"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle iptaline, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 22/08/2014 tarihi olarak tespitine, borçluya ait araç ile taşınmaz üzerindeki hacizlerin fekkine, taşınmaz üzerindeki haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile davacı-borçlunun haline münasip evi üzerine konulan haczin fekkine karar verilmesi talebi üzerine, mahkemece ödeme emrine ilişkin tebligatın usule uygun yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; ilk derece mahkeme kararının gerekçe içerdiği, öte yandan asliye ticaret mahkemesinin ihtiyati haciz kararı ile icra takibine başlanıp borçlunun malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği tarihte borçlular tarafından ödeme emrine itiraz edildiği, itirazın kaldırılması veya itirazın iptaline ilişkin dosyaya bir ilam sunulmadığı, bu haliyle takip kesinleşmediğinden ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği, 04.09.2020 tarihli dilekçe ile borcun haricen tahsil edildiğinin bildirildiği, bu durumda, ödemenin, ödeme emrinin tebliğinden sonra fakat hacizden önce yapıldığı dikkate alınarak, borçlulardan takip safhasına göre, % 4,55 oranında tahsil harcı alınması işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK' nın 353-(1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı,borçlunun davacı şirketteki ortaklığını bırakıp geçerli bir neden olmaksızın yevmiyeci olarak çalışmaya başlamasının genel yaşam deneyi kuralları ile bağdaşmadığı, istihkak iddiasının da samimi ve inandırıcı bulunmadığı “davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK7nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Haciz ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde, borçlu huzurunda yapılmıştır.İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır ve aksini ispat yükü üçüncü kişiye düşmektedir....
İcra Müdürlüğü’nün 2009/697 Talimat sayılı dosyasında yapılan 01.09.2009 günlü hacze konu menkullerin üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlunun bu adreste eski kiracı iken taşınmazı tahliye ettiğini ve mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, bir başka takip dosyasında da aynı adreste borçluya ödeme emri tebliğ edildiğini, yine bu dosyada 21.04.2009’da aynı adreste yapılan hacizde ne borçlu ne de üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmadığını,ancak bu hacizden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için tahliye ve devir işlemlerinin yapıldığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
maddesi kapsamında karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, sair temyiz itirazları yerinde değilse de ödeme emrinin 13.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davaya konu iş makinasının Noterde satış işleminin ise takip başladıktan ve ödeme emri tebliğ edildikten sonra 23.08.2012 tarihinde yapıldığı, borçlunun takipten haberdar olduktan sonra iş makinasını devrettiği, dava konusu iş makinasının satışını borçlu ... İnşaat San.Tic.Ltd.Şti adına ... davacı ... adına vekaleten, ... İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti. yetkilisi ...'ın dedesi ...'...
nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 26/02/2018 tarih ve 2018/... ile ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
Şikayet olunan vekili, ödeme emri tebliğinin yasalara uygun olduğunu, satışa konu haczin 6 aylık süreden sonra yenilendiğini, ilk konulan hacizden kaynaklı bir satış olmadığını, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ödeme emrinin tebliğine ilişkin usulsüzlükler, diğer alacaklıların haklarını haleldar ediyorsa, sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülebileceği, şikayete konu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya cezaevinde tebliğ edildiği, İİK'nın 54. maddesi uyarınca tutuklu veya hükümlü olan borçluya kendisine bir mümessil tayin etmesi için icra müdürlüğünce uygun süre verilmeden doğrudan borçluya tebligat yapılması İİK'nın 54. maddesine aykırı bulunduğu, borçluya ödeme emri tebliği yok hükmünde olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan vekilince temyiz edilmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikli olarak davacı tarafın, 2021/4601 Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrini 06/04/2021 tarihinde tebliğ aldığını, ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 06/04/2021 tarihinde kendi hür iradesi ile icra müdürlüğüne dilekçe yazarak, takibe itirazı olmadığını, borç ve masrafları kabul ettiğini, maaşından aylık 4.650,00 TL kesilmesine muvafakat ettiğini belirttiğini, davacı borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra, takibe borca itirazı olmadığını beyan ederek maaş haczine muvafakat ettiğini beyan ettiğini, 06/04/2021 tarihinden itibaren 7 günlük içinde söz konusu dava açılmadığını, davanın süresinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu maaş muvafakatı usulüne uygun olduğunu, takipe konu ödeme emrinin 06/04/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun ödeme emrine itiraz sürelerinin başladığını, davacı borçlunun, ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra takibe itirazının olmadığını açıkça beyan ederek...
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2017/31, K:2020/862 sayılı kararı: Kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesine karşın borcunu yedi gün içinde ödemediği gibi bu süre içinde ödeme emrinin iptali istemiyle dava da açmayan veya açmış olduğu davası reddedilen kamu borçlusu hakkında alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak haciz uygulanabileceği ve haciz işlemine karşı açılan davada, ödeme emri aşamasında açılacak davada ileri sürülmesi gereken hukuka aykırılıkların işlemin sebep unsurundaki hukuka aykırılık hali olarak incelenmesine olanak bulunmadığı açıktır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurumun 08.12.2006 tarihli yazısına göre,davacı ...’nın işyerleri ile ilgili olarak 2004/007 ve muhtelif dosyalar ile takibe geçildiği,borcun kesinleştiği ve ödenmeyen borçları için 09.04.2004 tarihinde taksit talebinde bulunulduğu,borcuna karşılıkta ...plakalı aracın teminat gösterildiği,şartlarına uymadığı için de taksitlendirmenin iptal edildiği,teminatın nakde çevrilerek alacağın tahsili yoluna gidildiği,bu nedenle aracın açık artırma ile satılacağının bildirildiği, dava konusu iptali istenen ödeme emrinin 04/007 takip numaralı,14.01.2004 gün ve 01256 sayılı ödeme emri olup 2889,71 nolu işyerinin 2002/3-6.aylara ait 4.095,50 TL prim borcuna ilişkin olduğu ve 17.01.2004 tarihinde ...Ltd.Şti.’ne tebliğ edildiği, 2004/007 nolu takip ile ilgili davacılara tebliğ edilen ödeme emrinin bulunmadığı,bu takibe ilişkin sadece şirkete tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır....