"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölüm Tarihinin Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava; ...’in ölümünün tespitine ilişkindir. Tescil idari işlem ise de ölümün ve ölüm tarihinin tespiti adli yargının görevine girer. Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır.(TMK.md.29) Delillerin bu çerçevede değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1.) paragrafının tümüyle silinerek yerine " Davanın KABULÜ ile, 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesine göre davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15.7.1982 olduğunun TESPİTİ ile Yasa'nın 60/G maddesine göre bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilmesine " rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 20.12.2012 gününde oybirliğiyle ile karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2.) paragrafının tümüyle silinerek yerine " Davanın KABULÜ ile, 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesine göre davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 11.7.1983 olduğunun TESPİTİ ile Yasa'nın 60/G maddesine göre bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilmesine " rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 21/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Usul bakımından, nüfus kaydında sağ gözüken kişinin ölü olduğunun tespiti için açılan davada, öldüğü iddia olunan kişinin tüm mirasçılarının davacı veya davalı olarak yer alması gerekirken tüm mirasçıların davaya dahil edilmemesi, 04.07.2007 tarihli duruşma tutanağının birinci sayfasında zabıt katibinin imzasının bulunmaması, Esas bakımından, nüfus kütüğünde kayden sağ olarak gözüken kişinin, ölü olduğunun tespitine ilişkin davalarda, kişinin ölü olduğuyla birlikte ölüm tarihinin de tespiti gerektiği halde, sadece ölü olduğunun tespitine karar verilerek ölüm tarihine ilişkin her hangi bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.08.11.2010 (Pzt.)...
O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır. Bunun sonucu olarak; nüfus kaydında düzeltme sağlamayı da amaçlayan ölümün tespiti davaları açıklandığı gibi, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak, Cumhuriyet savcısı ve nüfus memuru katılımıyla görülüp sonuçlandırılmalıdır....
Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir. Kanun'un Geçici 6.maddesine göre 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."...
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 10.07.1969 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 10.07.1987 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun Geçici 54.maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 19.08.1974 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 19.08.1992 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 01.12.1977 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 01.12.1995 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması, usûl ve Yasa'ya aykırı olup, bozma nedenidir....
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 Sayılı Kanunun 60/G maddesi; malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun Geçici 54.maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 16.04.1966 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 16.04.1984 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....