AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2014 NUMARASI : 2014/301-2014/663 Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece; tarafların eldeki davayı açmadan önce anlaşmalı boşanma protokolü ile ziynet eşyaları konusunda anlaşmaya vardıkları, her ne kadar boşanma ve fer'ileri (nafaka, tazminat, velayet) bakımından anlaşmaya göre hareket edilemese de, ziynet eşyalarıyla ilgili olarak bu protokol hükümlerinin yok sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hayat deneylerine göre olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda somut olayda ispat yükü davacı kadının üzerinde olup, davacı iddiasını ispat etmek için tanık dinletmiş, yemin deliline dayanmıştır. Mahkemece, dinlenen tanıkların beyanları ve davalının resen yemin teklifi sonucu verdiği beyanı doğrultusunda 56 adet küçük altının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, set ve bilezikler yönünden ise davacının talebi reddedilmiştir....
Davalı; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, örf adetleri gereği davacının tüm ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığını, evden ayrılırken de tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 7 adet 22 ayar cumhuriyet altını, 1 adet 22 ayar 90'lık (2,5'luk) altın, 1 adet 5 gram 14 ayar altın çerçevesi, 1 adet 4 gram 14 ayar küpe, 4 adet 13 gram 14 ayar yüzük, 1 adet 8 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 11 gram 14 ayar bileklik, 5 adet 22 ayar çeyrek altın, 1 adet 14 gram 7 ayar bileklik çerçevesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde 24/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen toplam 10.436,00 TL bedelin nakden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2013 yılında evlendiklerini, davalının hakaretlerine maruz kalarak evden kovulduğunu ve ... 6. Aile Mahkemesinin 2014/237 Esas sayılı dosyası ile davalı ile boşandıklarını ve düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığını belirterek, cins ve nitelikleri itibari ile teke tek sayılan ziynet eşyalarının mevcutsa aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve harca esas değer 5.000 Tl olmak üzere, ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından; dava dilekçesinde ev, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadelerinin mümkün olmaması halinde ise tüm bu eşyaların bedeli olarak 39.000 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş, davacı 7.3.2013 tarihli dilekçesinde ise ziynet eşyalarının değerini 17.243,80 TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında ev ve çeyiz eşyaları davacı kadına iade edilmiş, ziynet eşyaları yönünden ise yargılamaya devam edilerek ilk hükümde ziynet eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise toplam 13.966,80 TL'nin davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece; davanın kabulü ile; 5 adet 22 ayar 29 gr bilezik, 1 adet 22 ayar set takımı, 1 adet alyans ve 1 adet tek taş yüzüğün aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedeli olan toplam 13.568,00 TL’nin hükmün kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir....
Eldeki davada, davacının talebi, dava konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının öncelikle bedelinin tahsili, bu talep uygun görülmemesi halinde eşyaların aynen iadesi istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece davacının talebinden farklı şekilde öncelikle eşyaların aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin iadesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmaz ise bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmakla birlikte 7 adet 130 gr altın bilezik ile 60 adet küçük altının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi istenmiş. Mahkemece, 7 adet 20 gr bilezik ile 61 adet küçük altının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kural olarak evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....
Mahkemece, davacının ev ve ziynet eşyalarına yönelik talebi tefrik edilip, tefrik edilen davada; HMK'nun 114/1-g ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili ile ev eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....
GEREKÇE : Dava konusu uyuşmazlık; düğünde davacı kadına takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak, evlilik sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Kural olarak davacı, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken götürülmesine engel olunduğunu veya evde kaldığını ispat yükü altındadır. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının düğün günü kendisinden rızası olmaksızın alınıp bir daha iade edilmediğini iddia etmiş, dinlenen davacı tanıkları da davacının bu iddiasını doğrulamıştır....