a işçi götüreceği konusunda ikna ettiği, verdiği bilgiler doğrultusunda diğer müştekilerin .... şubesine kişi başı 196 TL havale çıkarttıkları, paraları alan sanığın şikayetçileri yurtdışına götürmediği gibi ortadan kaybolduğunun iddia edildiği olayda; Sanığın müştekileri yurtdışına götürme vaadi ile kandırdığı ve haksız menfaat temin ettiği deliller ve dosya kapsamının değerlendirilmesi ile kabul edilerek sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik incelemeye ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sözleşmeye göre, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iade edilmesi için, önceden mutad meskeninin bulunduğu ülke makamlarından alınmış velayete veya kişisel ilişki kurma hakkına dair bir kararın varlığı gerekmediği gibi, böyle bir kararın mevcut olması durumunda, bunun çocuğun haksız olarak götürüldüğü veya alıkonulduğu Devlette tanınması veya tenfiz edilmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. (Söz. md. 15) Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı annenin 2005 yılı Ağustos ayında müşterek çocuk Meryemana'yı da alıp, kaymbaba ve kayınvalidesine birlikte izin amaçlı Türkiye'ye getirdiği ve izin süresinin bitiminde kendisi Almanya'ya dönmediği gibi çocuğu da babanın kanundan doğan velayet hakkını ihlal etmek suretiyle haksız olarak alıkoyduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının 657 sayılı Devlet Memurlar Kanununun 78.,79. ve 80.maddeleri ile "Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik" hükümleri ve "Emniyet Genel Müdürlüğü Yurtiçi ve Yurtdışı Lisansüstü Eğitim ve Yurtdışı Kısa Süreli Eğitim ve Yurtdışı Kısa süreli Eğitim Yönergesi" uyarınca doktora eğitimi için yurtdışına gönderildiğini,eğitimini tamamlamadan yurda döndüğünü bu nedenle kefalet senedinin 7.maddesi gereğince davalının öğrenim giderinden kaynaklanan 177.038,76 ABD dolarının sarf tarihinden itibaren işlemiş...
Velayete ilişkin hükümler gereği bu hakka sahip olan ebeveyn çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler (TMK m. 352/1). Velayet hakkına sahip olan anne veya baba kusurları sebebiyle velayeti kaldırılmadıkça çocuğun mallarını da kullanabilirler (TMK m. 354). Çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitim için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler (TMK.md.355). Buna göre, talep edenin velayeti altındaki çocuk için motorlu araç alınmasında ya da çocuk adına kayıtlı aracın satılmasında mahkemeden izin almasına gerek yoktur....
Tüm dosya kapsamına göre ve ilk derece mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine ilişkin davacı kadının davalı erkeğe karşı “dengesizsin pısırıksın “ şeklindeki beyanları ve davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği davacı kadın ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaması şeklindeki vakıa belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak belirlenen bu vakıalar sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına tarafların eşit kusuru ile sebebiyet verdiklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde kadın eşin hafif erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davacının satım aldığı araçların kamyon statüsünde olduğu, ancak özel izin almak kaydı ile trafiğe çıkmasına izin verilen araçlardan olduğu, seramik üreticisi olan davacının araçların her trafiğe çıkışta özel izin alınması gerektiği hususunu bilmesi gerektiği, araçların trafikte hangi kurallara tabi olacağının satım akdi ile ilgili olmayan bir husus olup, bunun hata ya da hileyi göstermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan ... Otomotiv San.A.Ş.vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ... Sanayi A.Ş.vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... Otom.San.A.Ş. yararına takdir edilen 550.00.YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin olarak satışa izin verilmesi hakkında açılan davada Edremit 2.Asliye Hukuk (Aile) ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kısıtlanarak annesinin velayeti altında bırakılan ... çocuğun sahip olduğu taşınmaz hissesinin satışı için veliye izin verilmesi istemine ilişkindir. Edremit 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince, ergine atanan velinin vasi gibi vesayet hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Edremit Sulh Hukuk Mahkemesi ise,... çocuk ...'in annenin velayeti altında olmakla Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacının çocuğu ..., hükümlü olması nedeniyle kısıtlanmış ise de, vesayet makamı çocuğun annesi ...'...
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE : Dava davacı şirket ortağının limited şirket ortaklığından haklı sebeplerele çıkmasına izin verilmesi ve ortaklık ayrılma payı alacağı ile kar payının kendisine ödenmesi talebine ilişkindir. Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilmekle inceleme konusu yapılmış, davacı ...'nin % 20 diğer ortaklar ... ve ...'...
Ancak; 1) Ceza infaz kurumunda hükümlü bulunan sanığın aşamalarındaki savunmalarında, "sağlık sorunu nedeniyle terlik giyebileceğine dair doktor raporunun bulunmasına rağmen, infaz koruma memuru olan mağdurlar tarafından terlikle dışarıya çıkmasına izin verilmediğini, bunun üzerine iddianamede geçen sözleri söylediğini" beyan etmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 129 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunda; temel cezanın doğrudan TCK'nın 125/3-a maddesi gereğince belirlenmemesi, 3) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA...
Somut olayda, davacı vekili ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi ve 10.000 TL sermaye payı ile 1.000 TL kar payının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 10.000 TL çıkma payının davalıdan tahsiline, ortaklıktan çıkmaya ilişkin kararın bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleştiği gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 22.10.2013 günlü ilamıyla onanmış, bu ilama karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de, davaya konu somut uyuşmazlık miktarı itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin miktar yönünden reddi gerekmiştir....