"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile boşandıklarını, çeyiz senedinde yazılı şahsi mal ve ziynet eşyalarını davalıdan almadığını,ileri sürerek ayrıntıları çeyiz senedinde yazılı bulunan eşyaların ve 1 adet yüzük, 1 adet saat, 8 adet burma bilezik, 1 adet yedi parçalı set'in aynen iadesini bu mümkün olmadığı takdirde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.100 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı- karşı davalı kadın; ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı - karşı davacı erkek; her iki davanın tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, mal rejiminin tasfiyesinden ve ziynet eşyasından kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Karşı dava mal rejiminin tasfiyesinden ve edinilmiş malın kira bedelinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1- Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin kararlarında da istikrarlı olarak belirtildiği üzere; edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı- karşı davalı kadın; ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı - karşı davacı erkek; her iki davanın tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, mal rejiminin tasfiyesinden ve ziynet eşyasından kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Karşı dava mal rejiminin tasfiyesinden ve edinilmiş malın kira bedelinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1- Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin kararlarında da istikrarlı olarak belirtildiği üzere; edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek mirasçıları tarafından, ziynet ve çeyiz alacağı yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla boşanma hükmü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı karşı davacı erkek mirasçılarının ziynet ve çeyiz alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; kabul edilen ziynet alacağı 17.305,00 TL ve çeyiz alacağı miktarı ise 3.765,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00 TL.'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, taşınmaz nedeniyle katkı payı alacağı; araç nedeniyle artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Katkı payı alacağına da dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağı ve katkı payı alacağının toplam miktarına göre karar tarihinden itibaren faiz hükmedildiği, alacağın 5.958.52 TL'sinin katkı payı alacağı kalan 11.500,00 TL'sinin de katılma alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde talep edilen 3.000,00 TL nin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamamış ve Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yapılmamıştır....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi herzaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu karine olarak kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Dinlenen tanıklardan ...'ın davacının babasının evine döndüğü esnada takı setinin üzerinde olduğunu söylemesi bu karineyi doğrulamaktadır. Davacı tarafın dinletmiş olduğu tanık beyanları bu karinenin aksini ispatlayacak mahiyette değildir. Tarafların tanık ve diğer delilleri yeniden değerlendirilerek, gerek duyulması halinde tanıkları yeniden dinleyerek, davacının müşterek konuttan ayrılış şekli ve zamanı yeniden araştırılmalıdır....
Mahkemece, davacının 10.08.2011 tarihli ibranamede nafaka, tazminat, menkul ve gayrimenkul alacağının olmadığını, ibra ettiğinin imzalı ibra belgesi olduğu, bundan sonra davacının boşandığı eşine tazminat ve alacak davası açma durumu olamayacağı gerekçesiyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağı ve değer artış payı ve artık değerin 1/2'sinin ödenmesi, düğün takıları, ziynet eşyalarının ve kişisel malların değerlerinin ödenmesi bu konuda şimdilik 2.000.00 TL'sinın ödenmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 31.05.2016 gün, 2016/8932 Esas ve 2016/9583 Karar sayılı ilamla bozulmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekili süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, HMK m. 190/1). Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde maddi kayıplarının giderilmesi amacıyla ziynetlerini talep ettiğinden bahsetmiş, davacı-karşı davalı erkek ise ziynetleri almadığını beyan etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyasının erkekte kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer....
-TL olduğu belirlenmiş, Av.Gökhan Çakır tarafından hazırlanmış 04/11/2020 tarihli katkı payı alacağı hesabı raporunda alternatifli olarak katkı payı alacak hesabı yapılmış olduğu görülmüş, dinlenen tanık beyanlarının değerlendirilmesi, davacı ve davalı taraf beyan ve kabullerinin dikkate alınması neticesinde davalının katkı yaptığı ziynet eşyası değerinin 9.000,00.-TL olduğu, bu katkının taşınmazın değerlendirme tarihindeki değerine oranının 3/8 olarak belirlenmiş olduğu, bu katkının hesaplanarak mahsup edilmesi neticesinde davacının katkı payı alacak tutarının 46.875,00.-TL olduğu belirlenmiş, ziynet eşyası bedelinin 14.000,00....
Mahkemece; davacının dinlettiği tanıkların tutarsız beyanda bulundukları bu nedenle ziynet alacağı yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, çeyiz parasının iadesine ilişkin talebin ise tefrikine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğü yönünde bir savunmada bulunmadığı gibi dosyaya delil de sunmamıştır....