İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu edilen icra dosyası dava açıldığı günden bu yana bulunamadığını, icra dairesine yazılan müzekkerelerin ilkinde “ dosyanın imha edildiği” bildirildiğini, bunun üzerine mahkeme icra dairesinden imhaya dair evrak talep ettiğini ancak bu evrak icra dairesi tarafından mahkemeye gönderilmediğini, akabinde mahkeme tarafından icra dairesine yeniden müzekkere yazıldığını, 14.06.2021 tarihli gelen müzekkerede ise “ dosyanın tetkikinde borçluya gönderilen herhangi bir ödeme emrine ilişkin tebliğ mazbatasına rastlanılmamıştır” şeklinde cevap verildiğini, icra dosyasının bulunamadığını ve dosya bütün olarak UYAP sistemine de taranmadığını, yani murise ödeme emri gönderilip gönderilmediğinin tespit edilemediğini, bu belirsizliğe rağmen murise ödeme emri gönderilmemiş gibi değerlendirme yapılmasının eksik ve hatalı olduğunu, ayrıca adalet duygusuna da ters olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak...
Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ işleminin iptali talebine ilişkindir. Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2018/6372 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kat ihtarnamesi ve genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. 12/07/2018 tarihinde davacı-borçluya tebliğ edilen mazbatada ödeme emri ve dayanak belge sureti ibarelerin bulunduğu görülmektedir. 16/07/2018 tarihinde borçlu vekilinin icra dairesine başvurarak tebliğ zarfından dayanak belgerin çıkmadığını, alacaklı vekili tarafından dayanak belgeler dosyaya sunuldu ise bir örneğinin tebliğini, sunulmamış ise bu hususun karara bağlanması talep ettiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile dayanak belgenin dosyada ve uyapta kaydının mevcut olmadığının bildirildiği görüldüğünden talebin reddine karar verdiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2018/4378 E sayılı dosyasında düzenlenen tebliğlerin usulsüz olduğunu, icra emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlulara ve alacaklılara usulüne uygun tebliğe çıkarılmadığını, ipoteğe konu kredinin konut kredisi olduğunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, konut kredisi borcundan kaynaklı başlatılan takiplerde icra emri gönderilemeyeceğini, hesap kat ihtarnamelerine yasal sürede itiraz edildiğini, alacaklının alacağını İİK’nın 68/b maddesi gereği ispat etmesi gerektiğini, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini, uyuşmazlık konusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek icra emri ile icra takibinin iptalini talep etmiştir. II....
İcra Müdürlüğünün 2018/3861 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi yaparak taraflarına icra emri tebliğ edildiğini, takibin ve icra emrinin iptali istemi üzerine Sivas İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/223 Esas 2018/541 Karar sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiğini, Şarkışla İcra Müdürlüğünün 2015/184 Esas sayılı dosyası yenilenerek ve 2018/723 Esas sırasına kaydedilerek yenileme ve icra emri tebliğ edildiğini, davalının bu alacağı nedeni ile belediye başkanlığına 1., 2., 3, haciz ihbarnameleri tebliğ edilerek haciz konulduğunu, belediyeye hacze gelindiğini, bu alacağın 2011/364 Esas sayılı dosyaya ödeneceğini, davalı talebinin mükerrer hale geldiğini, davalının belediyedeki alacağına haciz konulduğundan haberdar olduğunu, buna rağmen hacizli bu alacağın kendisine ödenmesi için mükerrer ve haksız bir talep ile müvekkiline şikayete konu bu icra emrini kötüniyetli olarak gönderdiğini belirterek, Şarkışla İcra Dairesinin 2018/723 Esas sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen icra...
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektireceğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak, iptali talep edilemez. Ancak, İİK.nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK. nun 16.maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece icra kefalet işleminin İİK. nun 38.maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceğini değerlendirerek bir karar vermesi gerekir. Somut olayda şikayet tarihinde, icra takip dosyasında şikayetçiye tebliğ edilmiş bir icra emrinin bulunmadığı görülmüştür. Şikayetçinin talebi de icra kefaletinin iptaline ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/1224 Esas sayılı dosyasında icra emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, İcra emri tebliğ ve icra emrine yönelik şikayetlerin 19.02.2020 tarihindeki alacaklı talebi ile yeniden icra emri düzenlenmiş olması ve bu eksikliklerin giderilmiş olması nedeniyle konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Somut olayda; Bursa 15. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1224 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklı vekilince şikayetçiler aleyhine 05/02/2020 tarihinde ilamlı takip başlatıldığı, icra emri hazırlandığı, alacaklı vekilince şikayet tarihinden (13/02/2020) sonra olmak üzere 19/02/2020 tarihinde gönderilen talep ile takip talebinde sehven yapılan hataların düzeltilmesinin talep edildiği, aynı tarihte talebin kabul edilerek 19/02/2020 tarihinde yeni bir takip talebi ile icra emrinin hazırlandığı görülmektedir. Her dava, açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre hükme bağlanır....
Ancak, davacının başlattığı icra takibinde 02.01.2014 tarihli ödeme emri belgesinde belirtilmeyen başka alacak kalemleri bakımından da takibe girişilmiş olup icra takibinin açılan itirazın iptali davası bakımından zamanaşımını keseceği dikkate alınmadan hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu alacak kalemleri için icra takip tarihi yerine dava tarihi esas alınarak zamanaşımının hesaplanmış olması hatalıdır....
Ancak iki ilam arasında işleyen faiz için ayrı bir icra emri gönderilmesi doğru olmayıp, yukarıda belirtildiği üzere, bu faizin icra emri yerine dosya hesabına eklenmek ve borçluya muhtıra gönderilmek suretiyle istenmesi mümkündür. O halde mahkemece bu gerekçeyle icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, faizin istenemeyeceğinden bahisle, hatalı bilirkişi raporuna dayanarak, şikayete konu icra emrinin iptaline karar verilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirir ise de; sonuçta icra emrinin iptaline karar verildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
a ilk olarak 21.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından yasal süre içinde icra mahkemesine başvurularak ilamlı takip yapılmasının koşullarının oluşmadığı iddiasıyla icra emrinin iptali talep edilmiş, icra mahkemesince şikayet hususunda henüz bir karar verilmeden borçlu vekiline 22.10.2013 tarihinde ikinci kez icra emri tebliğ edilmiş, borçlunun bu ikinci icra emrinin iptali talebiyle 12.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet 7 günlük yasal sürenin geçirildiği gerekçesi ile reddedilmiştir. Borçlu adına tebliğ edilmiş bir icra emri varken, bu icra emri iptal edilmeden yenisi çıkarılamaz. Bu husustaki şikayet bir hakkın yerine getirilmemesinden kaynaklı şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. O halde mahkemece, şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde süre aşımından reddi isabetsizdir....
Yine ilamın hüküm kısmının aynen infazı zorunlu olup, dar yetkili icra mahkemesi yorum yoluyla hüküm kısmını değiştiremez (HGK'nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararı). İcra müdürü de itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olup, mahkeme kararını yorumlayarak işlem tesis edemez. Aksi durum, ilama aykırılık nedeniyle İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir. ... İcra Dairesinin dosya içinde mevcut 24.02.2016 tarihli yazısına göre, 04.04.2015 tarihli icra emrinin düzenlendiği, bu icra emrinde eksiklik olduğu düşünülerek gönderilmediği ancak dosya içinde unutulduğu, dosyada 21.05.2015 tarihinde yapılan kapak hesabı göre yeniden icra emri (4-5) düzenlenerek borçlu vekiline 29.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş, mahkemece şikayetin icra müdürlüğü tarafından gönderilmeyen ve dosya içinde unutulan 04.04.2015 tarihli icra emri esas alınarak sonuçlandırıldığı görülmüştür....