Mahkeme kabulünün aksine, davalının taşınmazda zilyet olduğuna dair bir beyanı bulunmamaktadır. Aksine davacı, tatillerini burada geçirdiğini belirtmekle taşınmazın zilyetliğinin de kendisinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Taşınmazın yazlık olarak kullanım amacı göz önüne alındığında davacının yaz tatillerini burada geçirdiğinin tespit edilmesi halinde davacının taşınmazda zilyet olduğunun kabulü gerekir. Bir başka deyişle davacının taşınmaza yaz tatillerinde zilyet olup burayı kullanması yılın diğer zamanlarında zilyetlinin bulunmadığı sonucunu doğurmaz. Davacın taşınmazda zilyetliği devam ettiği sürecede zamanaşımı işlemez. Zamanaşımının başlangıc tarihi davacı ile davalı arasında muarazanın çıktığı, bir başka anlatımla davacının zilyetliğinin son bulduğu tarihtir. Ancak mahkemece davacının zilyetliğinin ne zaman başlayıp ne zaman bittiği, taraflar arasında hangi tarihte muarazanın çıktığı araştırılmamıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkemece daha önce verilen karar zilyet ...'nun mirasçılık belgesinin de temin edilip dosya içerisine konulması için geri çevrilmişse de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu sebeple, yargılamanın sürüncemede kalmaması için zilyet ...'nun mirasçılık belgesinin temin edilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz mal, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur." düzenlemesi bulunmaktadır. 6.3....
Davacı dava konusu taşınmazı kayıt maliklerinin akti haleflerinden satın aldığı iddiası ile eldeki davayı açmış olup, 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesi gereğince kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit edileceği hüküm altına alınmış olup, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna ekli hava fotoğraflarından dava konusu taşınmazın 2013 yılına kadar ekonomik amaca uygun olarak kullanılmadığı, tespit tarihine kadar davacı adına iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle gerek 3402 sayılı Yasanın 13. Maddesi gerekse 14....
Dosyadan, davaya konu taşınmazda davacının zilyet bulunduğu davalıların ise haksız yere taşınmaza el attıkları ve davalılar tarafından taşınmazda bulunan söğütlerin kesildiği iddiasıyla el atmaları nedeni ile taraflarına tazminat ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının açtığı tazminat istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince; ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/537-290 E/K sayılı kararı ile Hazine adına tescil edilen 2.1000,00 m2 yere, ilişkin tüm kamulaştırma evraklarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından istenildikten, 3-Dava konusu taşınmazın 1988 yılında kamulaştırılmasına ilişkin zilyet ...’a yapılan noter tebligatı var ise, tebliğine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ilgili idare ve ilgili Noterlikten istenildikten, 4-Kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliklerine ödenip ödenmediği ilgili idare ve ilgili Banka Bölge Müdürlüğünden araştırılıp, ödeme yapılmış ise ödeme belgeleri getirtildikten, 5-Kamulaştırma tarihindeki zilyet ... ile davalının arasındaki hukuki ilişkinin ne olduğu taraflara da sorularak araştırıldıktan, 6-Zilyet Muzaffer Seyhan tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması talebi ile açılan Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/346 Esas - 1989/673 karar sayılı dosyasının dosya arasına alındıktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,...
Mahallesinde sınırlarını bildirdiği 1000 m2 yüzölçümündeki taşınmazı önceki zilyet ... Şimşekin imar ihya ... zilyet iken kendilerine sattığı, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu iddiasıyla, adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının iddiaları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çeliştiği, bayi ... çekişmeli taşınmazı 1981 yılından beri elinde bulundurduğu, bu yer için ecri misil ödediği, ... sıfatıyla zilyet olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medeni Yasanın 713 maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde 1941 yılında askı ilanı yapılarak 1942 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 35 ve 36 parsel sayılı 3.020,93 ve 8.549,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tüm araştırmalara rağmen zilyet ve malikleri tespit edilemediğinden bahisle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, taşınmazların ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesiyle taşınmazların atalarından kendisine intikal ettiğini ve zilyet olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, çekişmeli 125 ada 35 ve 125 ada 36 sayılı parseller hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sonucu kazanım koşullarını gerçekleştirdiği gerkeçesiyle yazılı karar verilmiştir....
Buna göre tapu malikinin ölüm tarihinden itibaren aynı maddenin 1. fıkrasındaki koşullarda zilyet olunması durumunda tapu kaydı iptal edilerek zilyet adına tescil edilir. Dosya arasında bulunan tapu maliki ...'un, davalıları mirasçı bırakarak 1337 tarihinde öldüğü, taşınmazın başında yapılan 11.03.2013 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları beyanlarında davacıların ve miras bırakanları ...'nun 50-60 yıldan beri malik sıfatıyla zilyet olduğunu, üzerindeki bademleri davacının diktiğini açıklamışlardır. Tüm bu açıklamalara göre, dava konusu taşınmazın intikal tarihi olan 04.06.2004 tarihinden geriye doğru davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluşmuştur....
.; davacının iddia ettiği bölümün aralarında yapmış oldukları anlaşmadan dolayı davacı tarafından kullanıldığını bildirmiş, yerel bilirkişi ... 1983 yılından bu yana taşınmazın davacı ... tarafından kullanıldığına bizzat şahit olduğunu beyan etmiştir. 3402 sayılı kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde; "zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına" tespit ve tescil edileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre çekişmeli bölümün 1983 yılından bu yana kullandığı anlaşılmaktadır. Çözümlenmesi gereken sorun davacının bu kullanımının anılan madde kapsamında malik sıfatıyla zilyet mi olduğu yoksa fer'i zilyet mi olduğu noktasında toplanmaktadır....