Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçluya 9 örnek ödeme emri göndermeleri gerekirken sehven 6 örnek ödeme emri gönderdiklerini kabul ettiklerini, bu durumun ilamsız takip yapılmasına engel olmadığını, davacının takibin iptaline yönelik taleplerinin yerinde olmadığını, icra emrinin iptali ile 9 örnek ödeme emri gönderilmesi gerektiğini belirterek takibin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalıların kabulü nedeni ile icra emrinin iptaline yönelik talebin kabulüne, İzmir 23. İcra Müd.'nün 2020/2207 Esas sayılı takip dosyasında davacı borçluya gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlunun, davalı alacaklı tarafından takibe dayanak senedin imzalandığı tarihte borçlu şirketin terkin edildiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takibin iptali talebinin reddine karar verildiği, davacının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece; Şikayetin kabulü ile, Suşehri İcra Müdürlüğü'nün 2007/166 Esas sayılı takip dosyasında davacı aleyhine başlatılan takibin ve çıkartılan ödeme emirlerinin iptaline, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2020/7769 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde iade edilmesi sonrasında borçluya ödeme emrinin ve dayanak belgenin tebliği için yeniden tebligat çıkarılmadığı, borçlu tarafından 12/10/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....
İİK’nun 168/5. maddesi gereğince; borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, takip dosyasında, borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının 15/02/2016 tebliğ tarihli olduğu, yenileme emrinin 24/11/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, daha önceden tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin icra dosyasında bulunmadığı, dolayısıyla muteriz borçlu hakkındaki takibin kesinleşmediği, borçluya yenileme emri tebliğinden sonra ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı görülmektedir....
Sayılı dosyalarında Hıdır Kesicinin vekili olmasına rağmen 444.225,47 TL bedelli ödeme emrinin tarafına vekil olarak tebliğ edilmediğini, takibin doğrudan Hıdır Kesici adına başlatıldığını ve icra emrinin de doğrudan Hıdır Kesici'ye tebliğ edildiğini, tebligatın geçersiz olduğunu, iş bu sebeplerle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle davanın konusu memur muamelesini şikayet olup icra emrinin iptali istemli olduğu sabit olan dosya kapsamında yerel mahkemenin yapacağı değerlendirme ödeme emrinin iptali nedenleri ile sınırlıyken, bu yetkinin sınırlarının aşılarak res'en neden gözetilmesinin herhalde hatalı olduğunu, dava konusu ödeme emrinde ve takip talebinde bunların iptalini gerektirecek bir usulsüzlük mevcut değilken davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunu memur muamelesini şikayet oluşturmakta olup, yapılacak değerlendirmede ödeme ve takip talebinin iptalini gerektirebilecek bir usulsüzlüğün mevcut olup olmadığı noktasında olduğunu, ancak ne zamanaşımı defi ne de borca itiraz ödeme emrinin iptalini gerektirecek bir neden teşkil etmediğini, bunun yanı sıra bononun zaman aşımına uğramamış olduğu da sabit olmakla birlikte yerel mahkeme tarafından şikayet konusu yapılmayan bir nedenin...
İcra Dairesinin 2021/1223 Esas sayılı dosyasında kiralayan tarafından kiracılar aleyhine tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi başlatıldığı, örnek 14 tahliye emri borçlulara 06.04.2021 tarihinde tebliğ edilmekle borçlular vekilince takibe itiraz edilerek İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, İİK'nın 274. maddesi uyarınca tahliye taahhüdüne yapılacak itirazın müdürlüğe yapılması gerektiğinden ve somut olay bakımından mahkemeye bu konuda yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, örnek 13 ödeme emri borçluya tebliğ edilmemişse de iş bu takipte ödeme emrinin düzenlenmesi hukuka aykırı olup ödeme emrinin iptali gerektiğinden davacıların istinaf isteminin kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca Uşak İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/92 Esas, 2022/296 Karar sayılı dosyasında verilen 07.06.2022 tarihli kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, Uşak 2....