Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'in zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Kaldı ki, borçlu ...’a müdürlükçe çıkarılıp bila tebliğ iade edilen ödeme emri de bulunmaktadır....
Somut olayda, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle takibin ve ödeme emrinin iptali istenmiş ise de, mahkemece takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesi şikayetine ilişkin değerlendirme yapıldığı, diğer iddiaların borca itiraz olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının faiz oranı ve muacceliyet kaydına ilişkin iddiaları borca itiraz olup, bu yönden mahkemenin değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan, dava dilekçesinde yer alan ödeme emrinde takip konusu taşınmaz ve kira sözleşmesinin belli olmadığı, ödeme emrindeki bazı kayıtların sonradan eklendiği ve paraflanmadığı iddiaları borca itiraz olmayıp, şikayete konu edilmelerine karşın, bu iddialara ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, karar bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....
Borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait belge sunularak borcun ödendiği iddiasında bulunulduğu takdirde; başvuru İİK.nun 169/a maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin borca itirazdır. İİK.nun 168/5. maddesine göre borcun itfa edildiği itirazı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Diğer yandan, İİK'nun 71/2. maddesinde; “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü husus, temerrüt gerçekleşmediğinden ödeme emri ve takibin iptali ile faiz başlangıç tarihine ve dolayısıyla işlemiş faiz miktarına itiraz olup İİK'nın 62. maddesi kapsamında takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine (dosyasına) bildirilmesi gerektiği halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı itirazın sonuç doğurmayacağı, itirazda bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığından HMK' nın 114/1- h ve 115/2 maddeleri uyarınca bu yöndeki şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile, şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir....
İİK'nun 62. maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecbur” olduğu belirlenmiştir. İİK'nun 66. maddesine göre müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takibin durması üzerine alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamaz. Bu yasal düzenlemelerde göstermektedir ki, kendisine ödeme emri tebliğ olunan borçlu tebliğden itibaren 7 gün içinde rehin hakkına (hapis hakkı) ilişkin itirazlarını da diğer itirazları ile birlikte İcra Müdürlüğü'ne bildirmek zorundadır. Bu husus alacaklı itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesi'ne veya itirazın iptali için Genel Mahkeme'ye başvurduğunda incelenerek karara bağlanmalıdır....
ye davalı ile olan müşterek borçları nedeniyle 27.000,00 TL tutarında bir senet verdiğini, senedin vadesi geldiğinde müvekkilinin, davalıya 18.250,00 TL verdiğini, davalının da geri kalan miktarı tamamlayarak alacaklı şirkete ödeme yaptığını ve senet aslını alacaklıdan teslim aldığını, senedin ön yüzünde her ne kadar davalının ismi yazılı değilse bile borçlu olarak imzasının bulunduğunu, davalının bir süre sonra senedin arka yüzüne kendi imzasını atarak müvekkili hakkında ihtiyati haciz ve kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlattığını, teminat yatırma imkanları olmadığından takip konusu parayı ödemek zorunda kaldıklarını, İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları şikayet üzerine takibin iptal edildiğini, bunun üzerine kendilerinin de haksız tahsil edilen parayı alabilmek için ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini...
İcra Dairesinin 2021/9771 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı vekiline yeni bir ödeme emri düzenleyip göndermesi gerekirken, yetkisiz icra müdürlüğü tarafından tanzim edilen, önceki ödeme emrini gönderdiği, diğer bir deyişle borçlu vekiline Ankara 14. İcra Dairesinin 2021/9771 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin, Kırıkkale İcra Müdürlüğünün 2021/6338 Esas numarasını taşıyan 30.06.2021 tarihli önceki ödeme emri olduğu, taraf beyanlarının aynı yönde olmasından ve UYAP kayıtlarında Ankara 14....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda borçluya 29.07.2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde "Bu zarfta örnek 10 ödeme emri vardır" ve "Bu zarfta emniyet haciz evrakı vardır" şerhinin yazılı olduğu, dolayısı ile takibe dayanak belge örneğinin ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, yasal düzenlemeler gereğince takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde borçluya tebliğinin zorunlu olduğu gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile 29.07.2016 tarihli ödeme emrinin iptaline, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edilmiş olduğundan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı Dünya Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....