(TMK.337-340-342-346) Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Çocuklar hakkında, davacı erkek tarafından Dinar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/160 Esas sayılı dosyasıyla, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 5/1-c bendi çerçevesinde bakım ve sağlık tedbiri talep edilmiş olması, çocukların velayetlerinin babadan kaldırılması için gerekçe olamaz. Dosyada velayetin babadan kaldırılmasını gerektiren başkaca bir delil de bulunmamaktadır.Yanılgılı değerlendirmeyle velayetin babadan kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan sebeplerle temyiz edilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2....
DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar ile velayetleri babalarında bulanan küçükler arasında her haftasonu Pazar günleri kişisel ilişki kurulması, davalı babayı her haftasonu eve bağlı hale getirerek, velayet hakkını kullanmasını kısıtlayacağı gibi, küçüklerin 6 yaşlarından sonrasını da kapsayacak şekilde çok uzun süreli kişisel ilişki kurulması da doğru değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellendiğini, davalı babanın yeni eşi tarafından müşterek çocuğa şiddet uygulandığını, çocuğun annesine gitmemesi konusunda tembihlendiğini, sosyal inceleme raporunda çocuğa ait düşünce ve beyanların tembihlenmesi sonucunda oluşturulduğunu, bu durumun raporda da belirtildiğini, çocuğun yaşı itibariyle anne sevgisine muhtaç olduğunu, davacı müvekkilinin artık sabit ikametgah sahibi olduğunu, müvekkilinin birlikte yaşadığı eşinin herhangi bir çocuğu olmadığını, çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir....
Somut olayda, annenin eğitimini tamamlamak üzere yurt dışına çıkma ihtiyacında olduğu, Kanada devletinin bu durumda çocuğun babasının da muvafakatini aradığı, davalı babanın gerek çocukla kurulan mevcut kişisel ilişkinin zarar görecek olması gerekse çocuğun götürüleceği ortamın sosyal ve kültürel koşullarının çocuğun üstün yararına uygun düşmeyeceği yönündeki çekinceleri sebebiyle bu muvafakati vermekten kaçındığı sabittir. Davalı babanın kişisel ilişkiye yönelik gerekçelerinde haklılık bulunmakta ise de çocuk ile velayet verilmeyen ebeveyn arasında kişisel ilişki kurulması kamu düzenine ilişkin olup, kişisel ilişki kararları kesin hüküm oluşturmaz. Bu sebeple bu konuda taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşmayacağı gibi değişen koşullara göre her zaman kişisel ilişkinin değiştirilmesi ve yeniden düzenlenmesinin istenmesi de mümkündür....
Maddesinde iştirak nafakası istemi velayet davasının sonucu olduğundan yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş , boşanma kararı ile birlikte eldeki davanın davacısı aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması istemi kabul edildiğinden hükmün 12. Maddesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ancak her 2 tarafın tavzih istemi üzerine davacı vekilinin tavzih istemi kabul edilmiş ve hüküm fıkrasının tavzihi ile 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, tavzih kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi, ayrı bir dava olup velayetin değiştirilmesi isteminin fer'isi niteliğinde değildir....
Maddesinde iştirak nafakası istemi velayet davasının sonucu olduğundan yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş , boşanma kararı ile birlikte eldeki davanın davacısı aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması istemi kabul edildiğinden hükmün 12. Maddesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ancak her 2 tarafın tavzih istemi üzerine davacı vekilinin tavzih istemi kabul edilmiş ve hüküm fıkrasının tavzihi ile 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, tavzih kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi, ayrı bir dava olup velayetin değiştirilmesi isteminin fer'isi niteliğinde değildir....
Davacı-karşı davalı ile müşterek çocuk arasında ilkin 22/04/2021 tarihli celse 5 nolu ara karar ile tedbiren kişisel ilişki düzenlenmiş, daha sonra ise 04/10/2021 tarihli ara karar ile kişisel ilişki yeniden düzenlenmiştir. Her şeyden önce dava neticesinde elde edilecek sonuç gibi ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı-karşı davalının tedbir olarak velayet talebi yerinde değildir. Tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi talebi yönünden ise; müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı anne arasında yukarıda belirtildiği üzere kişisel ilişki düzenlemelerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin değiştirilmesini gerektiren ivedi bir durum ileri sürülmediği gibi böyle bir durumda mevcut değildir. Davacı-karşı davalının ihtiyati tedbir isteminin reddi gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.10.12.2020 (Prş.)...
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....
Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....