Ancak, davacı çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden var olan hakkını; bunların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönünde kullanmıştır. Şu durumda; uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği, diğer bir anlatımla hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesinin mümkün olmadığı açıktır(HMK. md.266). Diğer yandan, davalı tarafın, çeyiz senedinde yer alan eşyaların değerine itiraz etmemiş olması da bu gerçeği değiştirmemektedir....
Ancak, davacı çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden var olan tercih hakkını; bunların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönünde kullanmış ise de; yargılama sırasında aynen iade talebinden vazgeçerek eşyaların bedelini talep etmiştir. Bu durumda, mahkemece çeyiz eşyaları yönünden bedelin tahsiline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, çeyiz eşyalarının iadesine de karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı, tanık olarak dinlenen davacının babası, hastanede doğum yapan davacıyı evine bile götürmeden kendi evine getirdiğini beyan etmiştir. Kaldı ki, boşanma davasında dinlenilen tanıklarda davacının hastanede doğum yaptığını, ancak doğumun geç haber verilmesi nedeniyle davacının ailesi ile davalının hastanede kavga ettiğini bildirmiş olup, anılan dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; nikah sırasında 8 adet burma bilezik, bir dolayım zincir, 6 adet reşat altın, bir adet taşlı yüzük, yatak odası takımı ve oturma grubunun kendisine mehir olarak verildiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarını eski eşinin ortak konutu yaptırmak için bozdurduğunu ve kendisine iade etmediğini, kişisel ve ev eşyalarının da ortak konutta kaldığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı; boşanma davası devam ederken davacının müşterek konuttan ayrıldığını ve ayrılırken de ziynet ve çeyiz...
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma ilamının kesinleştiğini, davacının evlenirken sigortalı olarak özel bir hastanede hostes olarak asgari ücretle görev yaparken davalının isteği üzerine işten ayrıldığını bu nedenle maddi zararının olduğunu, evliliğin başlangıcından boşanma kararının kesinleşmesine kadar geçen sürede davacının en az 10.000 TL maddi zararı olduğunu......Aile Mahkemesi'nin 2006/812 Esas sayılı dosyasında eşyalar ile ilgili tespit yapıldığını, tespit sonucu belirlenen eşyaların ve tespitte yerinde bulunmayan eşyalar ile davacıya ait ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedel olarak maddi tazminat ile birlikte toplam 36.587 TL'nin boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir....
Dava, menkul ve ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalıda kalan davacıya ait menkul ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaz ise bedellerinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili istemin reddini savunmuştur. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama usullerine dair Kanunun 4.maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395 md.) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı ve geçici 1. maddesi ile de daha önce açılan davalarında Aile Mahkemelerine devri gerektiği hükme bağlanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/12/2013 NUMARASI : 2011/978-2013/1016 Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıdan gördüğü baskı ve şiddetten dolayı haneyi terk ettiğini, çeyiz ve ziynet eşyalarını alamadığını beyan ederek; dava dilekçesinde liste halinde belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedellerinin yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; - 6 adet 22 ayar CNC bilezik yaklaşık toplam 100,00 gr x 702,00 = (70.200,00) TL - 1 adet 14 ayar halat zincire takılmış Osmanlı Tuğralı Kolye yaklaşık 20.00 gr a)20,00 gr x 437,00 = (8.740,00)TL - 1 adet 14 ayar tektaş yüzük yaklaşık 3,00 x 437,00 = (1.311,00)TL TOPLAM =(80.251,00) TL - Ziynet eşyalarının aynen iadesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, ziynet eşyalarının dava tarihinde bedelleri toplamı 80.251,00 TL'nin; 66.500,00 TL'lik kısmına dava tarihi olan 30/12/2021 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 13.751,00TL'lik kısmının ise ıslah tarihi olan 08/12/2022 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2- Davacı tarafın çeyiz eşyalarının (1 adet yatak odası takımı, 1 adet oturma odası...
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının bozdurulduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının evi planlı olarak terk ettiğini takıların davacıda olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili isteminden ibarettir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Dava, kişisel eşya niteliğindeki ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK'nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı kadın dosya kapsamında sunulan fotoğraflar ve alınan rapor kapsamında talep ettiği yüzükler dışındaki ziynet eşyasının düğünde takıldığını ispatlamıştır. Aslolan ziynet eşyasının kadının zilyedinde olmasıdır. Davacı kadın ziynet eşyalarını erkeğin aldığına dair iddiasını görgüye dayalı, somut delillerle ispatlayamamıştır. Davacı kadının tanıklarının beyanı, davacı kadından duyuma dayalıdır. Bu haliyle kadın, ziynetleri erkeğin aldığını ispatlayamamıştır. Kadının delilleri arasında açıkça dayanılan yemin delili de bulunmadığı için mahkemece yeminin hatırlatılmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile ..... Aile Mahkemesi'nin 2009/122 E. sayılı dosyası ile 27.12.2012 tarihinde boşandıklarını, birtakım ziynet eşylarının davalıda kaldığını, iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde bedeline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı;yetki itirazında bulunduğunu, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının evi kendisinin terk ettiğini, evi terk eden kadının ziynet eşyalarını yanında götürdüğü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....