WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmaları akabinde müşterek çocuğun velâyetinin annesine verildiğini, boşanmanın üzerinden onbir ay geçmesine rağmen davalının, baba ile müşterek çocuğun görüşmesine izin vermediğini, her seferinde zorluk çıkardığını, davalı annenin haftanın altı günü 08:00- 22:00 saatleri arasında çalıştığını, çocuğun bu sürede anneannesi ya da diğer tanıdıkların yanında, bazen de yalnız kaldığını, çocuğun ihmal edildiğini, e-nabız üzerinden çıkarılan belgelerde çocuğun 87 hastane kaydı göründüğünü, çocuğun zehirlendiği, yandığı, defalarca yaralandığının anlaşıldığını beyanla, müşterek çocuğun velâyetinin değiştirilerek davacı babasına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Tarafların Konya 5.Aile Mahkemesinin 2018/669 Esas 2018/975 Kara sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuklar Emine, Sude, Yağız ve Yaren'in velayetlerinin taraflara ortak olarak verildiği, fiilen anne yanında yaşadıkları, Konya 3.Aile Mahkemesinin 2018/1279 Esas 2021/606 Karar sayılı ilamı ile çocuklar Sude ve Yağız'ın velayetlerinin babaya, çocuk Yaren'in velayetinin ise anneye verildiği, kararın kesinleştiği, buna rağmen çocuğun anneye tesliminin sağlanmadığı, annenin icra müdürlüğüne başvururak çocuk teslimini sağlamaya yönelik takip talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 2. HD'nin 12.06.2014 tarih 2014/11419 esas 2014/13140 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere; davacı babanın tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere velayet hakkı annede olmasına rağmen çocuğu anneye teslim etmemekle, annenin fiilen velayet görevini kullanmasına engel olduğu sabit olmuştur....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/11/2022 NUMARASI : 2022/467 2022/551 DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacının dava dilekçesinde özetle; Davalı T2 ile 21.07.2022 tarihinde evlendiklerini ve evlendiği tarihten bugüne bekarlık soyadı yanında davalının soyadını da kullandığını, Ünye İlçesinde serbest avukatlık mesleğini icra ettiğini ve bekarlık soyadı ile tanınması sebebiyle iş ve işlemlerimde karışıklık ve zorluklar yaşandığını, her ne kadar TMK' da kadının evlendikten sonra bekarlık soyadını kullanabileceğine dair bir hüküm yoksa da AY md. 17 ve AİHS md. 8 e göre soyadının da kişilik hakkının bir parçası olması ve ayrımcılık yasağı gereği nüfusta T1 " olarak kayıtlı soyadının " ÇELİK " olarak düzeltilerek tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çocuğun soyadının velayet hakkına dayalı olarak değiştirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı anne velâyeti altındaki çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesini talep etmiş ve babayı davalı olarak göstermiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş, davacı annenin istinafı üzerine incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Velayet altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi davası aynı zamanda nüfus kayıtlarının da düzeltilmesini gerektirdiğinden, nüfus müdürlüğünün yasal hasım olarak davada yer alması gereklidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmasına Verilen Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılmasına ilişkindir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK m. 140/5)....

        Kanun koyucu 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun yürürlüğe girdiği 29 Nisan 2006 tarihinden önce babalığa hüküm kararı alan ergin çocukların “ana soyadını” terkedip baba hanelerine naklinin ancak “müracaatları” durumunda gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Çocuk ergin değilse ana ve babanın birinin “müracaatı” zorunludur. Oysa tanımaya ilişkin “kalıcı düzenlemede” böyle bir “müracaat” koşulu aranmamıştır. Başka bir anlatımla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Geçici Madde 5 hükmüne göre hiçbir “müracaat” yoksa çocuk “ana soyadını” taşımaya devam ederek ana hanesine kalmaya devam edecektir. Müracaat yoksa “ana hanesinde” ve “ana soyadı” ile kalınmasından doğrusu hiç de rahatsız olunmamıştır. Kanun koyucu ergin çocuğa “seçenek” sunmaktadır. İster “ana soyadını” taşı ve ana hanende kal, ister “baba soyadını” taşı ve baba hanesine geç. Böyle bir uygulamanın çocuğun yararlarına uygunluğu tartışılamaz bile....

          Yukarıda özetlenen dilekçe içeriğine, dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 173. maddesine dayalı boşanan kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine yöneliktir. 6100 sayılı HMK'nun "Görevin Belirlenmesi ve Niteliği" başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından, davanın aile mahkemesince görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            AİHM' nin, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anayasa'nın 90. maddenin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kararın hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....

            KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına İLK DERECE MAHKEMESİ :Müdahale talep eden vekili Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı müdahale talep eden ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çocuğu ...'un 2016 yılında evlilik dışı doğduğunu, babası ...'...

              UYAP Entegrasyonu