Davacı kadın, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı ... tarafından alındığını, davalı ...’ye ait kasaya konulduğunu, daha sonra 3 bilezik ve 33 adet çeyrek altının davalı ... adına araba alınma sırasında bozdurulduğunu, kalan ziynet eşyalarının ise kasada kaldığını ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması halinde yasal faiziyle birlikte bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek, süresinde verdiği cevap dilekçesiyle, ziynet eşyalarının kasaya konulduğunu, 3 bilezik ve 33 adet çeyrek altının araba alımı sırasında bozdurulduğunu, kalan ziynetlerin davacı kadına teslim edildiğini savunmuştur. O halde ziynet eşyalarının miktarı, araba alımı sırasında bir kısmının bozdurulduğu ve kasaya konulduğu hususlarında ihtilaf bulunmadığına göre tespit edilmesi gereken husus mahkemece reddine karar verilen ziynet eşyalarının davacı kadına teslim edilip edilmediğidir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile senette belirtilen onüç parça ev eşyasının 1/2 payının aynen, mevcut değilse bedeli olan 1.050 YTL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. HUMK'nın 74. maddesi hükmü gereği hakim, tarafların iddia, savunma ve istekleri ile bağlı olup, ondan fazlasına ya da başka bir şeye hükmedemez. Davacı, dava konusu eşyaların sadece bedelini talep etmiş olmasına karşın, mahkemenin bu talebi aşarak hüküm altına aldığı ev eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde değerinin tahsiline karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....
tescil edildiğini, daha sonra ziynet eşyalarının davacıya iade edilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35 adet çeyrek altın, 8 adet 22 ayar düz bilezik, 8 adet 14 ayar takı bileziği, 1 adet 22 ayar kalın kelepçe ve 1 adet setin aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fiili ödeme günündeki bedelin iadesini davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- HMK.nun 266.maddesi hükmüne göre, Çözümü hukuk dışında özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının değerleri tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman kuyumcu bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın dava dilekçesinde, düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kadından alınarak borçları nedeniyle bozdurulduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise kadının evden giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece kadının ziynet talebi reddedilmiş ise de, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğü ispatlanamamıştır. Buna karşın kadının tanıkları Emine Erden, Hüseyin Erden ve Şükrü Bal'ın beyanları ile düğünden sonra altınların davalı tarafından bozdurularak borçları için kullanıldığı tereddüt oluşturmayacak şekilde ispatlanmıştır. Bu nedenle kadının ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir ve dosya kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu dikkate alınarak kadına düğünde takıldığı sabit olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin verilmesine karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel Eşyanın İadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmaması halinde bedeli 13.691.25 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı, dava konusu edilen ziynet eşyasının elinden alındığını ve davalının bunları bozdurup arabasını yenilediğini ileri sürmüş, davalı yan ise bu iddiayı kabul etmemiş ve davacıya istediği miktarda altın takılmadığını savunmuştur....
Somut olayda; davalı tarafından ibraz edilen 08/12/2014 havale tarihli dilekçede, davacının ziynet eşyalarını üzerinde taşıyıp götürdüğü beyan edilmiş, oysa dinlenen davalı tanığı ... beyanında, davacının normal zamanlarda altın takmadığını, giderken altınları çantasında götürdüğünü ifade etmiştir. Böylelikle davalı beyanıyla tanık beyanı arasında çelişki olduğu anlaşıldığından söz konusu ziynet eşyalarının evde kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkeme, ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve tarafların evinde kaldığı anlaşılmakla davacıya ait olup da davalıda kaldığı belirlenen ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise nakden belirlenecek olan bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.Davacı tarafın dava dilekçesinde talep edilen ziynet eşyalarının ayarlarını belirtmediği anlaşılmıştır.Mahkemece talep edilen ziynetlerin ayarlarının davacı tarafa açıklattırılmaması,bilirkişiden ziynetlerin ayarları konusunda rapor alınmaması doğru görülmemiştir....