WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde borçlu şirket huzurunda yapıldığı, üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında ortaklar itibarı ile bağ bulunduğu, davacı şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, iki şirket arasında muvazaalı bir ilişkinin bulunduğu ve aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığı, tazminata hükmedilmesi için aranan koşulların gerçekleşmediği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, emekli maaşına uygulanan haczin kısmen kaldırılması istemine ilişkindir. İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2021/4862 esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile yapılan takip olduğu, borçluya ödeme emrinin 18/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 31/05/2021 tarihinde emekli maaşının tamamına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği, bunun üzerine borçlunun emekli maaşına haciz uygulandığı görülmüştür....

    Talep konusu haciz borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz mahallinde borçlu adına belge bulunmadığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesince, mahcuzların 3. kişi şirketin elinde haczedildiği kabul edilerek İcra müdürlüğünce haczin İİK’nin 97. maddesine göre yapılmasına karar verilip, prosedür gereği dosyanın icra mahkemesine, takibin devamı ya da durdurulması konusunda bir karar verilmesi için gönderilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi isabetlidir....

      Buna rağmen hüküm fıkrasında bu hacizlerden sadece birinci sıradaki 26.11.2012 tarihli Karamürsel Tapu Müdürlüğündeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, diğer taşınmaz hacizleri yönünden bir karar verilmemiştir. Halbuki dava dilekçemizin sonuç bölümünde, “hukuka aykırı olarak emekli maaşı ve taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin ayrı , ayrı kaldırılması ve emekli maaşından kesilen tutarların iadesi” talep edilmiştir. Taşınmazlar üzerindeki tüm hacizlerin ayrı ayrı kaldırılmasına karar verilmemesi nedeniyle karar hukuka ve usule aykırıdır. -Ödeme emrinin iptali yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi de hatalıdır. Zira ödeme emrine ilişkin mahkeme kararı 2004 yılında kesinleşmiş olup, karara konu ödeme emri de zamanaşımına uğramış ve geçersiz hale gelmiştir. O nedenle dava dilekçemizin sonuç bölümündeki talebimiz gibi ödeme emrinin geçersiz olduğunun kabulü gerekirken. davanın kısmen reddi kararı hukuka aykırıdır....

      aldığı yaşlılık aylıklarına konulan haczin kaldırılması talep edilmiş, Mahkemece, prim borcu nedeniyle maaş haczinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu haciz bildirisi, 11.02.2009 tarihli olup, davacının 2009 yılı Nisan aylığından kesinti yapılmaya başlandığı, dosyadaki takip evraklarında, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının ortağı olduğu şirketin prim borcundan dolayı, yaşlılık aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır....

        İl Jandarma Komutanlığına atanması nedeniyle ilişiğinin kesildiğinin tespit edildiği, tebligatın yapıldığı 09.10.2019 tarihinde davacının tebligat yapılan adreste olmadığı, dolayısıyla dava konusu edilen haciz işleminin dayanağı olarak davacı adına usulüne uygun olarak düzenlenmiş ödeme emrinin bulunmadığı, 6183 sayılı Kanun'a uygun şekilde haciz yapabilmek için usulünce bir ödeme emrinin tebliği gerektiği gerekçelerine dayalı olarak "Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı SGK vekili, istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2....

          dosya arasında rastlanılmadığı halde mahkemece davacı hakkında ödeme emri tanzim edildiği ve usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararın eksik inceleme ve yazılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Yasaya uygun şekilde haciz yapabilmek için usulünce bir ödeme emrinin tebliği gerektiği dikkate alınarak mahkemece öncelikle yapılan haczin usulüne uygun olup olmadığının tespiti bakımından, haciz kararında ilgi tutulan ....... sayılı takipler nedeniyle davacı adına tanzim edilmiş bir ödeme emri tebliğinin varlığının Kurumdan sorulmak suretiyle araştırılması, var ise hak düşürücü süre irdelemesi yapılması, yok ise, bulunmaması ve davacı hakkında ihtiyati haczin de olmaması halinde davanın kabulü gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır....

            İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından 2008 yılında yapılan mal bildirimi, 2005 ila 2012 yıllarında adına ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edilmesi, 2014 yılı borç yapılandırma talebi ile borçlarını yapılandırması, hesaplarına uygulanan haciz işlemleri ile ihtilaflı borçlara ilişkin zamanaşımının kesildiği görüldüğünden dava konusu haczin dayanağı olan davacı hakkındaki ödeme emirlerinden; … sayılı ödeme emrinin 22.05.2009 günü tebliğ edildiği, … sayılı ödeme emrinin 15.09.2012 günü tebliğ edildiği ve anılan ödeme emirlerinin ihtilafsız kesinleştiği görüldüğünden davaya konu haczin bu borçtan kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık, dayanak diğer ödeme emirleri ve/veya bunların tebliğ alındısı sunulmayarak borcun kesinleştiği davalı idarece ortaya konulamayan söz konusu borçlardan kaynaklanan dava konusu haczin bu kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığından davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu e-haciz...

              Davacı, limited şirket ortağı olup borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir, mahkemece davacının Kırgızistan'da ikamet ettiği bu hali ile kurumca çıkartılan ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği, 29.9.2008 tarihinde şirkete ortak olduğu 09.12.2009 tarihinde hissesini devrederek ayrıldığı ortaklık döneminde şirkette her hangi bir yöneticiliği, temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptali ve bu ödeme emirleri için kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

                Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu