Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin, takip talebine aykırı olarak düzenlenmesi de süresiz şikayet sebebi olup, bu durumda ödeme emrinin iptali gerektiğini, örneğin takip talebinde faiz talep edilmemişse, ancak ödeme emrinde faiz talep edilmişse şikayet yolu ile ödeme emrinin iptal edilebileceğini, Yargıtay 12. HD. 4.5.2017 tarihli 2016/16125 E.- 2017/7094 K. sayılı ilamında: “…İİK'nun 60. maddesi uyarınca ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. O halde mahkemece, ödeme emrine takip talebine aykırı olarak eklenen kısmın ödeme emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...” belirtildiğini, Düzce İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/726 E. - 2022/711 K. sayılı 11/11/2022 tarihli kararının ve 24/11/2022 tarihli ek kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, ödeme emrinin iptalini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bir önceki bozma ilamımızda da belirtildiği üzere, ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin anlaşılması durumunda, ödeme emri iptali yönünden davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davacının bu ödeme emirlerinde geçen dönemlerde sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, yöntemince araştırılıp elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle ödeme emirlerinin iptali kararı yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan, davalı Kurumun 16.11.2020 tarih13873198 sayılı yazısında, davacıya 2005/22238 (Damga vergisi)-2005/22239 (işsizlik sigortası primi) numaralı ödeme emirlerinden dolayı haciz işlemi yapıldığı belirtilmiş olup, prim borcunu içeren 2005/22240 nolu ödeme emrinin dava konusu olup olmadığı ile Kurum yazısında bu ödeme emrinin sehven unutulup unutulmadığının da araştırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olup, davacılar, dava dışı ... Limited şirketinin ortağı olduklarından bahisle, haklarında ödeme emri düzenlendiği, ortaklık sözleşmelerinin kendisinde velayet hakkı bulunmayan babaları tarafından imzalandığını belirterek, ödeme emrinin iptalini talep etmişler; Mahkemece, şirket ana sözleşmesinin velayet hakkı kendisinde bulunmayan dava dışı babaları tarafından imzalanması nedeniyle batıl olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacılardan ...'in 1990, ...'...
Mahkemece, 2011/14727, 14728, 14729 nolu takip dosyalarından tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiş ancak davacı tarafından sadece 2011/14727 nolu takip dosyasından tebliğ edilen ödeme emrinin iptali talep edilmiş; 2010/17144, 17145, 17146, 2010/16277, 16278, 16279, 2010/11705, 11706, 11707 nolu takip dosyalarından tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali isteminin reddine karar verilmiş ancak davacı tarafından işbu ödeme emirlerinden sadece 2010/16277, 2010/11705, 2010/17144 nolu takip dosyalarından tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali talep edilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde, Mahkemece; davacının açtığı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla, redde konu tutar yönünden davalı kurum lehine haksız çıkma tazminatının da hüküm altına alınması ve talepten fazlasına karar verilmemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, davalı Belediyeye ait işyerlerinin 2015/4 ila 2016/1 dönemlerine ilişkin primlerinin ödenmediği gerekçesi ile davalı Kurum tarafından 01.04.2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 12/04/2016 tarihinde davalı Belediyeye tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin iptali için 19/04/2016 tarihinde süresinde dava açtığı anlaşılmaktadır. 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usul, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olup, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluğu bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar vekili, İcra Hukuk Mahkemesince ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren de takibin devamının sağlanabilmesi için yeniden ödeme emrinin tebliğinin gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava tarihi itibariyle davalı borçlulara tebliğ edilmiş, ödeme emri ve ödeme emrine yapılmış itiraz olmadığı gerekçesiyle şartları oluşmamış davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmiş olup Tebligat kanunları gereğince herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, kısıtlı borçlunun vasisi olan davacıya kanuna uygun şekilde tebligat yapıldığını, davacı tarafın ödeme emrini 29.01.2020 tarihinde tebliğ aldığını, 03.02.2020 tarihinde itiraz etmiş olduğunu, ödeme emrinin iptalini talep ettiğini davacı yanın borçlu olduğunu bildiği halde icra takibine itiraz ettiğini, yerel mahkemeve ödeme emrinin iptali talep edilmesine rağmen takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığını ,takibin iptali için şartlar oluşmadığını , vasiye tebliğ edilen ödeme emrinde borcun miktarının, borcun dayandığı ilamın, borcun günlük efektif kur üzerinden çevirisinin, alacaklı ve borçlunun kimliklerini ve adreslerini içerir bilgiler bulunduğunu ,borçlunun kanuni süre içerinde borca yönelik herhangi bir itirazı da söz konusu olmadığını ,davacı yanın dava dilekçesinde; vasiye tebliğ edilmiş...
takip numaralı ödeme emirleri ile … takip numaralı ödeme emrinin … plaka numaralı kamu alacağına ilişkin kısmı ve … takip numaralı ödeme emrinin … ila …, … ila …, …, …, … ila … plaka numaralı haricindeki kamu alacağına ilişkin kısmı iptal edilmiş, … takip numralı ödeme emrinin … plaka numaralı haricindeki kamu alacağına ilişkin kısmı ile … takip numaralı ödeme emrinin … ila …, … ila …, …, …, … ila … plaka numaralı kamu alacağına ilişkin kısmı yönünden dava reddedilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı hakkında uygulanan idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin davacıya 20/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. Maddesine göre; Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılacak davalar iş mahkemelerinde görülecektir. Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı açıktır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....