Dava; ziynet ve ev eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK nın 297.maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Diğer taraftan, İİK nın 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir....
ZİYNET EŞYASININ İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyası iadesi davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelin tahsili istemine ilişkindir....
Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi; bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Somut olayda; mahkemece tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de; davacı tanığı olan davacının annesi ...'ün beyanında ''düğünden sonra araç alımı için kızına takılan tüm altınların bozdurulduğunu' 'beyan ettiği, ancak taraflarla akrabalık ilişkisi olmayan davalı tanıkları ... ile ...'...
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken yanında götürmediğini ve davalı tarafta kaldığını ispat yükü altındadır. Somut olayda; davacı kadın 22 ayar 22'şer gram 9 adet bilezik, 1 adet 22 ayar 28 gram bilezik, 40 küçük altın ve 7.000,00 TL paranın aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde yasal faiziyle birlikte bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının ev eşyalarının alınması sırasında kadının rızasıyla bozdurulduğunu ve ev eşyaları için harcandığını beyan etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/126 Esas sayılı dosyası ile boşandıkları, düğün gecesi eve dönerken davalının kendisini darp ederek üzerindeki altın takıları ve parayı kendisinden rızası hilafına alıp arabadan attığını, düğünde ve kına gecesinde takılan 11 adet bilezik, 1 adet 23 gram boyunluk seti, 1 adet 9 gram mevlana madalyon seti, 1 adet 17 gram bileziği geri vermediğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaldı ile takıların bedelleri toplamı olan 19.900 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, ziynetlerin cebren elinden alındığını belirterek ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, dava dilekçesinde bildirilen ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmaz ise bedelinin tahsili istemiyle açılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde davalı ve ailesi ile müvekkilinin yakınları ve misafirleri tarafından takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından evlilik birliği devam ederken müvekkilinden alınıp, iade edilmediğini, evde bulunan çeyiz eşyalarının da davalı tarafından götürüldüğünü belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün değil ise bedelinin ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün değil ise bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiş, 30.000,00 TL bildirdiği dava değerini ev eşyaları yönünden 11.700,00 TL, altınlar yönünden ise 68.495,60 TL olarak belirlemiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında koruma kararı verildiğini, müşterek konutun davacıya tahsis edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Davalı; ziynet eşyalarının bir bölümü ile davacının evlenmeden önce çektiği kredi ödemesi için bozdurulup kredisinin kapatıldığını, bir kısmı ile de ev ihtiyaçları için yine rızası ile bozdurulduğunu, kalan kısmın davacıda kaldığını ancak ne kadar ve hangi ziynet eşyaları kaldığını bilmediğini, evden ceketini alarak terk ettiğini, hiç bir şey almadığını belirtmiştir. Mahkemece; düğünde takılan paralarla düğün salonu parasının ödendiği, diğer takılan ziynetlerle ilgili olarak da davacının rızası ile bunların bozdurularak borçların kapatıldığı ve davacının rızasının da tanıklarca dile getirildiği gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, düğün töreninde hediye edilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....
lık 14 ayar tek taş yüzük (210 TL) olmak üzere belirtilen ziynet eşyalarının aynen davalı tarafça davacıya iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde sayılan ziynet eşyalarının toplam değeri olan 10.200,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,09.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....