Mahkemece; davanın kabulüne ve çalılık olarak yapılan tespitin iptaline, taşınmazın fındıklık olduğunun ve davacının zilyet ve tasarrufunda olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kullanım kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahallesinde 1000 m2 yüzölçümündeki taşınmazı önceki zilyet ... imar ihya ... kendilerine sattıkları, yararlarına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu iddiasıyla müştereken adlarına tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların iddiaları ile yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının çeliştiği, ... ...'in çekişmeli taşınmazı 1981 yılından beri elinde bulundurduğu, bu yer için ecri misil ödediği, ... sıfatıyla zilyet olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tapuya tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 1941 yılında askı ilanı yapılarak 1942 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
in olarak yazılan soyisminin olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş; davalı, davanın reddini savunmuş; mahkemece, davacıların miras bırakanının zilyet olmadığı ve 2/B askı tutanaklarında zilyet olarak ismi geçmediği gerekçesiyle 6771 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, miras bırakan ...’in tapunun beyanlar hanesinde ve 2/B askı tutanaklarında 6776 ada 2, 13,14,15,16,17; 6777 ada 1, 2,3, 4, 5, 6, 7; 6778 ada 1,3,4,5,6,7,8; 6780 ada 1,2,3,4,5,6,7,8; 6786 ada 2,3,4,5; 6813 ada 22,21,4,3,1; 6812 ada 12,4,3,2,1; 6811 ada 8,7,6,5,4,3,2,1; 6805 ada 8,7,6,5,4,3,2,1; 6786 ada 14,13,12,11,10,9,8,7,6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne, tapu kütüğü ve 2/B askı tutanaklarındaki zilyet hanelerinde geçen Durmuş Sevinç isminin ... olarak düzeltilmesine ve düzeltilmiş şekliyle tapuya tesciline karar verilmiştir....
Hükmüne uyulan bozma ilamında tahsis işleminin tekemmülü ile hazinenin taşınmazdaki mülkiyet hakkının son bulacağı ve zilyet yararına zamanaşımı hükümleri işleyeceğinden davalı tarafa istemi halinde tanık göstermek üzere önel verilmesi ve yerinde keşif yapılarak biirkişi ve tanıklardan taşınmazda hangi tarafın zilyet olduğu ve zilyetliğinin süresinin araştırılması gereğine değinilmiştir. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden gönderilen yazı örneklerinden taşınmazın davalının babası ...'ye tahsis edildiği anlaşılmakta olup bu husus mahkemeninde kabulündedir. Tablendifatif çetvelindeki terk ibaresinin yazısının sebebinin anlaşılmadığı da keza köy hizmetleri il müdürlüğünce bildirilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak, mahkemeyede bozma gereklerini tam anlamıyla yerine getirme yükümlülüğü doğar....
Ancak; Katılanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği taşınmazında çalışma yaptırmak üzere iş makinesi ve işçilerle birlikte geldiği, sanığın ise bu alanın kendisine ait olduğundan bahisle çalışmaya müdahale ettiği, bu sırada taraflar arasında tartışma yaşandığı ve sanığın katılanı tehdit ettiğinin kabul edilmesi, ayrıca 4721 sayılı Medeni Kanun’un 981. maddesindeki “Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir. Zilyet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zilyetliğini koruyabilir....
Dosyadan, davaya konu taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden olduğu, davacının bu taşınmazda kendisinin zilyet bulunduğu davalıların ise haksız yere taşınmaza el attıkları iddiasıyla, el atmalarının önlenmesi ve el atmaları nedeni ile taraflarına ecrimisil ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının ecrimisil istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacının 20-25 yıldır zilyet olduğu, taraflar arasındaki mektupların da taşınmazın davacıya ait olduğunu doğruladığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacı tanıklarının mahalli bilirkişi olarak dinlenilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi; dinlenilen tanıkların beyanları arasındaki ve tanıklarla tespit bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmemiş olması nedeniyle de, hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın kadastro tespiti, öncesinin davacının miras bırakanı ...'ye ait iken 1961 yılında senetle davalıların miras bırakanı ... 'ya satılarak zilyetliğinin devredilmiş olduğu ve kadastro tespitine kadar 20 yılı aşkın süre ile ... mirasçılarının zilyet olduğu belirtilerek, davalı taraf adına yapılmıştır. Davacı ise, taşınmazın öncesinin babası ...'a ait olduğunu, bir ara davalıların miras bırakanı ... ...'...
Davacı ... vekili, çekişmeli taşınmazın zilyedinin müvekkili olduğu halde beyanlar hanesinde ...’nın zilyet olduğunun yazıldığı, davalı adına olan zilyetlik şerhinin silinmesi ve beyanlar hanesine müvekkilinin zilyet olduğu şerhinin yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 2924 Sayılı Yasanın 4127 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerinin belediye sınırları içinde kalan taşınmazlarda uygulanmayacağı, Anayasa Mahkemesinin 04.10.2002 gün 2001/382-21 ve 30.03.1993 gün 1992/48-1993/14 sayılı iptal kararları karşısında davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı tarafından temyizi üzerine 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 8....
Belirtilen yasa hükmünden de anlaşıldığı gibi 2/B vasfındaki taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine kullanım şerhi verilmesi, tespitin yapıldığı tarih itibariyle zilyet olanlar için mümkündür. Tespit tarihinden sonra zilyet olanlar ya da zilyetliği devir alanlar yönünden kullanıcı tespiti yapılması söz konusu değildir. Davacı, dava dilekçesi ve yargılama sırasında, davalı ...’den zilyetliği, kullanıcı güncelleme çalışmasından sonra 06.09.2010 tarihinde devir aldığını iddia etmiş ve zilyetliğin devrine ilişkin aynı tarihli adi yazılı senedi sunmuştur. Davacının iddiası ve dosya içeriğinden, davacının kullanıcı güncelleme çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmaz bölümünde zilyet olmadığı, zilyetliğin davalı ...’de olduğu anlaşılmakta olup esasen güncellemeden sonraki devirlerin dikkate alınması mümkün olmadığına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı isabetsizdir....
nün ilk defa hangi tarihte taşınmaza hangi nedenle zilyet oldukları ve hangi tarihe kadar zilyet olup davalılara hangi tarihte satıp zilyetliği devrettikleri, davalıların da hangi tarihten itibaren zilyet oldukları ve tesbit tarihine kadar zilyet olup olmadıklarının maddi olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıklarla senet mümzisi tanıklardan ayrı ayrı sorulup saptanması; gerektiğinde satış senedinin düzenlendiği tarihle ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, senette muhtar olarak imzası bulunan ...'in 1974 ila 1984 yılları arasında muhtar vekilliği yapıp yapmadığının mercilerinden sorulması, tespitin dayanağı 13.04.1935 tarihli ve 45 numaralı tapu kayıt maliki ...'nin 1930 yılında öldüğü ve kaydın mirasçılarına intikal görmemesi nedeni ile satışı yapan ... ve babası ...'...