İcra Müdürlüğü’nün 2010/7100 Takip sayılı dosyasında yapılan 23.07.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, haczin uygulandığı fabrikayı içindeki demirbaşları ile birlikte takip borçlusundan 22.07.2004’te satın alan davacının o tarihten itibaren bu yerin kullanımını kira ilişkisi içinde borçluya bıraktığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin takip borçlusunun ticaret sicil kaydında yer alan, aynı zamanda ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığını, bu sırada borçlu şirket çalışanının hazır olduğunu ve borçluya ait çok sayıda belgenin de ele geçtiğini, sunulan faturaların istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişle olmadığını, mahcuzların fabrika binasının eklentisi olduğunu ve haczinin de mümkün bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/2331 Talimat sayılı dosyasında yapılan 08.09.2008 günlü hacze konu menkullerin ... bayii olan davacı şirkete ait olduğunu, borçlu şirket adresi ile üçüncü kişi şirket adreslerinin farklı olduğunu, belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin, borçlu ...’a ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığını, adı geçen borçlunun çek tarihi itibarı ile hem davacı hem de borçlu şirketin ortağı olduğunu,üçüncü kişinin borçlularla iç içe ticari faaliyetini sürdürdüğünü, aralarında organik bağ bulunduğunu ve alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (borçlular), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi cevap da vermemişlerdir....
İcra Müdürlüğü’nün 2010/15801 sayılı Takip dosyasında 23.07.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, bunların bir kısmını aynı yerde dana önce faaliyet gösteren borçludan diğerlerini ise ikinci el piyasasından satın aldığını, borçlu şirket temsilcisinin haciz sırasında yemek için bulunduğunu, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin, işçilik alacağından kaynaklanan icra takibi nedeni ile ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde borçlu şirket yetkilisinin huzurunda yapıldığını, aynı kişinin önceki tarihli hacizde de hazır bulunduğunu, borçlu çalışanı olan üçüncü kişinin aynı yerde kendi iş yerini kurduğunu iddia etmesinin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlem niteliğinde bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ancak bilirkişi tarafından faturaların davacının ve satıcı firmanın ticari kayıtlarında yer aldığının belirlendiği, diğer yandan kasap olarak faaliyet gösteren borçlunun takibe konu senedi düzenledikten kısa bir süre sonra 02.05.2006’da başka bir ildeki işini terk etmesinin ve oğlu olan üçüncü kişinin ise 22.01.2007’de haciz adresinde kasap olarak faaliyete başlamasının tek başına muvazaalı hareket edildiğini kanıtlamadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği takip adresinde yapıldığını, hacizde hazır bulunan dava ve takip dışı ...’un iş yerinin borçlu ...’a kiraya verildiği yönünde beyanının bulunduğunu,hacizde borçlu adına düzenlenmiş faturanın ele geçtiğini, üçüncü kişinin sunduğu delillerden haciz adresi ile ilgisinin belirlenemediğini,faturaların istihkak iddiasını kanıtlayamadığını,öte yandan borçlu ...’in üçüncü kişi şirketin müdürü ve kızı ...’ın da eski ortağı olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğü’nün 2012/238 sayılı takip dosyasında yapılan 12.07.2012 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlunun haciz adresi ve mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, borçlu ile üçüncü kişinin akraba olduğunu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, borçlu ... ile ...’ın boşanmalarından sonra haciz adresindeki taşınmazı üçüncü kişiye sattıkları, borçlu ...’in sattığı bu taşınmazı içindeki eşyalarla birlikte kiraladığı, bu durumun genel yaşam deneyi kuralları ile bağdaşmadığı, öte yandan istihkak iddiasını kanıtlamaya yönelik delillerin sunulamadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün Talimat sayılı dosyasında yapılan günlü hacze konu menkullerin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, üçüncü kişiye ait faturalı mallar olduğunu, iş yerinin 05.03.2007’de borçlu tarafından birikmiş kira borcuna karşılık devredildiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, bu sırada hazır bulunan borçlunun haciz mahallinden kaçtığını, borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2010/7101 sayılı takip dosyasında yapılan 23.07.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, haczin uygulandığı fabrikayı içindeki demirbaşları ile birlikte takip borçlusundan 22.07.2004’te satın alan davacının o tarihten itibaren bu yerin kullanımını kira ilişkisi içinde borçluya bıraktığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin takip borçlusunun ticaret sicil kaydında yer alan, aynı zamanda ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığını, bu sırada borçlu şirket çalışanının hazır olduğunu ve borçluya ait çok sayıda belgenin de ele geçtiğini, sunulan faturaların istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişle olmadığını, mahcuzların fabrika binasının eklentisi olduğunu ve haczinin de mümkün bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/1162 Esas sayılı dosyasında alacaklı sıfatı ile 05.03.2008 günü haczettirip ihalede de 12.05.2008’de satın aldığı menkuller olduğunu, bir iş yeri devrinin söz konusu olmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, davacının borçlu şirketin ortağı olduğunu,haczin yapıldığı yerin ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olduğunu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak yapıldığını, davacının daha önce 100 abajur haczettirdiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....