Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla; a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. (TMK. m.510), b- Koşullar ve yüklemeler ( mükellefiyetler) konulabilir (TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521), c- Mirasçı atanabilir (TMK.m.516 ), d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517), e-Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça (MK. m.598) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)...
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının, vasiyetnamenin iptali talebi yönünden verilen red kısmını istinaf ettiklerini, davalı ile murisin ikinci bir evlilik gerçekleştirdiklerini, davalının, murisin ölmeden önce son bir yılını tedavi altında geçirdiğini fırsat bilerek onu baskı altına aldığını ve vasiyetnameye konu evi kendisine vasiyet ettirdiğini, murisin böyle bir ölüme bağlı tasarruf yapmaya normal şartlar altında hiçbir ihtiyacının bulunmadığını, davalının ise ölüme bağlı tasarruf hususunda murisi baskı altına aldığını, murisin de " bana bakmaz " korkusundan ötürü bu işlemi yapmak zorunda kaldığını, söz konusu bu vasiyetname baskı ve tehditler sonucunda ve murisin kalp ameliyatı olduktan sonra yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ: Dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1/12/2020 tarihli 2020/357 esas 2020/321 karar sayılı ilamının incelenmesinden; davacının dosyamız davacısı T1 davalıları Hayrettin, Huriye ve T7, davanın mirasçılıktan çıkarmanın iptali davası olduğu, mahkemece Şarköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 15/01/2021 tarihinde kesinleştiği, Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/339 esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacının dosyamız davacısı, davalıların Ahmet Öztürk, Hayrettin Avcı, Hikmet Esen, İsmail Esen, T7, Mithat Ağa, Nurten Avcı, davanın muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil, dava konusu taşınmazların Şarköy'de belirtilen murise ait çok sayıda taşınmaz olduğu, davanın işbu dava dosyamıza yansıdığı tarih itibariyle henüz tensibinin yapıldığı, Dosyaya sunulan tapu kayıtlarından muris adına halen olan aktif bazı taşınmazların bulunduğu, Mahkemenin mevcut bu delillerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Ölüme bağlı tasarrufun iptali TMK' nın 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldıysa, tasarruf, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler, hukuka ve ahlaka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise, bu sınırlı sebeplere dayalı olarak vasiyetnamenin iptalini talep edilebileceği belirtilmiştir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebebine gelince, ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir. Davacı bu iptal nedenleri bakımından delil sunmalıdır....
Mahkemece tenkis hükümleri çerçevesinde inceleme yapılıp davalılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırmanın tasarruf edilebilir kısmı aşıp aşmadığı ve davacının saklı payına el atıp atmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçe ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır...” gerekçesiyle bozulmuş, sair hususlar onanmış, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının 3/32 payının iptaline ilişkin karar bu kez Yargıtay 16....
Mahkemenin aile mahkemesi sıfatıyla verdiği evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebinin reddine, mirasçılıktan çıkarma talebinin ise kabulüne dair ilk kararı davalı vekilinin temyizi üzerine, (Kapatılan) 18.Hukuk Dairesinin 22.12.2016 tarihli ve 2015/14080-16/13233 sayılı bozma ilamında davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin tespiti ve buna bağlı olarak mirasçılıktan çıkarma kararı verilmesi istemine yönelik asliye hukuk mahkemesi olarak davaya bakılıp karar verilmesi gerekirken aile mahkemesi sıfatı ile karar verilmesi doğru görülmemiş bir başka ifade ile evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemi yönünden davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamış, ancak mirasçılıktan çıkarma davasına da aile mahkemesi sıfatı ile bakılamayacağı yönünde mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece, (Kapatılan) 18....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
nun 181. maddesine göre; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” Somut olayda, iptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak ta, davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibi oğul ...'ın mirasın tamamından mahrum edildiği ileri sürülmektedir. Vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir (TMK.519.md.). Bu durumda tenkis isteminin bulunduğunun kabulü gerekir....