Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının kendisinden zorla alındığını iddia etmesine rağmen, karşı davaya cevap dilekçesinde ise erkeğin, kendisi hakkında altınları alarak Türkiye ye kaçtı şeklindeki sözleri nedeniyle, tekrar Almanyaya dönüp, altınları bulunduğu yerden alarak, davalı-karşı davacı erkeğe teslim ettiğini beyan etmek suretiyle, dava dilekçesindeki beyanıyla çelişmiştir. Ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekte olduğunu ispat yükü, davacı-karşı davalı kadındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve dinlenilen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyalarına yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı, tanık anlatımları ile bir kısım ziynet eşyalarının varlığını ispat etmiş ise de, bu ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ispat edemediği, zira; cenaze için evden ayrılan çiftin ziynet eşyalarını evde bırakmalarının ya da bu eşyaların davalı erkeğin zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağana ters düştüğü, yine eşyaların cins, nitelik ve değeri bakımından davacı tarafın keşif için gereken avansı mahkeme veznesine depo etmediği, davacının verdiği liste uyarınca yapılan bedel belirlemesinin hükme esas alınamayacağı, eşyaların yerinde tespitinin gerektiği, davacı tarafın da keşif yapılmasını istemediği, bu itibarla ev eşyası yönünden eşyaların tespiti ve bedeli yönünden sağlıklı belirleme yapılamayacağı gerekçesiyle kadının ziynet ve para alacağı ve ev eşyası yönünden talebin reddine, alınan bilirkişi raporu uyarınca aracın değerinin yarısı olan 8.852,50 TL katılma alacağının...
Hukuk Dairesinin 10.05.2018 tarihli bozma ilamı uyarınca; davacı kadının, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürdüğü, davalı kocanın ise ziynet eşyalarından 4 bilezik ile küçük altınların ihtiyaçlar için bozdurulduğunu savunduğu ancak kadının bunları iade edilmemek üzere rızası ile verdiğini kanıtlayamadığı belirtilerek evlilik birliği içinde bozdurulduğu anlaşılan bu takılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile hüküm bozulmuş, kabule göre de davacı tarafın ıslah dilekçesinde yer alan faiz talebi hakkında hüküm kurulmamasının ve ziynet eşyalarının cins, nitelik miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmemesinin de doğru olmadığı belirtilmiştir. Davalı tarafın karar düzeltme istemi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce 06/05/2019 tarihinde reddedilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....
in ise kayınpedederi olduğunu, davalı ... ile evlenirken kendisine hediye edilen ziynet eşyalarının davalılar tarafından elinden alınarak harcandığını ve bir daha kendisine iade edilmediğini, evlilik sırasında düzenlenen çeyiz senedine açıkça bu ziynet eşyalarının yediemin olarak davalılara teslim edildiğinin yazıldığını, kendisinin çeyiz senedinde yazılı bu ziynet eşyalarını alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, nitelikleri itibari ile tek tek sayılan ziynet eşyalarının aynen ya da bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı ..., dava konusu ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını, davacının evlilik süresince birkaç kez evden kaçarak ailesinin yanına gittiğini ve her defasında da ziynet eşyalarının yanında götürdüğünü, öyle ki davacının ziynet eşyalarını sürekli üzerinde taşıdığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece senette yer alan ziynet ve ev eşyalarının kadına iadesine karar verilmiştir. Dosyada mevcut 27.02.2015 tarihli düğün eşyası teslim senedi davalılar arasında düzenlenmiş olup, bu senette davacı-karşı davalı kadın taraf olmadığı gibi senet içerisinde kadın lehine bir açıklama mevcut değildir. Açıklanan sebeple mahkemece senette yer alan ziynet ve ev eşyalarının kadına iadesine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.11.2018(Çrş.)...
Davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve geri verilmek suretiyle davalı kocasına verdiğini ispat etmek zorundadır. Somut olay incelendiğinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma davası sırasında mahkemeye sundukları ve her iki tarafında imzasını taşıyan anlaşma protokolünde tarafların birbirlerinden alacağı herhangi bir kişisel eşyalarının bulunmadığını kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Dava konusu yapılan ziynet eşyaları da davacının kişisel eşyalarıdır. Protokol kapsamında kişisel eşya olan ziynet alacağının bulunmadığı davacı tarafından kabul edildiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçe ile "Davacının davasının reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların Akçaabat 1....
Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyiz edilen hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu bölüme yönelik görüşüne katılmıyorum....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; "...Talebin davacı tarafça davalıya saklanması için verilen ziynet eşyalarının iadesi olduğu, davacı tarafça ziynet eşyalarının saklanmak amacıyla davalıya verildiğinin iddia edildiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır....