WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, hakka dayalı bir dava niteliğini kazanır (HGK'nun 25/11/2009 tarih ve 2009/8- 518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre tapuda dava dışı kişiler adına kayıtlı 10 ada 14 parsel üzerindeki dava konusu yapının davacıya ait olduğu, vekil edenine ait dava konusu yapıya vekil edeninin kullanımını engellediğini açıklayarak elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Dava dilekçesi kapsamı ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlık, zemine ilişkin olmayıp, üçüncü kişiye ait arsa üzerinde yapılan kalıcı nitelikli yapıya ilişkindir. Bu bakımdan açılan davanın hakka dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmaz üzerindeki yapı nedeniyle hakka dayalı davayı açmıştır. Olayları anlatmak taraflara, hukuki tavsif mahkemeye aittir....

Hukuk Dairesince kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi davası olarak nitelendirilerek Dairemize gönderilmişse de; zilyetliğin korunması ve elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkin olup daha önce Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/442-2014/170 Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.12.2015 tarihli 2014/14070-2015/22150 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Davada çözümlenmesi gereken asıl hukuki uyuşmazlık zilyetliğin tespiti isteğinden kaynaklanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; 8....

    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Eldeki dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Davacının ne ayni ne de kişisel hakkı söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK'nun 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. (HMK. m. 4./1-c)....

      nın 2/b maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olup, yukarıda tarih ve numaraları belirtilen Yargıtay ilamlarında da açıklandığı üzere, davacının davası TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'nın 4/c maddesinde gösterilen davalardan olmayıp TMK 683 maddesinde düzenlenen hakka dayalı davalar olduğundan ve Kadastro Kanunun 12/3 maddesi uyarınca kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Somut olayda,dosya kapsamından, her iki dosyada 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, taşınmazın belirtilen kısmının davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

        nın 2/b maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olup, yukarıda tarih ve numaraları belirtilen Yargıtay ilamlarında da açıklandığı üzere, davacının davası TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'nın 4/c maddesinde gösterilen davalardan olmayıp TMK 683 maddesinde düzenlenen hakka dayalı davalar olduğundan ve Kadastro Kanunun 12/3 maddesi uyarınca kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Somut olayda,dosya kapsamından, her iki dosyada 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, taşınmazın belirtilen kısmının davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, davanın hakka dayalı olduğu, zilyetliğin tespiti ve korunması talepli olup; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 117 ada 1 ve 117 ada 2 parsel, 06.09.1990 tarih ve 31.01.1992 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava; TMK'nun981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK'nun 984.maddesinde; “Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer.” denilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin iadesi ... ile ... aralarındaki zilyetliğin iadesi davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 22.02.2001 gün ve 25/8 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu tapusuz taşınmazda murisi ...’den gelen miras hakkına dayalı olarak diğer davalı ... aleyhine zilyetliğin iadesi davasını açmıştır. Davalı, dava konusu taşınmaz üzerinde 12-13 yıldır sürdürdüğü zilyetliğe dayanmış, davacının zilyetliği bulunmadığını savunmuştur. Dinlenen şahitler, taşınmazın kök muris ...’den kaldığını beyan etmişlerdir. TMK.nun 987.maddesine göre; zilyet, kendisine karşı açılan davada üstün hakka sahip olduğu karinesine dayanabilir. Davalının bu manada davacıya nazaran üstün bir hakkı bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması KARAR Davada; davacı, kendisinin kullandığı dava konusu 130 ada 5 parsel üzerindeki binanın üzerine davalı tarafından konulan bir kısım malzeme nedeniyle müdahalenin men'i ve kal davası açtıktan sonra 27.09.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını zilyetliğin korunması şeklinde ıslah ettiğine ve şahsi hakka dayalı olarak davasını sürdürdüğüne göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 nolu kararı ile hazırlanıp 26.01.2003 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Dosyadan, orman vasfını yitirdiği belirlenen yerlerin, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi ile ... adına orman sınırları dışına çıkarılma işlemi yapıldığı ve bu yerlerde, 5831 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapıldığı ve davaya konu 4196 sayılı parselin ... adına tespit ve tapuya tescil edildiği, davacıların bu taşınmazda kendilerininde zilyet bulunduğu, davalıların haksız yere taşınmaza elattıkları iddiasıyla, elatmalarının önlenmesi ve elatmaları nedeni ile taraflarına ecrimisil ödenmesini istedikleri, davalıların da zilyetliğe saldırıda bulunan üçüncü kişi olmayıp, taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak isimleri bulunan kişiler olduğu ve davanın TMK'nın 984. maddesinde öngörülen iki aylık yasal süreden sonra açıldığı anlaşıldığından, TMK'nın 981 ve devamı maddelerinden kaynaklanmayan ve hakka dayalı olarak açılan davaya asliye hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir....

                  Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın HUMK.nın 8/II-3 (6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu