davacının çocukla iki haftada bir olacak şekilde görüşmesinin anneden çok çocuğu mağdur ettiğini, çocuğun üstün yararı gözetilerek kişisel ilişkinin protokolde belirtilen sürelere göre, bunun kabul edilmemesi halinde ise her hafta sonu cumartesi ve pazar günleri olacak şekilde yeniden düzenlenmesine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından kişisel ilişkinin süresi ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kişisel ilişkinin süresi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve ziynetlerin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
KARŞI OY YAZISI Taraflar, anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma kararıyla ortak çocuğun velayeti davalıya bırakılmış, velayet kendisine verilmeyen ebeveynle çocuğun kişisel ilişkisi, tarafların anlaştıkları şekilde kademeli olarak düzenlenmiş, karar tarafların kanun yolu başvurusundan feragat ettiklerini bildirmeleriyle 4.3.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir buçuk ay sonra 22.4.2014 tarihinde açılmıştır. Çocuk, 11.4.2013 doğumlu olup, dava tarihinde bir yaşını henüz bitirmiştir. Davacı, boşanma kararıyla tesis edilen kişisel ilişkinin yetersiz ve anne gözetiminde olduğunu, çocukla daha uzun süreli ve annenin gözetimi olmaksızın kişisel ilişki tesisini talep etmektedir. Kuşkusuz, ana ve babası ayrılan çocukların ebeveynleriyle kişisel ilişkisi, durum ve şartlarda değişiklik halinde, çocuğun menfaatine uygun düşecek şekilde yeniden düzenlenebilir....
Bu nedenle davacı- karşı davalı erkeğin velayet düzenlemesi ile çocukla kurulan kişisel ilişkiye yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
Davacı annenin davası, davalı baba ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı takdirde azaltılması istemine ilişkindir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davalının yapılan istinaf incelemesinde; Yapılan dosya incelemesinde; tarafların 15/07/2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, 2007 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, baba ile kişisel ilişki kurulduğu görülmüştür. Anne ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya velayet hakkı kendisine bırakılmayan çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteyebilir. (TMK m. 323 vd.) Mahkemece alınan uzman raporunda; taraflar ve müşterek çocuk yönünden 5395 sayılı kanun çerçevesinde danışmanlık tedbirine hükmedilmesinin tarafların ve çocuğun yararına olacağı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayetleri babada olan ortak çocuklar ... 05.08.2008, ... ise 03.10.2011 doğumlu olup okul çağındadır. Çocuklar ile anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru ise de; her yıl 1 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında ve her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı gibi, çocukların bedeni ve fikri gelişmesini de olumsuz yönde etkileyecektir....
Başka bir anlatım ile, çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ile ana veya baba için bir hak olduğu gibi kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kendi yararına hükmolunan nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ortak çocuk Duru'nun velayeti davalı-davacı anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir....