Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali, tahliye, zilyetliğin korunması ve tazminat davasına dair karar Dairemizin 09.12.2014 gün ve 2014/9769-13637 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı-birleşen dosyada davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasanın 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 1/4....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davacının talebinin kadastro tutanaklarına askı ilanından sonra itiraz mahiyetinde olup hakka dayandığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 4/1-c maddesine göre; sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davaları" görür. Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olmasına göre salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair Karaisalı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.03.2011 gün ve 198/121 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tapulama çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu taşınmazın satın alma yoluyla vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmazda halen ekili mahsulü olduğu ve nizalı kısımla ilgili o yer Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil isteğine ilişkin dava açtıkları halde, Orman İdaresi tarafından davalıya uyuşmazlık konusu yerle ilgili olarak özel ağaçlandırma izni verildiğini, tescil davasının açılmasından üç gün önce davalı tarafından başlatılan fiili çalışmalar bulunduğunu, bu şekilde vekil edeninin zilyetliğine tecavüzde bulunulduğunu açıklayarak...
Davalılar vekili, yıkıldığı iddia edilen yerin oturulabilir bir yapı olmadığını ve harabeden ibaret tinercilerin mesken tuttuğu, çatısı göçmüş ve kapı ve pencereleri olmayan bir yıkıntı olduğunu, inşaatın hafriyatı sırasında çevrede oturanların dozer operatörüne bu taşınmazla ilgili olumsuz şikayetlerde bulunması üzerine yıkıldığını ve müvekkilinin bu durumu daha sonra dozer operatöründen öğrendiğini, kaldı ki bu yerin Hazineye ait olup davacının mülkiyet hakkı bulunmadığından aktif dava ehliyetine sahip olmadığını , davacının zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini belirterek, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, uyuşmazlığın zilyetliğinin korunması niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görev nedeni ile davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haksız fiilden doğan tazminat isteğine ilişkindir....
Buna göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı, malvarlığına hakkına ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusuparsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında kullanıcı olarak beyanlar hanesine adının şerh verildiği iş bu taşınmazda, kullandığı bölüme davacının haksız müdahale ettiği iddiasıyla, müdahalesinin men’ini talepetmektedir.davacının, taşınmazın zilyedi olmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgili olan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davanın 26.06.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın 15.04.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ve korunması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili; mülkiyeti Hazineye ait 50 parsele 1992'den beri zilyet olan dava dışı ... ve...nin 01.05.2014 tarihli sözleşme ile zilyetliklerini müvekkiline devrettiklerini, ancak davalının müvekkilinin zilyetliğine müdahale ettiğini ileri sürerek zilyetliğin müvekkili adına tespitini (yedin iadesini) ve zilyetliğe vaki müdahalenin önlenmesini istemiştir. II....