Yine HMK'nun 394/3.maddesine göre; "İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. " Yapılan incelemede; davacı taraf, davalı adına kayıtlı tüm taşınır, taşınmaz ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması için dava dilekçesi ile talepte bulunduğu ve davacının ihtiyati tedbir talebinin mahkemece incelendiği, 25/05/2021 tarihli tensip ara kararının 13. Ve 15. Maddeleri ile davalı adına kayıtlı araçlar ile İş Bankası ve Halk Bank'ta davalı adına kayıtlı hesaplar var ise, maaş hesabı dışındaki tüm hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Yine HMK'nun 394/3.maddesine göre; "İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. " Yapılan incelemede; davacı taraf, davalı adına kayıtlı tüm taşınır, taşınmaz ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması için dava dilekçesi ile talepte bulunduğu ve davacının ihtiyati tedbir talebinin mahkemece incelendiği, 25/05/2021 tarihli tensip ara kararının 13. Ve 15. Maddeleri ile davalı adına kayıtlı araçlar ile İş Bankası ve Halk Bank'ta davalı adına kayıtlı hesaplar var ise, maaş hesabı dışındaki tüm hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; çocuklar yararına aylık 200’er TL tedbir-iştirak nafakasına, kadının ziynet alacağı yönünden ise aynen olmadığı takdirde bedeli olan 3.763,50 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. İlk hükümde hükmedilen nafaka ve kabul edilen ziynet alacağı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde nafaka ve ziynet alacağı miktarlarının artırılarak hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddi, tedbir nafakalarının miktarı, velayet düzenlemesine ve tedbir nafakalarına kararın kesinleşmesine kadar hükmedilmesi ve eşya alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden, davalı erkek tarafından ise; çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesi ve eşya alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın düğünde kendisine takıldığını iddia ettiği ziynetlerin davalı eşi tarafından alınarak bozdurulduğunu...
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir. HMK'nın 389. maddesi uyarınca "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." İhtiyati tedbir, bir dava olmayıp, geçici hukuki korumalardandır ve ancak dava konusu ile ilgili olarak tedbir konulabilir....
Hâl ve şartlarda değişiklik bakımından o anda kanun yoluna başvurulamaması, daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun incelenmeyeceği anlamına da gelmez.” ifadesi karşısında, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilemez. 7251 sayılı yasa ile değişik HMK.nun 341. maddesinin 1. fıkrası da HMK.nun 391 ve 394. maddelerine paralel bir düzenleme getirmiş ve “ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara" karşı istinaf yoluna başvurulabileceğini düzenlemiştir. Sonuç itibarıyla kanun koyucu, ihtiyati tedbir isteminin reddi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara kanun yollarının kapalı olmasını öngörmüştür....
İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. Dava, boşanma ve eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından tedbir nafaka davasının kabulü, ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, reddedilen tazminat talepleri, velayet, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Hüküm altına alınan ziynet alacağı miktarı 13.723,19 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'yi aşmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ve reddedilen ziynet alacağı davası yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen manevi tazminat talebi ile kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı karşı davalı kadının red edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Talep edilen ziynet alacağı miktarı 34.019,40 TL. olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070,00 TL.'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
İlk derece mahkemesince, 21.07.2022 tarihli tensip ara kararı ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı adına kayıtlı 34 XX 616 plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap dilekçesinde; 34 XX 616 plaka sayılı aracın erkeğin babasından kalan miras payı ile satın alındığını belirterek araç üzerine konulan tedbire yönelik itirazda bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, 14.09.2022 tarihli ara karar ile; davalının ihtiyati tedbirin kaldırılması ve teminat tutarı talebinin reddine karar verilmiştir....