Mahkemece, davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalı koca tarafından alınıp bir daha iade edilmediğini iddia etmektedir. Olayda ispat yükü davacıda olup, davacı ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını ve kendisine iade edilmediğini kanıtlamak durumundadır. Davacı tarafından sunulan deliller davanın ispatı için yeterli değildir....
adına ziynet eşyalarını vermek zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının 1 adet 22 ayar 35 gr set takımı, 8 adet 22 ayar 133 gr bilezik, 1 adet 14 ayar 15 gr zincir ve çerçeveli reşat lira, 1 adet 14 ayar 5 gr künye, 4 adet çeyrek altın, 11 adet çeyrek altın ve listesini sunmuş olduğu ev eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde toplam değeri olan 71.515,77....
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, talep, faizin başlangıç tarihi, ispat, tasfiyede hangi tarihteki değerin dikkate alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava, ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ile katkı payı ve katılma alacağı davasından istemine ilişkindir. 2....
Mahkemece; davacı talebine konu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha önce götürme fırsatı elde edemediği veya mevcut olan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğu, harcandığı, yedinde kalarak iade edilmediğine ilişkin davacının iddiası dışında ispata yönelik bir delil getirilemediği, bu eşyaların bozdurulduğu ve kadına iade edilmediğine, bankaya yatırıldığına ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımı mevcut olmadığı, beyanların davacıdan duyuma dayalı aktarımlar olması nedeni ile itibar edilmediği gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iddia edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde kaklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi hayatın olağan akışına ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....
Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı tarafça "ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davalı tarafından alındığı ve iade edilmediği" iddia edilerek aynen iadesine, mümkün olmazsa bedeline hükmedilmesinin talep edildiği, davalı tarafça ise "ziynet eşyalarının bir kısmının davacının babası tarafından kına masraflarına karşılık alındığı, bir kısmının davacının rızası ile düğün masrafları, giderler ve borçlar için kullanıldığı, kalan kısmının davacıya verildiğinin" iddia edildiği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu uyarınca flash bellekte tespit edilen ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerlerinin tespit edildiği ve taraf tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır. Kural olarak düğün sırasında geline takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde, düğünde takı olarak takılan 12 bilezik ( 22 ayar 20 gr),45 adet çeyrek altın, 4 adet tam altın, 3 adet yarım altının davacıdan, toptan eşya alım satımı yapılacağından mal almak maksadı ile ve geri vermek şartı ile davalıya verildiğinden bahisle, ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iade olmaz ise dava tarihindeki rayiç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz alacağı yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, 5 adet 25 gr enli bilezik, 1 set takımı, 108 küçük altın, 6 adet 10 gram bilezik, 9 adet 28 gram ... burma bilezik, 1 adet 20 gram enli bilezik toplamda 68.530 TL değerindeki ziynetlerin eve hırsız girer diye saklama bahanesi ile elinden alındığını, iade edilmediğini, ayrıca dökümü yapılan 7.320 TL değerindeki çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını, beyan ederek, dava dilekçesinde belirtilen ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, değil ise bedellerini talep etmiştir....