Dava şartlarının mevcut olduğu, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 05/11/2021 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde Mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818 maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Dava şartlarının mevcut olduğu, hasımsız bir dava olup, davalı taraf olmadığından bu yüzden yapılmış bir ilk itiraz bulunmadığı, zamanaşımı defii, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının yaptırıldığı, ilk ilanın 05/11/2021 tarihinde yapıldığı ve 3 aylık yasal süre içinde Mahkememize dava konusu senet yönünden herhangi bir müracaatın olmadığı, davanın TTK 818 maddesine atıfla 761.-762. madde kapsamına göre sübut bulduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Davalı, zamanaşımı defii ileri sürmüş, anlaşma hükümlerinin geniş yorumlanarak mülkiyet hakkının kısıtlanamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalının çekişme konusu taşınmazdaki paylı mülkiyeti sona erdirmek için açtığı ortaklığın giderilmesi davası açmasının, sahip olduğu ayni bir hak olan mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı tasarruf yetkisi gereği olduğu, kaldı ki taraflar arasında imzalanan protokol ile bu yetkinin kısıtlanmadığı, paylı mülkiyetin devamının çekilmez hale geldiğinin söylenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 11.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında taşınmazın değerinin keşfen saptanmadığı anlaşılmaktadır....
Davalılar ... vekili, ... vekili, ... vekili ve davalı ..., zamanaşımı defiinde bulunmuşlar, esas yönden de davanın reddini istemişlerdir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bir kısım davalıların zamanaşımı defiinde bulundukları, talep edilen tüm alacak kalemleri yönünden 6762 sayılı ...'...
Ödeme belgesi ve davalının borcunu ödediğine dair savunması ödeme defii niteliğinde olup her zaman ileri sürülmesi mümkündür. Hal böyle olunca; davalı ...'nin iddiasının araştırılması gerekir. Mahkemece, davalı ...'nin delil olarak sunduğu ödeme belgesi araştırılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmektedir. 2-Bozma nedenine göre davacının ve diğer davalı ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenledavacının ve diğer davalı ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E) Gerekçe: 1-Davacının 08.02.1984–31.05.2002 tarihleri arasındaki çalışma döneminin kıdem tazminatları ödenmek suretiyle tasfiye edildiği anlaşıldığından son çalıştığı dönem itibariyle hesap yapılması gerekirken davacının 1984 yılından 2007 yılına kadar ki tüm çalışma dönemleri değerlendirilerek ve davacının 31.05.2002-14.03.2005 tarihleri arasındaki başka iş verenlerde çalıştığı süreler dışlanarak toplam hizmet süresinin 17 yıl 3 ay 17 gün kabulüyle hüküm kurulması hatalıdır. 2-Davalının diğer alacaklarına ilişkin zaman aşımı defii değerlendirildiğinde dava tarihinin 15.07.2008 olup, 5 yıllık zamanaşımına tabi olan ikramiye ve ücret alacaklarına ilişkin taleplerin 2000- 2002 yıllarına ait olduğu değerlendirilmeksizin dava dilekçesinde talep edilen miktarlar üzerinden ücret ve ikramiye fark alacaklarına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle toplam 5.399,09 TL'nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalılar yargılama aşamasında ve temyiz dilekçelerinde davacının yatırdığı peşinatın mahsup edilerek konut maliyetinden düşüldüğünü savunmuşlardır.ödenen peşinatın mahsup edildiğine dair savunma ödeme defii niteliğinde olup her zaman ileri sürülmesi mümkündür. Hal böyle olunca davalıların mahsup yapıldığına dair 2011/3903-13850 savunmalarının araştırılması gerekir. Mahkemece, davalılardan mahsuplaşma yapıldığına dair delilleri sorulup alınarak ve gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi de yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 30.04.2010 tarihli temyize cevap dilekçesinde ,davalının mahkeme kararında lehlerine hüküm altına alınan alacakları toplamını 9.04.2010 tarihli ve 15.04.2010 tarihli ödeme dekontları ile ödediğini,davalının yaptığı ödemeler nedeni ile davalı şirketten alacaklarının kalmadığını davanın konusunun kalmadığını iddia etmiştir.Temyize cevap dilekçesine eklenen ödeme belgeleri ile davalının borcunu ödediği iddia edildiğinden buna dair açıklama ödeme defii niteliğinde olup her zaman ileri sürülmesi mümkündür. Hal böyle olunca davacının iddialarının araştırılması gerekir.. Mahkemece, davacının delil olarak sunduğu ödeme belgeleri sorulup getirtilerek ve gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi de yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar 2012/13685-22580 verilmesi gerekir....
Zaman aşımı defii dikkate alınmaksızın hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmektedir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
alacaklarının varlığını ispatlayamadığını, tanık beyanlarının somut olmadığını, davalı tanık beyanları dikkate alınmadan sadece davacı tanık beyanlarına göre karar verildiğini, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, reddedilen ücret alacağı bakımından vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürmüştür....