Hal böyle olunca; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi, niteliği, davacının zilyet olup olmadığı, zilyet ise ne şekilde zilyet olduğu, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve tespit tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri dinlenerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....
'a sattığını, satın aldığı 1984 yılından bugüne kadar nizasız fasılasız ... ve mirasçılarının koşullarına uygun olarak zilyet ve tasarruflarında bulundurduğunu, senedin mevkii ve sınırları itibariyle dava konusu taşınmazı kapsadığını, ... ve mirasçıların taşınmaza hiç zilyet olmadıklarını beyan etmişlerdir. Kadastro tutanağı, 1984 tarihli satış senedi, mahallinde bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın davalıların kök murisi ...'dan tüm mirasçılarına kaldığı hususu kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. Öte yandan ... Demirtaş tarafından önceki malik ...'...
Doğru sonuca ulaşmak için mahkemece, mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve senet tanıkları marifetiyle keşif yapılarak, 29.01.1994 tarihli senet kapsamı ve içeriği, dava konusu taşınmazların davacı ve davalı tarafından birlikte satın alınıp alınmadıkları, davacının taşınmaza tek başına malik sıfatıyla mı zilyet olduğu, yoksa taşınmazın 1/2 hissesini satın alması nedeniyle davalı yararına da mı zilyet olup olmadığı hususları araştırılmalı, davacı ve davalının taşınmazdaki zilyetliklerini sürdürüş biçimi duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, gerektiğinde çelişkili beyanlar yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu göre karar verilmelidir....
ın malik sıfatıyla zilyet olarak kullanımında olduğu, davacı ... soy isimli ailenin taşınmazı kullanmadıkları ve zilyet olmadıklarının anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır....
a ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı ve halen de davacı ve davalılar tarafından zilyet edildiğinin" açıklanmasına, yerel bilirkişinin ise "davacının dayanağı satış senedinin taşınmaza uyduğunu ve murisin ölümünden sonra taşınmazların davacı zilyetliğinde olduğunu" bildirmesine göre tespitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgunun birbiri ile çeliştiği kuşkusuzdur. Buna rağmen, tanık sıfatı ile tespitte dinlenilen tutanak bilirkişilerinin beyanlarına başvurularak çelişkinin giderilmesi üzerinde durulmamış, varsa dinlenilmeme nedenleri hüküm yerinde gerekçeleriyle açıkça gösterilmemiş; öte yandan, yerel bilirkişi ve tanıklar murisin ölümünden sonra taşınmazları davacının kullandığını belirtmiş olmalarına göre davacının taşınmazları asli zilyet olarak mı yoksa diğer mirasçılar adına feri zilyet sıfatıyla mı kullanıldığı, bir başka deyişle taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilip devredilmediği dahi açık ve kesin olarak belirlenmemiştir....
Davacı ... vekili, çekişmeli taşınmazın zilyedinin müvekkili olduğu halde beyanlar hanesinde ...’nın zilyet olduğunun yazıldığı, davalı adına olan zilyetlik şerhinin silinmesi ve beyanlar hanesine müvekkilinin zilyet olduğu şerhinin yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 2924 Sayılı Yasanın 4127 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerinin belediye sınırları içinde kalan taşınmazlarda uygulanmayacağı, Anayasa Mahkemesinin 04.10.2002 gün 2001/382-21 ve 30.03.1993 gün 1992/48-1993/14 sayılı iptal kararları karşısında davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı tarafından temyizi üzerine 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 8....
tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...
Kadastro Kanunu'nun 13. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...
Diğer bir deyişle; tapu kaydı sabit sınırlı değilse kayıt üzerinde yazılı olan miktar kadar geçerlidir ve kapsamı da bu miktara eşit şekilde tayin edilmelidir. 3.2.4. 3402 sayılı Yasa'nın, "Tapuda kayıtlı malların tespiti" başlıklı 13. maddesi A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...
Zilyet olan kimsenin malik olması şart değildir' şeklinde kabul ve tarif edilmektedir. Bu tanıma göre, zilyedin malı elinde bulunduran, mala vaziyet eden olduğu görülmektedir. Nitekim olayımızda da şikâyetçi, malı yani suça konu motosikleti geçerli bir rızaya dayanan karşılıklı irade beyanlarıyla diğer bir zilyet olan sanık ... ve kardeşinden satın ve teslim almıştır. Zilyetliğinin geçersiz olduğunu hukuken söylemek mümkün değildir. Zilyet, malikin bütün hak ve yetkilerine sahip olduğuna ve zilyet olmak için malik olmaya gerek bulunmadığına göre, TCK'nun 141/1 maddesindeki 'zilyedinin rızası olmadan' ibaresi karşısında hırsızlık suçunun oluştuğunun kabulü gerekmektedir. Aksi halde, ülkede alım satımı yapılan araçların pek çoğunun bu şekilde olduğu bilindiği bir durumda mağduriyetler doğabilir....