Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacı tarafından talep edilen ziynet alacağının miktarı 31.644,21 TL olup istinaf üzerine bölge adliye mahkemesi karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında olup, ziynet alacağına ilişkin karar kesindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, davacı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince kabul edilen ziynet alacağının miktarı 43.890,00.- TL olup istinaf üzerine bölge adliye mahkemesi karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00.- TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında olup, ziynet alacağına ilişkin karar kesindir....
Somut olayda mahkemece davacı kadın tarafından talep edilen 41.519,26 TL değerindeki ziynet alacağının reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı kadının ziynet alacağının reddine ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda gösterilen sebeple davacı kadının ziynet alacağının reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.13.09.2021 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, kadın lehine hükmedilen, nafakalar, kişisel ilişki süresi ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kadının 17.400 TL ziynet alacağının kabulüne karar verilmiş ise de; bu miktara nasıl ulaşıldığı, hangi ziynet eşyaları bedelinin bu miktar olduğu, karar yerinde tartışılmamış ve gösterilmemiştir. Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz....
Davacı kadın duruşmadaki beyanında eşinin ailesinin ziynet eşyalarını yurtdışına giderken yanında götürmesini istemediğini, bunun üzerine herhangi bir ziynet eşyası almaksızın yurtdışına gittiğini, daha sonraki süreçte ziynet eşyalarının kendisine iade edilmediğini bildirmiştir. Tarafların müşterek ikametgahlarının Belçika'da olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ziynet eşyalarını davalı kocasına değil onun ailesine bıraktığını açıkça bildirdiğine göre husumet davalı kocaya yöneltilemez. Husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 04/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma davasının ve ziynet alacağının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Mahkemece kadının kabul edilen ziynet alacağının miktarı 39.420,00 TL olup bu miktar, karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL' yi aşmadığından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında olmakla, ziynet alacağına ilişkin karar kesindir....
Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür. Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafta kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının kadının üzerinde olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumun aksini ispat yükü altında olan davacı kadının iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı iddiasını ispat için tanık delili ve boşanma dava dosyasına dayanmıştır.Davacı tanıklarından Hüseyin, ...'nun babası ile davacıyı almaya gittiklerini ,üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmadığını,boşanma davası devam ederken ...'nun eşyalarını almak için tarafların evine gittiklerini, kamyona eşyalar yüklenirken ...'...
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek haklı çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alındığını ve bir daha geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise cevap dilekçesinde, düğünde takılan ziynet eşyalarından olan 1 adet küpe ile 1 adet alyansı aldığını ancak daha sonra davacı kadına iade ettiğini savunmuştur. Davalının bu savunması ile ispat külfeti bu iki ziynet açısından yer değiştirmiştir....
Somut olayda, davacı kadın ziynet eşyasının varlığını ispat etmek için delil olarak düğün DVD'sini dosyaya sunmuştur....
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise bedeline hükmetmiştir. Ancak, hükümde ziynet eşyaların değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir. İlk derece mahkemesince yapılması gereken; bilirkişiden ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerini ayrı ayrı gösteren denetime elverişli bir rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar dikkate alınmadan, denetime elveriş olmayan bilirkişi raporuna atıfta bulunularak, ziynet eşyalarının değerleri ayrı ayrı gösterilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre de; davacı-davalı kadının ziynet alacağı yönünden, faiz talebi bulunmadığı halde, talep aşılarak faize hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur. Açıklanan sebeple, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- a.6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....