WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava kısmi olarak açılmış, davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş, bilirkişi aporunda dava zamanaşımı dikkate alınarak hesaplama yapılmış, Mahmemece davalının ıslaha karşı zamanaşımı defii dikkate alınarak alacaklara hükmedildiğinden, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde bulunmamıştır. Bu itibarla tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri ile karar gerekçesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1(b)1maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

Davalı vekili davaya karşı süresinde zamanaşımı defii ileri sürmüştür.Davacı haksız fesih iddiasında bulunduğundan iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat külfeti davalı işverendedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş 03/12/2014 dava tarihi itibariyle talep edilen alacaklardan ücret alacağı, yıllık ücretli izin alacağı,fazla mesai alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağı zamanaşımına uğradığından davalı vekilinin süresindeki zamanaşımı defiini de gözeterek bu alacak talepleri için zamanaşıma uğradıkları gerekçesiyle red kararı vermektir....

    Ancak emsal dava dosyaları ve tüm tanık beyanları dikkate alındığında, davacının haftanın 6 günü 07.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme düşülerek, pazar günleri ise 2,5 saat fazla çalışma yapıldığının kabulü ile haftada 17,5 saat fazla çalışma yapıldığı gözetilerek hesaplama yapılması dosya içeriğine uygun düşecektir. 3- Diğer yandan, davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuş olup, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı defii değerlendirilmeden ve gerekirse bilirkişiden ek rapor aldırılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11/12/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Davalı ... vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı defii ve husumet itirazını ileri sürmekle birlikte davacının istemiş olduğu hasar miktarının tek taraflı tespit edildiğini ve bu miktarı kabul etmediklerini, ayrıca faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini fi belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, haksız fiilden kaynaklandığı iddia edilen zararın tazminine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.49/1 maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Yine TBK m.m.72/1 hükmü ise “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklindendir....

        Aşamalarda da verdiği dilekçelerle zamanaşımı defiini tekrarlamıştır. Duruşmada hazır bulunan davacı vekili buna itiraz etmemiş, aşamalarda verilen dilekçelerde yer alan zamanaşımı defiini içeren beyanlara itiraz etmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece davacının fazla çalışma alacağı ile genel tatil alacağı istemleri yönünden zamanaşımı defii nazara alınmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece davacının genel tatil ve fazla çalışma alacağı istemleri yönünden zamanaşımı defii nazara alınmadan hüküm kurulması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.02.2012 tarihinde karar verildi....

          tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır....

          Davalı Kurum'un zamanaşımı itirazı yönünden; Davalı Kurum dava dilekçesini 18/01/2019 tarihinde tebliğ almış, mahkemeden talebi üzerine 31/01/2019 tarihli mahkeme ara kararı ile davalının cevap dilekçesi süresi 1 ay uzatılmıştır. Davalı kurum, 27/02/2019 tarihinde süresi cevap dilekçesi vermiş ve zamanaşımı defiinde bulunmuştur. Davacı 19/03/2019 tarihinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazını kabul etmediklerini beyan etmiştir. TBK 147/6 maddesi hükümlerine göre eser sözleşmesinden doğan alacak davaları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup TBK'nın 149. maddesi hükümleri gereğince zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacaktır. Ancak mahkemece davalı kurumun zamanaşımı defii ile ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır....

          Dosya içeriğine göre; dava dilekçesine karşı davalı tarafın cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunduğu, ancak ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı defi ileri sürmediği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı def'i, ıslah dilekçesine karşı da geçerli olmaz. Islaha karşı davalı tarafça yeniden zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasında isabetsizlik yoktur....

          Davalı ..., zamanaşımı defii ileri sürmüş, taşınmaz devir sözleşmesi niteliğinde olan protokollerin noterde usulünce yapılmadığından geçersiz olduklarını, davacının herhangi bir hak talep edemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., zamanaşımı defii ileri sürmüş, 2005 tarihli proktokoldeki edimini yerine getirdiğini, davacının protokole dayalı herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, protokolün geçersiz sayılması halinde devrettiği taşınmaz payının kendisine iadesinin gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuş, 22.11.2016 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalı ... adına kayıtlı çekişme konusu taşınmaz payının davacıya ait olduğunu beyan etmiştir....

            Davalı ..., zamanaşımı defii ileri sürmüş, taşınmaz devir sözleşmesi niteliğinde olan protokollerin noterde usulünce yapılmadığından geçersiz olduklarını, davacının herhangi bir hak talep edemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., zamanaşımı defii ileri sürmüş, 2005 tarihli proktokoldeki edimini yerine getirdiğini, davacının protokole dayalı herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, protokolün geçersiz sayılması halinde devrettiği taşınmaz payının kendisine iadesinin gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuş, 22.11.2016 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalı ... adına kayıtlı çekişme konusu taşınmaz payının davacıya ait olduğunu beyan etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu