Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müşterek konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğünü , müvekkilinde kalmadığını, davacının iadesini talep ettiği çamaşır makinesinin müvekkili tarafından düğünden önce satın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, ziynet eşyalarının değeri olan 21.842,00 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Davada; ziynet eşyalarının aynen iadesine yada (olmazsa) ekonomik olarak parasal değerinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı, davalı tarafından beyan edilmiştir. Ailenin ortak giderleri için davalı tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacıda bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacıya aittir....
Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmiştir. Ailenin ortak giderleri için davalı tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir.Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacıda bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde 100.000 TL maddi tazminat, talebinde bulunmuş, dilekçenin içeriğinde ise ziynet eşyalarının rıza dışı satıldığını ve bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, ablasının hediyesi olan ziynet eşyalarıyla kendisine ait diğer ziynet eşyalarının erkek tarafından satılarak erkeğin ailesi tarafından bina...
Ayrıca, ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğundan, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilir. Davacı kadının, dava konusu ziynet eşyalarının evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürülmesine engel olduğunu, evde kaldığını ispat etmek zorundadır. Bu doğrultuda dosyada dinlenen tanık B.. Ç.. davalıya yangından mal kaçırır gibi eşyaları altınları neden alıp götürdüğünü sorduğunda, davalının eşyalar ve altınların sorun olmadığını, eşyaları bir kamyon daha tutup geri getirebileceğini, altınları da geri vereceğini beyan ettiğini belirtmiştir....
Hukuk Dairesinin 18.06.2018 tarihli bozma ilamı uyarınca “...davacı kadının eşinden şiddet gördükten sonra ortak konutta intihara kalkıştığı, hastaneden çıkınca ise müşterek eve bir daha dönmediği, ziynetlerini alamadan evden ayrıldığı, davacının, ziynet eşyalarının davalı yedinde kaldığını ispatlamış olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece; davacı kadına ait ziynet eşyalarının miktar ve değeri taleple bağlı kalınmak koşulu ile belirlendikten sonra, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları ile özel eşyalarının davalı tarafta kaldığını, fiili birlikteliğin son gününde müvekkilinin evden ayrılırken bu eşyaları yanına almasına fırsat olmadığını belirterek ziynet eşyaları ve diğer eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 33.230,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de müşterek haneden ayrıldığı gün ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından zorla alındığını belirterek talebine konu çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların nelerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarını giderken beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalıların gelini olduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalılar tarafından alınarak evlerindeki kasada muhafaza edildiğini, davalıların oğlu ile boşandıklarını, ziynet eşyalarının davalılarda kaldığını, esasen ziynet eşyalarının davalılara geçici olarak muhafaza edilmek üzere verildiğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının iadesine olmadığı taktirde 124.520-TL nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Olağan olan kadına özgü ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Somut olayda davacı kadının iddiası, dava konusu ziynet eşyalarının evden ayrılırken elinden alındığı ya da götürülmesine engel olunduğu değil, davalı tarafından bozdurulduğu ve iade edilmediği yönündedir. Davacı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Davacı iddiasının ispatı için tanık deliline dayanmış ve gösterdiği tanıklar mahkemece dinlenmiştir. Dinlenen davacı tanıkları ... ... ile İzzet ... (davacının anne ve babası) gerek bu davadaki ifadelerinde gerekse boşanma davasındaki ifadelerinde davacının ziynet eşyalarının bozdurularak harcandığını, davacının evden ayrılırken yanında ziynet eşyası getirmediğini, kaldı ki davacının evden boşanmak üzere ayrılmadığını, tedavi olmak amaçlı ayrıldığını beyan etmişlerdir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz....