Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Nitekim, aynı ilkeler HGK. 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E. 2007/350 K.ve 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E. 2010/88 K.sayılı kararlarında da benimsenilmiştir. TBK.nun 146.maddesinde (818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK'nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2018/1005 ESAS- 2019/1073 KARAR DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZ (BORCA İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; takibe dayanak senedin kambiyo vasfında olmadığını, senedin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını,yetki itirazında bulunduklarını, davacıların bir kısmının adresinin Adana Ceyhan olduğunu, yetkili icra dairelerinin Adana ili Ceyhan icra daireleri olduğunu,yine diğer bir kısım borçluların adreslerinin Kadirli Silopi, Şırnak, Adana… olduğunu yetkili icra dairelerinin bu yer icra daireleri olduğunu,müteveffa borçlu T10 ın vefatından 2 yıl kadar önce alzaymır hastası olduğunu, ayrıca senedin düzenlenme tarihi ile ödeme tarihi arasındaki 9 yıllık farkının bulunduğunu, müteveffa nın böyle bir borcunun bulunmadığını, imza ve bononun sahte olduğunu düşündüklerini,davanın kabulü ile borca takibe işlemiş faize, yetkiye zaman aşımına...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca zamanaşımı itirazı ve borca itiraz istemine ilişkindir. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olayda senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nın 778/1- h. maddesi göndermesi ile aynı Kanunun 749, 750 ve 751. maddelerinin tatbiki gerekir. TTK'nın 749/1. maddesi gereğince poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Takibe konu senedin vade tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra 16/09/2021 tarihinde takibe başlandığı açıktır....
İcra Müdürlüğü'nün 2010 / 5886 sayılı dosyası ile icra takibi yapmış, takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı, kiralananı oniki ay süre ile işletmesine rağmen kendisinden yirmialtı aylık kira parasının istendiğini, borca bu nedenle itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine açılan işbu itirazın iptali davasında da yasal süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece, takip konusu yapılan Ocak 2005 kirasının muaccel olduğu tarihten takip tarihine kadar beş yılı aşkın süre geçmesi nedeniyle Borçlar Kanunu'nun 126 / 1 maddesi hükmü gereğince zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafından davada dayanılan icra takibinden önce 06.07.2007 tarihinde ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007 / 4803 sayılı dosyası ile yine aynı alacak nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapılmıştır. Borçlar Kanunu'nun 133 / 2. maddesi hükmü gereğince alacaklının borçlu aleyhine icra takibine başlaması işleyen zamanaşımını kesen bir nedendir....
Adana 2.İcra Dairesinin 2019/10922 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T1 vekili tarafından, borçlu Adana T3 aleyhinde, toplam 89.092,92 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu kurum adına ödeme emrinin 29/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 02/09/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacı tarafından yasa1 süresi içerisinde 11/10/2019 tarihinde itirazın kaldırılması davası açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayetçi başvurusunun İİK.nun 33.maddesinde yeralan itfa, imhal, zamanaşımı iddialarını içermediğinin anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA ve 21,15 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 03.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi'nin 24/03/2020 tarihli ara kararı ile davalı/karşı davacı kadın için 600,00 TL, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.600,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, bu kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, icra takibi ile haberdar olunduğunu, borca itirazın kötüniyetli olmadığını, ara karar ile belirlenen tutarların müvekkili yönünden oldukça fahiş olduğunu, müvekkilinin bu tutarları ödeyebilecek durumunun olmadığını, icra takibine itiraz edilirken aynı dilekçe ile Ankara 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2020/249 ESAS - 2020/526 KARAR DAVA KONUSU : Borca itiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2020/3359 esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 12/03/2020 tarihinde haberdar olduğunu, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, borcun bulunmadığını, asıl sözleşmeden kaynaklı borca ait icra takibinin Ankara 5....
Noterliği'nin ..... yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ edildiğini,daha sonra ise ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz ettiklerini ileri sürerek,itirazın iptali ile % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Davalılar, zamanaşımı itirazı ile davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, ..... Kredisi Borçlanma Sözleşmesi'nin 27.05.1998 tarihli olup takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen hükmün davacı tarafından temyizi üzerine de dairemizin 26.01.2015 tarih, 2014/8374 esas, 2015/1176 karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece,davalı kefiller tarafından imzalanan ve takip konusu borca ilişkin ........
Karinenin varlığı hâlinde, karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini ispatla yükümlüdür. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir. (Bakınız: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ... Tarih .../(...)...-... Esas ... K. Sayılı ilamı) 6102 sayılı TTK'nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır....