca itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 66. maddesi gereğince de müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz ile icra takibi kesinleşmeyeceğinden bir sonraki takip safhası olan haciz işlemine geçilemez....
Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine yasal süresi içinde itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde açılan bakiye maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, İstanbul 26.İcra Müdürlüğü'nün 2013/17000 sayılı icra takip dosyasında, 25.6.2013 tarihinde davalı borçlu M.Ş. Y. hakkında, 3.600 TL bakiye tazminat ve ferileri toplamı 5.098,39 TL'nın tahsili için ilamsız icra takibi yapmış, borçluya 27.6.2013 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu M.Ş. Y. 5.7.2013 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiş, ayrıca ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, icra takibinden 5.7.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesi'ne 10.7.2013 tarihinde şikayette bulunmuştur....
Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklıların 03.10.2011 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emri davalı borçluya 08.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı 15.06.2011 tarihinde Yalova 2. İcra Müdürlüğü'ne verdiği dilekçe ile itiraz etmiş, ancak itiraz dilekçesi takibe konu ... 25....
emrine ve ilama dayalı icra emrine yaptığı itirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK'nın 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002). Somut olayda, şikayetçi 21.11.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlulardan Kaplan Transformatör....Ltd.Şti. için icra kefili olmuş, icra emrinin 04.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Ancak ödeme emrine itiraz süresi içinde açılacak menfi tespit davası ile ilamsız icra takibinin itirazla durdurulmasından sonra açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın mevcut olup olmadığını tespit etmek ise zordur. 1-Ödeme Emrine İtiraz Süresi İçinde Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapması halinde borçlunun şikayet ve itirazı kural olarak takibi durdurmadığı. için borçlunun itiraz süresi içinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Alacaklının genel haciz yoluyla ilamsız takip yapması halinde ödeme emrini alan borçlu ödeme emrine itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz edebilir veya menfi tespit davası açabilir veyahutta her iki yola birlikte başvurabilir....
İcra Müdürlüğü'nün 1999/6363 Esas sayılı dosyasında, ödeme emrine itiraz edilmediği gerekçesiyle 01.03.2005 tarihinde iflas istemiyle dava açılmış ise de, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiasıyla tebliğ tarihinin 03.06.2005 tarihi olarak değiştirilmesi istemiyle ... İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunduğu ve aynı tarihli itiraz dilekçesini İcra Müdürlüğüne sunduğu, .......
Davalı cevap dilekçesi incelendiğinde davacının borca itiraz etmeyerek inkar etmediğini, borcun borcun kabulünde olduğunda, icra dosyasına sunmuş olduğu dilekçesi ile sadece kendisine usulsüz tebligat yapıldığı yönünde açıklamada bulunduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar borçlu tarafından madden borca itiraz beyanı olmasa da, icra müdürlüğü tarafından davalı borçlu beyanı üzerine takibin durmasına karar verildiği görüldüğünden davacı alacaklı tarafından iş bu dava açılmıştır....
İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/9096 E 2020/5738 K sayılı kararı) Öte yandan, borçlu itiraz dilekçesini posta ile de gönderebilir....