WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.10.2011 gün ve 86/1561 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 352 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünde vekil edeninin hakka dayanan zilyetliği olduğunu, davalının ise hendek ve kanal açmak, yol yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu açıklayarak tecavüzün önlenmesi ve zilyetliğin korunmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili 352 nolu parselin Kadastro Mahkemesi'nde davalı olduğunu, davacının tapu kayıt maliki olmadığını, kamulaştırma çalışmaları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

    Yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı tarihe kadar, ne kadar süreyle kimler tarafından neye istinaden ne şekilde zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ne suretle kullanıldığı hususu sorulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri ile önceki keşif beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde gerekirse yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulundan taşınmazın bitki örtüsü, komşu parsellerle mukayesesi, taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın çalılık vasfı ile tespit ve tescil edildiği de gözetilerek bilimsel verilerle desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazın değişik yönlerden renkli fotoğrafları çektirilerek...

      ün taşınmazları hangi hukuki sebebe dayalı olarak kullandığı, üçüncü kişilerden satın alınıp alınmadığı, taşınmazların ... tarafından imar ihya edilip edilmediği, miras olarak kalmışsa taksimen kendi adına mı, yoksa tereke adına mı kullanıldığı, taşınmazlar üzerinde kimin, hangi tarihten beri, ne şekilde zilyet olduğu, mirasçılar arasında zilyetliğin devredildiğinin anlaşılması halinde zilyetliğin ne şekilde devredildiği, kadastro tespitinden önce taşınmazları kullanan ...'...

        Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu belirtilerek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; dava dilekçesindeki dava değeri miktarının Asliye Hukuk Mahkemesi görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı kişisel hakka dayandığına göre uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. O halde dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 10.000,00 TL olarak belirlendiği ve Sulh Hukuk Mahkemesinin dava tarihindeki görev sınırı olan 6.330,00 TL’den fazla olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davacının talebinin kadastro tutanaklarına askı ilanından sonra itiraz mahiyetinde olup hakka dayandığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 4/1-c maddesine göre; sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davaları" görür. Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olmasına göre salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Keşifte, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, sınırında bulunan mera parselinin devamı niteliğinde olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte ve nasıl başladığı, zilyetliğin kimden kime ve hangi sebeple intikal ettiği, ne şekilde kullanılageldiği hususunda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmazın keşif sırasında gözlenen nitelikleri tutanağa geçirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tespit tutanağında yazılı edinme sebebiyle farklı sonuç doğurması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi gereği düşünülmeli ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalıdır....

              Davanın, TMK.nun 683. maddesi uyarınca ayni hakka yönelik müdahalenin önlenmesi davası olduğunun kabulüyle hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Sayın Daire çoğunluğunca, davanın zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi ve bu gerekçeyle hükmün bozulması yönündeki görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 08.03.2012...

                Asliye Hukuk Mahkemesince,davanın murise ait taşınmazlardaki davacıların hisselerine davalının müdahalesinin meni ile varsa bu yer ile ilgili köy satış senedinin iptali ve tazminat istemine ilişkin olduğu, HUMK'un 8/11-3. maddesi gereğince zilyetliğin korunması ile ilgili davalarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın muristen intikal eden taşınmaz hisselerine vaki müdahalenin meni ve tazminat talebi olduğu, davanın hakka dayalı olduğu, davacı tarafça zilyetliğe dayanılmadığı bu nedenle dava değerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....

                  Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Davacı taraf, dava dilekçesinin içeriği ve istinaf dilekçesindeki somut açıklamaya göre, 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayanılarak zilyetliğin korunması ve tazminat istemiyle iş bu davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 4/1- c maddesi gereği, herhangi bir hakka dayalı zilyetliğe değil sadece zilyetliğe dayalı zilyetliğin korunması davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev hususu dava şartı olup, mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde bulundurulmalıdır....

                  Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muristen kalan taşınmaz için zilyetliğe dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 14.01.2004 yılında asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, şimdilik 500.000.000.-YTL ecrimisil istendiği, davacının bir hakka dayalı olarak dava açtığı, uyuşmazlığın yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmadığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözetilerek, dava tarihi ve değeri esas alınmak suretiyle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/04/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu