, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nın 102/4. ve 104/2. maddeleri ve CMK.nın 223/8. maddesi gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, emanetin 2005/70 sırasında kayıtlı tabanca ve eklerinin TCK. 54. maddesi gereğince MÜSADERESİNE, 2- Sanığın, genel güvenliği tehlikeye sokmak suçundan kurulan hükme karşı temyizine gelince: Sanığa yüklenen genel güvenliği tehlikeye sokmak suçunun yasa maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e maddesinde belirlenen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin, durma süreside eklendikten...
Eksik teselsülde borçlulardan birine karşı kesilen zamanaşımının doğrudan doğruya diğerine karşı da kesildiği kabul edilmediğinden alt işverene karşı kesilen zamanaşımı, bunun asıl işverene karşı da kesildiği sonucunu doğurmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09.10.2013 gün ve 2013/9-1559 E, 2013/1461 K sayılı kararı ile Dairemizin bu görüşünü benimsemiştir. Böyle olunca davalı asıl işverenin zamanaşımı itirazı üzerinde durulmalı, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi fazla çalışma ve genel tatil alacağı yönünden bu konuda bir değerlendirme yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı gerekçe ile bu alacakların tamamının kabulüne karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eksik teselsülde borçlulardan birine karşı kesilen zamanaşımının doğrudan doğruya diğerine karşı da kesildiği kabul edilmediğinden alt işverene karşı kesilen zamanaşımı, bunun asıl işverene karşı da kesildiği sonucunu doğurmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09.10.2013 gün ve 2013/9-1559 E, 2013/1461 K sayılı kararı ile Dairemizin bu görüşünü benimsemiştir. Böyle olunca davalı asıl işverenin zamanaşımı itirazı üzerinde durulmalı, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi fazla çalışma ve genel tatil alacağı yönünden bu konuda bir değerlendirme yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı gerekçe ile bu alacakların tamamının kabulüne karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 18.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda, sair şikayetinin yanında çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazında da bulunduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, ancak borçlunun çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazı hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. O halde mahkemece, borçlunun çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazına yönelik itirazlarının da incelenmesi ve değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, sözü edilen istemler incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz. Somut uyuşmazlıkta, dava kısmi dava olarak açılmış ve mahkemece kısmi alacak davası olarak kabul edilmiş ve sonuçlandırılmıştır. Davacı davasını 09.06.2016 tarihinde ıslah etmiş ve 14.06.2016 tarihli verdiği dilekçe ile davalı tarafça zamanaşımı def'i ileri sürülmüştür....
Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. Somut olayda, davalı Belediyenin zamanaşımı itirazı süresinde verilmediğinden reddedilmiştir. Davalı ... Tem. Yemek Üretim ve Sos. Hiz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kısmi davada ıslaha karşı yapılan zamanaşımı itirazı değerlendirilmemiş ise de, zamanaşımına uğraması ihtimali bulunan fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinde hükmedilen miktarların dava dilekçesinde talep edilen miktarlardan daha az olması karşısında, davalının cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında da bulunmadığı dikkate alınarak ıslaha karşı yapılan zamanaşımı itirazının somut uyuşmazlıkta sonuca etkisinin olmadığının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu açıklama ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 17/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen ve zamanaşımı bakımından lehe olan 765 sayılı TCK'nın 492/1. maddesi kapsamındaki hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık asli zamanaşımı süresinin sanığın hükümlülüğüne karar verildiği 30.05.2006 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı HÜKÜM : Davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi gereğince düşürülmesi yerine, 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; Gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 Sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik Enerjisi Hırsızlığı HÜKÜM : Zamanaşımı Nedeniyle Ortadan Kaldırma Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi gereğince düşürülmesi yerine, 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; Gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 Sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....