Davalı vekili cevaplarında zamanaşımı defii beyanında bulunduklarını, ücretin bordrolarda belli olduğunu, yıllık izinlerini kullandığını, ödemelerin bankadan yapıldığını, günlük 3 vardiya olarak brüt 8 saatlik çalışma yapıldığını, fazla çalışmanın olmadığını, bayram genel tatil çalışmalarının olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı, iş akdi haklı nedenle feshedildiğinden kıdem tazminatı almaya hak kazanmadığını, dosyaya sunulan puantaj kayıtlarının mahkemece dikkate alınmadığını, husumetli tanık beyanlarına itibar edilmemesinin gerektiğini, davacının yıllık izinde geçirdiği sürelerin fazla mesai ve UBGT hesabından düşülmediği itirazında bulunmuştur. GEREKÇE İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355....
Dava şartlarının mevcut olduğu, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, Mahkememizce davaya konu senet için ödeme yasağı konulmasına karar verilmiş, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 13/04/2021 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde Mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818 maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Dava şartlarının mevcut olduğu, Mahkememizce davaya konu senet üzerine ödeme yasağı konulmasına karar verildiği, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 01/07/2021 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde Mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818 maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
HMK'nun 114.mad. dava şartlarının mevcut olduğu, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, mahkememizce davaya konu senet üzerinde ödeme yasağı konulmasına karar verilmiş, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 09/06/2022 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818.maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
CEVAP: Davalı ----cevap dilekçesinde özetle; Husumet yokluğu nedeniyle Mahkememiz nezdinde ikame edilmiş olan davanın reddine, zamanaşımı defii ve hasar tazminatı yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine, davacının itirazın iptali davasının reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, taraflarınca Mahkememizde görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalı ------vekili cevap dilekçesinde özetle ; Hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan iş bu davanın öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddi ile -------- Sayılı icra takibinin iptaline, davacı aleyhine dava değerinin %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HMK'nun 114.mad. dava şartlarının mevcut olduğu, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, mahkememizce davaya konu senet üzerinde ödeme yasağı konulmasına karar verilmiş, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 23/09/2022 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818.maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Raporda davalının zamanaşımı defii nedeniyle dava tarihi olan 28.07.2017 tarihinden 5 yıl geriye gitmekle Temmuz 2012 ayından önceki dönemler dışlanarak hesplama yapılmıştır. Davalı vekilinin zamanaşımı defii süresinde ileri sürülmediğinden 15.06.2001- 05.08.2015 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarının hesaplanması gerekmektedir. 2- Davacı tanığı Mustafa AYKIN beyanında, kendisinin 2500 TL maaş aldığını, müvekkilin de 1700- 1800 TL maaş aldığını beyan etmiş, diğer davacı tanığı Ersin TUTCU da kendisinin 2100 TL maaş aldığını, müvekkilin maaşının ise 1800 TL civarında olduğunu beyan etmiştir....
Hal böyle iken mahkemece yapılması gereken öncelikle davacı tarafınca talep edilen toplam alacak tutarının hangi miktarının hangi sözleşme hükümlerine göre talep edildiğinin belirlenmesinden sonra her alacak miktarı için zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının ayrı ayrı hesaplaması, vekaletsiz iş görme halinde iş görenin alacağının işin yapıldığı tarihte muaccel hale geleceği ve zamanaşımı süresinin fazla iş ve imalatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, yine eser sözleşmesine dayalı alacaklar için ise zamanaşımı süresinin eserin teslim tarihinden itibaren başlayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı itirazının eksik incelemeye dayalı olarak reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
Somut olayda davalı tarafça zamanaşımı defiinde bulunulmuş ise de 6098 Sayılı TBK'nın 244/3.maddesinde; "Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak beş yılın ve satıcının ağır kusuru varsa yirmi yılın geçmesiyle zamanasımına ugrar." hükmü düzenlemiş olup satım tarihi olan 03/09/2014 tarihi ile davanın açıldığı 14/06/2019 Tarihine göre beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımına ilişkin defii yerinde değildir. Ayıp ihbarına ilişkin alıcı davacının yükümlülüğünü yerine getirmediği savunması yönünden ise; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ileri sürülen ayıpların gizli ayıplı olduğu tespiti yapılmış ise de tespiti yapılan ayıpların en erken hangi tarihte oluşacağına ilişkin herhangi bir tespite yer verilmemiştir....
(BK 125.) maddesinde belirtilen “on yıllık” zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi kural olarak iş kazasının meydana geldiği tarihtir (Hukuk Genel Kurulunun 05.02.2019 tarihli ve 2018/21- 523 E.,2019/70 K. sayılı kararı ). Somut olayda dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerden kaza tarihinin 14/08/2007 tarihi olduğu, davacı tarafça 16/08/2017 tarihinde dava açıldığı, dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, meydana gelen zararın artması ve değişmesinin de söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece Mahkemesince, davalı tarafın zamanaşımı defii değerlendirilerek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirirken aksi yönde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur....