Hukuk Dairesi'nin 25/04/2022 tarihli 2022/2648 esas sayılı ilamı) "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2002 doğumludur. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır....
un vefatından sonra da sürekli olarak kendisini rahatsız etmeye devam etmediğini, Kurban Bayramında müsait olmadığını dile getirmesine rağmen davacı, kızı ve torununun eve geldiklerini, tartışma yaşandığını ve hakaret ettiklerini, ne oğlu sağ iken ne de vefatından sonra kızının maddî manevî ihtiyaçları ile ilgilenmeyen davacının çocukla bağ kurmasının da çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyeceğini, karşı yanın açmış olduğu çocukla kişisel ilişki kurulması talebinde çocuğun menfaatine bir talep olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile davacının oğlu ...'ın 16.04.2015 tarihinde boşandıkları, ortak çocukları ...'ın velâyetinin davalı anneye verildiği, davaya konu kişisel ilişki kurulması istenen küçüğün yaklaşık 10 yıldır annesi ile birlikte Savaştepe'de yaşadığı, baba ...'...
Gerçekleşen bu durum karşısında dosyada rapor düzenleyen sosyal hizmet uzmanı Muhammet Sevinç'in dahil olmadığı psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak üç kişilik heyetten, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için baba ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal bulunup bulunmadığının, kişisel ilişki kurulabilecek ise yatılı veya yatısız mı olması gerektiği ve dosya içerisinde mevcut rapor,celbedilen dosyalar ile tanık beyanları ve diğer deliller de dikkate alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken sadece davacı ile görüşmek suretiyle düzenlenmiş rapor ile yetinilerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Başka bir anlatım ile, çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ile ana veya baba için bir hak olduğu gibi kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Davacı-karşı davalı baba ile velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk 26.06.2006 doğumlu İrem Deniz Yükselsin arasında kişisel ilişki tesis edilirken çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 3. bendin tamamen çıkartılması ile yerine 3. bent olarak "Velayeti davacı-karşı davalı anneye bırakılan ortak çocuk 20.06.2006 doğumlu İrem Deniz Yükselsin ile davalı-karşı davacı baba ... arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu Cumartesi günü saat 09:00’dan Pazar günü saat 18:00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3.günü saat 18:00'e kadar, sömestr tatilinin 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anneanne tarafından davalı dedeye karşı açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davasına çocuğun hükümlü olan annesi de davacı anneanne yanında müdahil olmuş ve ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çocuk ile anneanne ve annesi arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı dede tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Kişisel İlişki Kurulması-Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 21.06.2016 gün ve 12470-12020 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 1-Temyiz ilamında yapılan açıklamalara göre davacı-davalının tüm, davalı-davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı annenin velayet davasının kabulü ile velayetin anneye verilmesine, davalı-davacı babanın karşı velayet davasının reddine, davalı-davacının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-davalı lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2016 tarih 2016/12470 esas 2016...
HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Kişisel ilişki kararları süreklilik arz edecek şekilde kesin hüküm niteliği taşımazlar. Bu nedenle, çocukların üstün yararlarına, değişen durum ve koşullara göre önceden verilmiş kişisel ilişki kararları değiştirilebilir, kaldırılabilir; daha evvel kişisel ilişki kurulmamış ise kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilebilir. Ancak, kişisel ilişki kararları çocuğun üstün yararına uygun, çocuğun huzurunu tehlikeye sokmayan (TMK m. 324/2), açık, infaz sırasında kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde (HMK m. 297/2) olmalıdır. Çocukla anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulması kararı verilirken; göz ününde tutulması gereken temel ilke çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1,3; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1345 KARAR NO : 2021/649 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULDAN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2020 NUMARASI : 2019/535 ESAS-2020/57 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında boşanma davasının devam ettiğini, davacı babanın müşterek çocukları göremediğini, bu nedenle çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile müşterek çocuklar Naz ve Nehir ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. Pazar günleri sabah saat 10.00 dan akşam saat 17.00 e kadar kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, ortak çocukla kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında aynı şehirde ikamet etmeleri durumuna hasren kişisel ilişki kurulmuş, farklı yerlerde ikamet etmeleri duruma ilişkin kişisel ilişki düzenlemesi yapılmamıştır. Günümüz ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun açıkça dikkate alınmasını talep etmemişlerse, “Ayrı şehir”, “Aynı şehir” ayrımına gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....